8.B TANIMIYORUM

11.5K 662 30
                                    

Selamlar....Evet! Okuyan ve devam eden birileri varsa eğer sizden ses vermenizi istiyorum. Iyi yada kötü sıkıcı veya değil bir şeyler söyleyin lütfen. :P Klasik gidişat falan filan hiç hoşlanmasam da nedense aklıma eskisi kadar değişik şeyler gelmiyor. Yüzeysel düşünüyorum şu aralar aslında o yüzden ne tür aciklar verdiğim bilmiyorum. Olabildiğince kısa tutup uzatmayacağım aslında hikayeyi. Gelişmeler biraz hızlı olacak sonra sonuca bağlayıp 10 belki 12 bolum sonra bitirecegim.

Iyi okumalar.

Tunç ve bay ölü beni hala görmemişken kendimi toparlayıp lobinin arkasına attım kendimi. Çalışanların şaşkın bakışları arasında kendimi gizlemeye çalışıyordum. Adını okuyamadığım çocuğu elimle yanıma çağırdım. Eğilmesini bekledikten sonra yaka kartını elime alıp baktım. Mert!

"Bak Mert. Şimdi diğer arkadaşını uyarıyorsun biraz daha bana salak salak bakarsa şayet yakalanacağım ve rezil olacağım. Sonra yerine dönüyorsun ve beni görmemiş gibi yapıyorsun. Tunç müdürün yanına gidiyor ve onları Tunç'un odasında karşılayacağımı söylüyorsun. Okey? Anlaşıldı mı? " bir süre yüzüme öküz ve tren ilişkisi misali baktı ve kafasını salladı. Ama tek kelime edemedi. Büyük ihtimal patronunun bir kaçık olduğunu düşünüyor. Ya da bana sarışın muamelesi yapıp takmamaya karar vermişte olabilir.

Mert dediklerimi yapmak için kendini toparladı ve yanında çalışan kıza bir seyler söyleyip çıktı lobiden. Bir süre sonra yanıma geldi ve lobiden çıktıklarını haber verdi.

Güzel!

Şimdi o oyunbaz herife bir kez daha rezil olmaktan kurtulmuş ve plan yapmaya başlamıştım. Madem benimle oyun oynayabileceğini sanıyordu, bende öyle sanmasına izin verebilirdim. Ne demişler ; kıssas' a kıssas!

Odaya gitmeden önce kendimi lavaboya attım. Ne yapacağıma karar verip öyle çıkacaktım karşısına. Öncelikle açılışta beni aşağıladığını unutup sineye çekmeyecektim. Ama şuan bulunduğu konumda iken hiç bir şey yapamazdım. Şuan profesyonel olacaktım. Gördüğümde kesinlikle tanımamazlıktan gelecektim.

Sonuçta şuan burada iş için bulunuyordu. Benim aleyhime bir sonuç çıkarmasını istemezdim. Onunda profesyonel davranmasını ummaktan başka yapacak bir şeyim yoktu. Ama ben sabırlı bir insandım ve dayanabilirdim!

Yani sanırım.

Inşallah!

Bismillah...diyerek geldim kapıya ve bir kez tıklatıp kapıyı açtım.

Iki çift göz bana dönmüştü.

Gülümsedim ve içeriye girdim. Gözlerini bana dikmiş ve tepkimi dikkatle izliyordu.

'Daha çok izlersin sen...istediğini alamadığında göreceğim ben seni.' Icimden konuşmayı bırakıp ona döndüm.

"Hoş geldiniz. Alkım Karan değil mi?" Elimi uzattım. Gülümsememi bozmadım. Ilk defa görmüş gibi yaptım. Evet iyi gidiyorsun be kızım. Yüzünden bariz belli olan bir şaşkınlık ile uzatti elini. Şuan zafer dansı yapıp büyük bir kahkaha atmak istiyordum. Resmen apışıp kaldı. Sahne bir Erna'nın zaferi.....

"Evet. Sizde Erna Laden olmalısınız." Diyor kendini toparlayıp, hafifçe elimi sıkıyor ve çekiliyor. Hadi canım hadi güzelim konuşacaksın az daha gayret dememek için zor tutuyorum kendimi.

"Evet. Kusura bakmayın son dakika bir iş ile ilgilenmem gerekti. Karşılayamadım. Ama Tunç zaten otelin sahibi sayılır. O yüzden içim rahattı." Tunç'a dönüp en icten gülümseme ile ona göz kırpıyorum. Evet kendini kasma Erna...

Yüzünde hafif bir kasılma görür gibi oluyorum bana dönüp zoraki bir şekilde gülümsüyor. 'Ah be yavrum. Daha ne kasacağım ben seni. Uzerine atlayıp seni burda öldürmek ve gömmek vardı da işte. Böyle uğraşmakla yetiniyorum. Herşey cennetim için valla.'

"Sorun değil. Neyse ki buradasınız. " nedense bunu söylerken bana 'neyse ki kaçmamışsın' demiş gibi geldi. Aldırdım mı? Hayır!

"Peki öyleyse sizin içinde sorun olmazsa eğer bugün size tüm oteli gezdirmek isterim. Daha sonra değerlendirmenizi yapabilirsiniz. Nasıl olur?"

***ALKIM KARAN***

Otele doğru gelirken içimde bastıramadığım bir heyecan vardı. Sanki içimde başka bir ben daha vardı ve ara ara dışarı çıkmak ve benim yerime geçmek istiyor gibiydi.

Bunu sadece işveli cadının vereceği tepki icin sabırsızlanma sendromu olarak adlandırıyordum ben nedense.

Eh şimdi beni gördüğünde onunla oynadığımı ve açılışta bilerek o sözleri ettiğimi anlayacaktı. Ve ben o anı vereceği tepkiyi ölesiye merak ediyordum. Öyle ki uyuyamamıştım tüm gece.

Ve söylüyorum bilinsin! Ben hep düzenli uyur ve uyanırım. Erken kalkar erken yatardım. Üniveriste sınavına girmeden önce de böyle oldu, ilk motorumu aldığım gece de. Ama dün uyuyamamış aklımda Erna ile karşılaşma sahnelerimizi kurmuştum.

Sonra ne oldu? Hepsi buhar oldu ve uçtu. Ne pat diye karşılaşmıştım ne de beni gördüğünde şaşırmasını sağlayabilmiştim.

Yetmezmiş gibi birde hanım efendi geldi ve benimle ilk defa tanışıyormuş gibi yaptî. Gözlerimin önünde müdür ile kırıştırdı!

Neymiş otelin sahibiymiş miş. Nikahina alsaydı bari!

Alırmıydı?

Düşüncelerimin gittiği yönü beğenmediğim için bana sorduğu soruya odaklandım. Acil bir plana ihtiyacım vardı. Ben buraya onunla uğraşmaya gelmiştim. O benimle uğraşsın diye değil. Madem beni tanımamazlıktan geliyordu bende tanıtırdım.

"Aslında..." diye söze girdim. Dudaklarımda küçük bir tebessüm ile onun elamsı gözlerine odaklandım. "Çok yoruldum. Buradaki planım da ilk iki gün içerisinde işi bitirmek ve küçük bir tatil yapmak vardı. Ama bugünü es geçeceğim sanırım. Yarın başlarsak sorun olmaz heralde?" Diyerek bitirdim sözlerimi. Gözleri yavaş yavaş yeşile dönerken dişlerini sıktığı belli oluyordu.

Kendisinin de planları vardı sanırım. Güzel!

"Olmaz tabi ki. Ben sizi odanıza çıkarayım. Yarın sabah kahvaltısında size eşlik etmek isteriz. Ondan sonra ise işe başlarız." Tunç bey olayı eline alıp aramızdaki sözsüz savaşı bitirmişti. Erna gözlerini bende çekti ve derin bir iki nefes alıp verdi.

Bu gülümsememi derinleştirdi. Sonra ke dimi toplayıp Tunç'a döndüm ve planı onayladım.

"Yarın sabah görüşmek üzere Erna hanım." Uzattığım elime istemsizce de olsa uzattı elini. Avuçlarımda döndürdüm ve bir adım yaklaşarak gözlerinin içerisine baka baka öptüm elini.

Bedeninin kasıldığını saniyesi saniyesine hissettim. Yarım bir gülüş ile ona baktım ve önden çıkan Tunç'un arkasından cıktım. Kapıyı kapatmadan önce arkamı dönüp ona göz kırptım.

Odama doğru giderken aklımda sadece yeşilin en koyusu gözler ve hoş bir baharat kokusu vardı.

Birde sahne iki Alkım Karan zeferi...

BAYAN IŞVE (Bay ve Bayan LADEN serisi 1)"TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin