13.B ALTUĞ

9.6K 569 0
                                    

Bu hikayede ikinci bir adam yok. Zaten Erna'nın ihtiyacıda yok. Altuğ yada Renk hiç biri ikinci bir sevgili potansiyeli olacak insanlar değil. Ama ALKIM'ın bakış açısından öyle olamaz çünkü her erkek işveli bir kadının yanında tehlike potansiyeli taşır.Yeri gelmişken belirteyim. :D

Iyi okumalar.

*****ALKIM KARAN*****

Salonda yankılanan çığlık ile bakışlarını gazeteden çekip etrafı taradım. Karşılaştığım manzara ise resmen beni sinirden catlatacak cinstendi. Uzun boylu esmer adamın teki, işveli cadıma sarılmış ve ayaklarını yerden keserek tam tur döndürdü.

Elimdeki gazete avcumun içerisinde sıkılmaktan suyu çıkacak kıvama gelmişti.

Biraz daha o ellerini çekmezse eğer, otel sakinleri hiçte sakin olamayacal bir manzaraya şahit olacaklardı.

'Bence otelinin itibarı için geri çekilmelisin işveli cadı...yoksa seni' dişlerimi sıkarak mırıldandım.

Ben her hangi bir kızgınlık tepkisi beklerken sarışından o arkasını dönüpte herifi gördüğünde resmen çığlık atıp kendini adamın üzerine attı.

Çok meraklıysan alırdım ben seni üzerime!

Ve bu sefer attığı çığlığın sevinçten olduğunu belirtmeme gerek var mı?

Ellerini de birbirlerinden çekemiyorlar mübarek!

Erna'nın sevgilisi olduğunu düşünmemiştim açıkçası. O gün barda bile o adamın elinde elini gördüğüm için sinirle çıkmıştı ağzımdan sevgili sözcüğü. Ama bu manzara... Zaten sevgilisi olan hangi insan başkalarına kur yapar ve numarasını alırdı? Hangi erkeğin mezhebi bu kadar geniş olabilir ki?

Onunla uğraşmaktan aklıma gelmemiş olan diğer bir ayrıntı ise o numaralar ile ne yaptığıydı. Arıyormuydu onları? Yoksa sadece dalga mı geçiyordu insanlarla.

Düşünmekten ne yaptıklarını kaçırmıştım. Birbirlerinden sonunda ayrılmışlardı ama birlikte dışarı çıkmak üzereydiler. Gördüklerimden sonra ona bir şeyleri açıklama gerekçemi kaybetmiştim. Istemiyordum.

Hatta şuan onu elime geçirirsem eğer çok kötü şeyler yapabilirdim. Gördüklerim ve düşündüklerim bir kamyon edasıyla çarpmıştı bana.

Aklımda kalan tek şey adamın kim olduğunu öğrenmekti.

Daha sonra ise Erna hanımı bir güzel tokatlamak istiyordum benim içimde estirdiği fırtınalar için. Tabi ki münasip yerlerinden!

***ERNA LADEN****

Arkamdan sarılan kollar beni bir süre döndürdü. Kokusundan anlamıştım kim olduğunu. Hala benim seçtiğim parfümü kullanıyordu.
Beni bıraktıktan sonra ona doğru döndüm ve üstüne atlayıp kollarımı boynuna doladım. Uzun zaman olmuştu be!

"Çok kötüsün ama! Niye haber vermiyorsun?"

Ben özledim galiba seni o yüzden bu sitemlerim modunda söylendim.

"Peki sen neden bana açılış tarihini haber vermiyorsun. Annemlerden öğrendim ben!" Oo..ooww sinirli ses tonu, catılmış kaşlar. "Hayır yani birde beni arıyor ' Sana hiç yakıştıramadım oğlum ben sana Erna dedikçe kendini geri çektin anladım ama nasıl olurda gelmezsin sen açılışa' diye fırça attı. Ve kadın haklı."

Dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi açtım. Çizmeli kedi moduna geçiş yapmıştım.

"Ama Altuğcuk, hiç soruyormusun sen bunca kiloyu nerde verdin? Ne yaptın da eridin böyle. Gece gündüz çalıştın mı. Zorlandın mı diye. Varsa yoksa kız bana sen zaten. "

Omuzlarımı indirdim. Buna dayanamazdı ki o. Çocukluğumda hep böyle yapardım.

"Bak sen şuna bak. Geçiş yaptın yine acındırma moduna. Yemezler ama güzelim. Gel bana eşlik etde senin yediremediğin yeri gerçek bir şeyler ile dolduralım. Yemekte konuşuruz bunları."

Koluna girdim ve onu restoran'a yönlendirdim.

Altuğ geri dönmüştü. Varsın kızsın bana. Alırdım gönlünü nasılsa...

Onun seveceğini bildiğim bir kaç yemeğin siparişini verdim ona bırakmadan. Heyecanımı gördükçe gülümsemesi genişliyor ve göz kırpıyordu, geç dalganı bakalım!

Ne yaptığımı nelerle uğraştığımı uzun uzun anlatırken bir yandan yemek yemeye devam ediyorduk. Herşeyle tek başıma ilgilendiğimi duyunca kızmış ama hak vermişti. Onun neler yaptığıyla ilgili konuştuktan sonra onu sıkıştıracak konuya girirş yaptım. Eylül!

Takmıştım ben ikisine yapacaktım düğünlerini işte.

"Aa...Eylül'de davete bir arkadaşı ile gelmişti." Söylemeyi unuttuğum herhangi bir şey gibi giriş yaptım konuya.

Yediği et boğazında dizili kalmıştı bir an sanırım. Öksürük krizine girdi beyefendi.

"Nasıl bir arkadaş?" Ses tonu kısıktı. Sen söyle ama benim duymak istediğimi söyle diyordu resmen. Çok beklersin canım. Ateşin altını biraz harlamak gerekiyor ki bunada ben gönüllüyüm. Çekeceğiniz var benden.

"Böyle uzun boylu, hafif sarışın falan. Bizimkilere ortak olmak istiyormuş." Ucu açık bir kelime ile bombayı hafiften ortaya atalım.

"Ortak derken? Neresine ortak olacakmış? Sarışınsa olmaz." Diyerek saçmalığın alasına girdin be Altuğ.

"Iş ortaklığı tabi ne demek neresine? Ayrıca yatağına almıyor heralde adamı. Sarışın esmer ne fark eder? Tabi şimdilik. "

Evet yavaş yavaş pimi de çektim.

"Eylül. ..Eylül bir şey mi dedi? Niye şimdilik dedin?" Evet korkuyla konuştu canım ya sen olmuşsun bence.

"Bilmem hayat kısa. Ne olacağını bilemeyiz." Ve bom son nokta. Şimdi konuyu baska bir yere çekelim de burada patlamasın olay.

"O değilde benim sana anlatmak istediklerim var. Sen mayonu giysende gelsen, sonra gidip sahilde keyif yapsak ve dertleşsek?" Alkım olayını anlatacaktım. Bir erkek gözüyle yprum yapmasıma ihtiyacım vardı. Sahi o nerelerdeydi acaba?

"Olur güzelim. Zaten direk buraya geldim. Sen bekleme salonuna geç ben hemen gelirim." Diyerek kalktı. O asansöre yönelirken ben Tunç'u aramaya karar verdim. Geldiğimi onada söylememiştim ama herhangi bir durum olursa diye burada olduğumu bilmeliydi.

Resepsiyondan yukarıdan olduğunu ögrendim. Yönetim katı farklı bir planda olduğu için oranın asansörüne yöneldim.

Asansör açıldıktan sonra adım atacakken birden içeriye doğru itilmemle sendeledim.
Ne olduğunu anlamadan bir çift kol beni köşeye sıkıştırmıştı.

Sinirle kolların sahibine döndüğümde ateş saçan bir çift kahve göz ile karşılaşmak en son istediğim şeydi.

Belki de değildi.

BAYAN IŞVE (Bay ve Bayan LADEN serisi 1)"TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin