2.B BAŞROL

17.5K 747 32
                                    


"Selam"

En güzel gülümseme ile baktım karşımdaki 'ben karizmanın tanımıyım' diye bağıran adama.

"Merhaba"

Evet tok sesi çınladı kulağımda ve sesindeki gizli naiflik ise ben kandırılmaya musait bir adamım diyordu.

"Oturabilir miyim?"

İlk adım önemli. Basit kadın izlenimi verip pat diye sandalyeye oturmak yasak! Kibar ve hanım efendi olduğunu göstermek seni gözlerinde yüceltir.

"Evet, elbette"

Oynadığım oyuna bile bile gönüllü olanlar ise en sevdiğim erkek tipi.

"Ben bir şey sormak istemiştim."

Direk konuya girmek ne istediğini bilen bir kadın olduğunuzu gösterir, her zaman net ve kısa olmak önemlidir. Ve soruyu sorup bir cevap vermesini beklemek ise onun merak duygusunu cezbeder.

"Sevgiliniz var mı?"

En önemli soru... her şeyin kaderi sanırım bu soruya bağlı. Benim için en önemli şey sadakattir. Ne oyun oynarsanız oynayın, ne sadakatsiz olun ne de buna alet olun.
Ha? Yalancı'lar mı? Onların ise kendi kaybı. Ben medyum değilim sonuçta.

"Hayır"

Evet sesindeki memnuniyeti saklayamadı. Canım her önüne gelen işveli- cilveli kadına yeşil ışık yakarsan uzun bir süre daha 'ilişki durumu: karmaşık olamayacak kadar yok' olacaktır.

"Ah! Benim için güzel, sizin için ise üzücü. Numaranızı alabilir miyim?"

Cebimde taşıdığım post it'lerden bir tane aldım ve uzattım. Kagıt her zaman en sağlam yoldur. Ki benim amacım zaten bu kağıtlar. Kendi el yazıları ile yazılmış numaralar.

"Buyrun"

Geri verirken gözlerinde geçen parlama için bir an üzüldüm. Ama bir saniye bile sürmedi tabi ki bu. Ben erkelere acımazdım. Kuyruk acım kesinlikle yoktu.

"Umarım aradığınızı bulursunuz. Iyi günler"

Son işveli bir gülücük ile perde kapanır.

Yüzümdeki gerçek gülümseme ile kızlara doğru yürüdüm. Şirketten çıkamadığım için kızlar gelmişti. Ve oğle yemeği için bir avm'deki lüks restoranı tercih etmiştik. Biz sürekli yeni yerler keşfeden ve sıklıkla yer değiştiren bir dörtlüydük.

" Evet bugünkü oyunun sonuna gelmiş bulunmaktayız. Siz seyircilerimize teşekkür ediyorum."

Küçük bir baş selamı verdim.

"Bıkmadan nasıl devam ediyorsun hala şaşırıyorum gerçekten."

Derin kocaman gülümseme ile söyledi bunları. Tabi ki arkamdalardı ve bu küçük başrolü degişmeseyen tiyatroyu izlemekten zevk alıyorlardı.

"Alışkanlık haline geldi artık. Biliyorsunuz yoksa çabuk sıkılırım ben. Hem bana da iyi geliyor. Stres atıyorum. Işlerden çok sıkıldım."

Bezginlikle kafamı masaya koydum ve kaldırdım. Göz altlarım bile morarmaya yüz tutmuştu. Kızlarla bu iki haftada, aynı evde kalmamıza rağmen bir iki kere karşılaşmıştık.

"Hala tamamlanmadı mı eksikler? Yardım edelim diyoruz ama istemiyorsun. Böyle gidersen iskeletinle katılacaksın o açılışa. Otelin simgesi olarak seni girişe asarız ama biz korkma"

Ekin her ne kadar şakayla karışık kızmak istese de sevmiyordu bu hallerimi biliyordum. Ama koca bir otel açıyordum. Aslında çokta koca değildi. Hoş ve gotik bir yerdi ama olsun. Tamamiyle bana aitti ve ben bizimkilere başarabileceğimi kanıtlayacaktım.

"Siz organizasyonu ne yaptınız. Bana diyorsunuz ama sizde benden farksız sayılmazsınız."

Eylül ve Ekin....birde isimleri vardı değil mi? Isimlerinden onlarla ikiz dingiller diye az dalga geçmedik. Her ne kadar Ekim olmasa da peşi sıra gelen aylar gibilerdi. Her neyse ikisi de küçük bir organizasyon şirketi açmışlardı. Uzun süredir bu işle uğraşıyorlardı ve bir kaç küçük iş almışlardı. Bunun için otel ile şimdiden anlaşmaya bile girişmişlerdi. Buradaki otel tabi ki benim açacağım oteldi.

"Senin otel'i açman ile daha fazla iş alacağız cicim. Ve bence bir an önce bitir. Az laf çok iş benim sözüm biliyorsun. Bakma sen bunlara"

Son noktayı koydu işkolik Eylül. Tam bir iş kadınıydı Eylül. Hepimizin karakterini yansıtan baskın yanları vardı farklı alanlarda. Derin tam bir ev kadınıydı mesela. Ekin ise elini neye uzatsa tutabilecek biriydi ve tam bir cazgır. Ben ise hepsinden bir şeyler almıştım sanırım. Eylül gibi gerektiği yerde tamamiyle işkolik, Derin in baş yardımcısı ve Ekin'in çılgınlık ve kadınsı taraflarını yansıtıyordum.

Bütün bu konuşmalar sırasında olayı en başından beri takip eden ve gözlemleyen bir iş adamı daha vardı tabi.

Bay oyunbaz.

Bu oyundan hoşlanmış ve sahneye çıkmayı merakla bekleyen bir başrol!

BAYAN IŞVE (Bay ve Bayan LADEN serisi 1)"TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin