Şimdi sayın hayalet okuyucularım ve okuduğunu bildiğim sevgili vote ile destekleyen canlar, öncelikle sıkıcı yada değil, iyi veya kötü, hatalı vs hatasız bir hikayenin sonundayım. Sonuna kadar okuyan herkese çok çok teşekkür ediyorum. Içime sine sine bitirdim diyemem. Sırf Altın Kadeh için olan heyecanım ağır bastığından biraz önemsemeden devam ettim. Daha iyi olabilirdi belki ileride olur bilemem. Öyle yada böyle bitti gibi ha?
Neyse işte.
Iyi okumalar. :D
Evin kapısını açtıktan sonra girmesini bekledim. Aslında ben arabayı durdurur durdurmaz iner ve gider diye bekliyordum. Òyle bir girişimde bulunmamış hatta sakince yolu göstermemi beklemişti.
Oda konuşmamız gerektiğinin farkındaydı.
Asıl sorun benim ne diyeceğimi bilemememdi.
Ben önce savaşırız sonra ise 'savaşma, seviş' diyerek olayı tatlıya bağlarım diye düşünüyordum.
Neyse...
İçerideki koltuklara yònlendirdikten sonra "kahve yapayım" diyerek kaçmış, düşüncelerimi toparlayıp ikimize de zaman tanımak istemiştim.
Kahveleri yaparken kendimi affettirmek için öncesinden düşündüğüm planı yapmak veya yapmamak arasında kalmıştım. Eğer yaparsam sonrasında beni tamamen terk etme ihtimali vardı. Ya da tamamen bana geri dönecekti. Ne çok şansım varmış....
En azından denemiş olacaktım.
Elime aldığım bardakları hızla yere attım. Mutfakta bıraktığım planın araç gereçlerini de hazırlamış yere düşüp kırdığım porselen parçalarından birini göğsümün kan ile boyanmış kısmına bastırdım. Ve üzerine yattım.
Bir iki saniye sonra ayak sesleri ve 'Alkım' diyen Erna'nın sesi geldi. Gözlerimi yarı açık tuttum. Iyi rol yapabildiğim için ikna kısmında sorun olmayacaktı.
Erna yaklaştıkça yaklaştı. Mutfak kapısına geldiğini gölgesinden ve agzından çıkan binayı sallamış çığlığından anlayabilmiştim.
Anlamamam için yarı değil tam ölü olmam gerekirdi zaten ki onlar bile bu çığlıktan uyanabilirlerdi.
Hızla yanıma geldi ve ismimi sayıklarken diğer yandan bana dokunup dokunmamak arasında kalmıştı.
Umarım cam parçaları çok sıçramamıştır etrafa.
Dizlerinin üstüne oturduktan sonra beni çevirdi ve göğsümü gördüğünde hıçkırarak ağlamaya başladı.
'Ne olur, bırakma beni.'
'Kendine gel.'
'Gidersen seni öldürürüm.'
'Seni affetmedim. Gidemezsin.'
'Affettim ne olur gitme'
Diyerek hem konuşuyor hemde hıçkırıyordu.
Daha fazla kıyamadım ve gözlerimi açtım. Hem zaten affettim de demişti.
"Gerçekten affettin mi?" Diye sordum doğrulurken.
Önce şaşkınlıkla agzı açıldı. Bütün bedenime baktı gerçekten iyimiyim diye. Sonra ne yaptığımı anladı. Ben tam beni öldürecek derken o daha çok hıçkırarak ağlamaya başladı. Yere iyice çöktü ve dizlerini kendine çekerek başını gömdü ve devam etti ağlamaya.
Şaşkınlıktan ağzı açık kalan bendim şimdi.
Böyle bir tepkiyi beklememiştim.
Yanına iyice yaklaştım.
"Erna, güzelim bak bana." Diyerek sakince konuştum. Ellerimi kollarına koymuş kafasını kaldırması için sarsıyordum hafiften.
"Canım özür dilerim. Ben, benim aklıma başka bir şey gelmedi. Konuşsam da boşuna olacak gibiydi. Özür dilerim işvelim. Ne olur ağlama. "
Durdurak bilmeyen gittikçe artan ağlayışı ile kendimi gerçekten parçalayasım geliyordu. Kalbim sıkışıyordu o ağladıkça.
"Kaldır kafanı. Ne olur affet beni. Eşşek herifin tekiyim tamam. Ne istersen yaparım. Yeter ki ağlama. Akıtma o inci tanelerini. "
Beni duyduğundan bile şüpheliydim. Bir iki dakika sonra kafasını kaldırdı. Üstüme gelip göğsüme vurmaya başladı.
"Nasıl yaparsın bunu bana. Ne yaptım ben sana. Niye ya niye? Ne kötülüğümü gördün niye çektiriyorsun bana bunları. Ne istedin benden." Diyerek ellerini göğsüme geçiriyordu. Şuan beni kesse bile müdahale edemezdim. Sözlerinin yanında yapacağı hiç bir şey canımı yakmazdı.
"Affet diye güzelim. Senden başka ne isteyebilirim ben yine senden. Seviyorum seni be işveli cadım.Aşığım sana. Yaptım bir aptallık ne olur affet. Kaybedemem seni işte anla."
Derken ellerinden tutmuş ve sarılmıştım. Bir yandan saçlarını öperken diger yandan sakinleştirmek için elimi gezdiriyordum.
Gözlerimden akan bir kaç damla onun yüzüne karıştı.
.
Fark etmiş olmalı ki geri çekilip bana baktı.Ağlamış olma ihtimalim uzaylı olma ihtimalimden bile daha uzakmış gibi bakıyordu.
Onun bu haline gülmek istedim bir an. Sonra ellerini kaldırıp gözlerimde gezdirdi. Bende onun göz pınarlarını sildim ve tek tek öptüm.
"Ağlamak yok bir daha." Dedim gözlerine bakarken.
"Oyun yok bir daha." Diyerek devam etti oda.
"Benden asla gidemezsin." Diye sürdürdüm.
"Beni asla yargılamayacaksın." Derken hala küskündü.
"Beni sevmeyi bırakamazsın." Bir nevi söz istiyordum.
"Asla." Derken istediğim her şeyi vermişti bana.
Yaklaştım ve kucağıma aldım. Kendi odama doğru giderken aramızdaki sorunu çözmüş olmanın rahatlığını yaşıyordum.
Bu kadın benimdi. Şimdi ve daima.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN IŞVE (Bay ve Bayan LADEN serisi 1)"TAMAMLANDI"
ChickLit"Nasıl yani?" "Şöyle yani,telefonunu aldı ve sana yaklaştığı sırada arkandan bir şeyler yaptı. Yani telefonunu karıştırdı." Son 15 dakikadır yaptığım gibi ağzımı açtım ve yine kapattım. Şok olmuştum resmen. Adam yüksek ve tek ihtimal telefon numara...