9.B ARKADAŞ

13.7K 617 5
                                    

Multimedia RENK & ERNA

Yatağın ortasına oturmuş kucağımda yastığım çenemde elim ve tam karşımda olan batman balmumu heykelinde olan gözlerim ile derin düşüncelere dalmıştım.

En dibe batmış olmalıyım ki kafama doğru saatte 300 km hız ile gelen yastığı fark etmemiş, yerimden sıçradıktan sonra aynî hız ile yatak başlığına geçirmiştim.

Hay ben senin ebenin....

Kafamı sinirle yastığı atan ellerin sahibine döndürdüm.

"Ne yapıyorsun sen Ekin? Benim sabrımı mı sınamaya çalışıyorsun?"

"Ne yapayım, bir önünde amuda kalkmadığım kaldı! Hadi be Erna. Hadi güzelim yeter hayali aşkın ile bakıştığın. Birazda gerçeği ile bakışalım kaldır da kıçını."

Kızlar eğlenmeye çıkıyorlardı ve Ekin yarım saattir beni ikna çabasındaydı. Yani dinlemedim ama öyle olmalıydı.  Anladığım kadarıyla!

"Ekin sabah  o Alkım denilen herif ile kahvaltıya gideceğiz dedim. Biliyorsun içersem eğer hayatta kalkamam. Kalksam kendime gelemem. Gelsem catlarım tüm gün çalışamam. Dinç görünmezsem eğer nasıl başa çıkacağım! "

"Ya merak etme. Fazla içmene müsade etmeyeceğiz. Hadi!"

Derin bir nefes verdim. Elimdeki yastığı yatağa fırlatarak ayağa kalktım.

"İyi hadi madem. Dalgıç diplomasını sonra alırız."
Eh uzun süre dibe dalabiliyorum ben. Daha fazla düşüncelere dalarsam alabilirim bence diploma.

Beynim yine error veriyor.

Devreler yandı.

....



Hızla hazırlandık ve çıktık. Gideceğimiz mekan belliydi. Uzun zaman önce keşfettiğimiz, otelin  yakınlarında bulunan ve burayı keşfetmemi sağlayan bara gidecektik.

Eylül ve Derin eve geçmişlerdi bugün ve yoldalardı henüz.

Bugün için loca ayırtmışlardı kızlar. Ekin ile içeriye girdik ve derin bir 'ohh' sesi çıkardım.  Ben ne zamandır bara gelmiyordum allah aşkına. Iş kadını olmak beni yaşlandırmış bence. Bir an önce sahalara dönmeleyim. Ortamın güzelliğine bir bakış daha attım ve localara çıkan merdivenlere tırmandım. 

Bizim loca olduğunu tahmin ettiğim boş bor yere ilerlerken Ekin kolumdan tutup beni başka bir locaya doğru sürükledi 

Dolu bir locaya!

"Ekin eğer tahmin ettiğim kişi oradaysa seni bu gece elimden kimse alamaz."

Bana yavru kedi bakışlarını attı. Ben yermiyim? Tabi ki hayır.

"Vallahi bak tüm kadro buradalarmış zaten. Eylül yer ayırtırken Ozan da burada olduğundan olayı ele alıp seninki ile aynı yere almış bizi."

Benim ki!

Asıl hitap buydu hepsi için. Onlara göre benimkiydi. Ama ne ben onun nede o benim olamamıştı.

Sevgilim olmasa da kutsal bakire değildim heralde bende. Görüştüğüm bir iki insan olmuştu. Ama bunların içerisinde hayatımda olan bir isim vardı.  RENK BILGINC!

Biz dışarıdan birbirimize göre görünsekte, tamamıyla zıt iki insandık.  Biz kendimizi bizden daha çok sevemedik. Ama birbirimize verdigimiz değerde farklıydı. Yaşadıklarımız bile hiç normal olmamıştı.

Şimdi onu görmek istemememin iyi bir sebebi vardı. 

Sevgili olamayacağımızı ve iki arkadaş olarak devam etmemiz gerektiğini söylemiştim evde otururken. Deneyelim derken bile arkadaştan öteye geçmemiş biz yine aynı biz olarak kalmıştık.  Ama o buna sinirlenmiş delirmişti. Iyi olduğumuzu devam etmemizi ve beni sevdiğini söylemişti.

Bir kaç gün sonra ise hiç bir şey söylemeden çekip gitmişti.

Siniri geçer diye beklemiştim. Her şeyden önce sağlam bir arkadaşlığımız var sanmıştım. Döndüğünü biliyordum. Ama zaten işlerimden dolayı karşılaşabileceğim herhangi bir ortam yoktu.

Biz sevgili olmamıştık. Hiç bir şey yaşamamıştık.
Şimdi locaya girmek için herhangi bir tereddütüm yoktu. Ama eski biz olamazdık. Bunu benden bekleyemezdi. O yüzden en iyisi hiç tanışmamışız gibi devam edecektim. Benim yeni yaşam biçimim hale gelmeye başlamıştı bu olay. Ama elimden gelen en iyi şey şimdilik buydu.

Eylül önde ben arkada girdik içeriye.  Her zaman ki işveli gülümsememi takındım. Ben olduğum gibiydim. Kimse için bunu bozamazdım.

"
Selam millet." Renk'in nerede olduğunu görmüş ve o yönden uzak durmuştum. Herkes ile selamlaştım  ona bakmıyordum. Selam vermeyi düşünmüyordum. Unuttunuz mu tanımıyorum ben onu.

"Erna otel'in hayırlı olsun. Gelemedim o gün Amerika'daki bardaydım." Evet Ozan demiştik değil mi. Barın sahibi her ota boka atlayan Ozan arkadaşımız.

"Teşekkür ederim Ozan" suan seni öldürmemek için zor duruyorum canım bekle diyemedim tabi.

Ortam mı gergindi ben mi gerildim bilmiyorum ama hiç rahat değildim.  Eylül ve Derin de geldikten sonra daha da rahatlamıştım. Renk ile göz göze gelmesem de bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. 

Biri sizi gözleri ile yiyebilecek kapasitede bakabiliyorsa emin olun hissedebiliyorsunuz.

En sonunda dayanamamış olmalı ki yanıma geldi. Evet yüzsüz herif. Erkek milleti işte. Nato mermer nato kafa. 

Önümde dikilen keresteyi görmezden gelmek istesem de yapamamıştım.

"Buyrun?" Sıkkın ve konuşmak istemeyen bir ifade ile konuşmuştum. Anla da git be adam.

"Hoş geldin demeyecek misin?" Pişkin mi dediniz?

"Hoşça kal dediğimi hatırlamıyorum." Buyur burdan yak. Tanımıyordum dimi ben. Dilimi kesip kunduzlara yedireceğim!

"Konuşalım mı?" Umut fakirin ekmeği be gülüm. 

"Hayır!" Kafamı yanımda basket maçı izler gibi bizi izleyen Derin'e çevirdim.  Eh başı dönmüştür tabi.

Derin'le konuşmaya devam edecekken elimden tutup beni çekiştiren bir adet Kütük ile sarsıldım.

Anlamazdı Renk bey. Hayır'ı yok ki herifin.

Beni çekiştirmesine ses çıkarmasam da kolumu kurtarmak için çabalıyordum. Ama koala gibi sarmıştı bileğimi beyefendi.

Çıkışa gelmiştik ve tam kapıdan çıkacakken diğer bileğimden de yakalanmam üzerine yerimde sendeleyerek kaldım. Iki taraftan da çekiştirilirken ordan oraya savrulan saçlarım ve dengem sayesinde kimin bizi durdurmaya çalıştığını anlamamıştım.

En sonunda Renk takıldığı engeli algılayıp durdu ve bende dengemi sağlayabildim. Kafamı kaldırdığımda beni bekleyen büyük sürprizden habersiz.

Evet evet. Bir adet ALKIM KARAN kazandınız. Cee eee misali ortaya çıkıyordu herif. Bu kadar tesadüfte fazla diye düşünürken Tunç'un bize kaşları çatık bir şekilde baktığınî gördüm.  Tesadüf değilmiş. Tunç ile Renk yaşıtlardı. Zaten o sayede tanışmıştık. Onu görmeye gelmiş olmalıydı.

"Yeter be bırakın artık kolumu." Diye cığlık attım. Ikisi de korku ile ellerini çekti. Zira delirmiş bir ERNA LADEN hiç bir bünye de barınamıyordu!

BAYAN IŞVE (Bay ve Bayan LADEN serisi 1)"TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin