AMARİS

Zehir

200 yorum sınırı dolmadan bölüm gelmeyecek.

Kitabın Instagram hesabı: rozemiyy

Teninin her bir noktası ezberimde...

Kırmızı bülten.

Takıldığım tek nokta buydu.

Kılıç keyif dolu ses tonuyla "Kırmızı bültenle aranan örgüt lideri boksör"dedi.

Poyraz Kıraç Baysal kırmızı bültenle aranan bir örgüt lideri.

Poyraz düz bir ses tonuyla "konuyu kapatın"dedi.

Tuğçe bende olan bakışlarını yanımdaki adama doğrulttu. "Poyraz haklı yanında sevgilisi varken bu tür konuları konuşmak yersiz"dedi.

Tuğçe'yi destekleyen Kılıç "haklısın bu gece eğlenceli konuları konuşalım"dedi.

Masanın en ucunda oturan kadın "evlenmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu.

Bu sorular fazlaydı.

Poyraz'ın hayır demesini beklerken "zamanı gelince düşünüyoruz"dedi.

Poyraz'la evlenmek. Anka Su Baysal olmak. Tüm benliğimi yitirmek gibi geliyordu.

Ben hayatta her zaman sadece Anka olmak istedim. Derdim Aykan, Arslan veya Baysal olmak değildi.

Sadece Anka.

Gazeteci Anka.

Önümdeki viskiden bir yudum alarak gözlerimi Poyraz'a çevirdim. Kulağına fısıldayarak "gidelim mi?"diye sordum.

Birkaç saniyenin ardından elimi tutarak beni ayağa kaldırdı. Masadakilere doğru dönerek "iyi geceler"dedi.

Mekandan çıktığımız an gökyüzüne doğru baktım. Hava kasvetliydi, kötü bir gece gibi.

Düşen bir kaç yağmur damlasına kocaman gülümsedim.

Bu satıları okuyan dostum belki de bu gece bulutlar dahi yaralarımıza ağlıyordur.

Acılarımı unutmak için geldiğim bu şehirde yeni bir acıya doğru yelken açmıştım.

Gelen arabanın ön kapısını açtı. Arabaya binerek derince bir nefes alıp verdim. Ortada dönen bir çok yalan vardı. Ve bu yalanlar beni tedirgin ediyordu. Şoför koltuğuna oturarak arabayı çalıştırdı.
Onunla birlikte beş altı araba daha hareket etmişti.

Kafamı yasladığım camdan usulca kaldırdım.

Poyraz'la yaşamak çok güzeldi.

Poyraz'a dokunabilmek onu öpmek çok güzeldi fakat olanlar beni ondan itiyordu.

Kılıç'la, Tuğçe'yle alakası neydi?

Yavuz Aykan şimdi ki adıyla Kılıç Anderson beni neden tanımıyordu?

İnsan kızını unutabilir miydi?

Ve diğer bir konu annemdi. Annem neden onlara benim öldüğümü söylemişti? Bunu yaparak amaçladığı şey neydi?

Boğularak öldü.

Saatlerdir kafamın içerisinde dönen cümle buydu.

"Tuğçe"ye neden o kadar soru sordun?"diye sordu.

Umursamaz bir ses tonuyla"öylesine"dedim.

"Birce'den sonra ilk kez bir kıza yakın davrandı"dedi.