Mesafe-Jikook

25

Jimin, Jungkook'un elini sıkıca tutarak bakışlarını odanın her bir köşesinde gezdirdi. Fazla büyük olan odanın duvarlarının tam ortasında duran yatağın karşısında kocaman bir tabla vardı.

"Jungkook?" Jungkook, Jimin'in bakışlarını takip ederek tabloyu fark ettiğinde gülümsedi.

Jimin tabloya doğru yaklaşarak her bir köşesini dikkat ile izledi.

"Kaç yaşındasın burada?" Jungkook elini ensesine götürerek başını önüne eğdi.

"On yedi yaşındaydım." Jimin aralanan dudakları ile Jungkook ve yanında duran başka bir gencin bir arabanın önünde gülerek kameraya baktığı fotoğrafına sinirlendi.

"Kim o?" Farkındaydı, abisi olamazdı çünkü bu Jungkook ile aynı yaşlarda görünüyordu.

"Sevgilim o benim eskiden en yakın arkadaşımdı. Jimin kaşlarını çatarak bakışlarını Jungkook'a çevirdi.

"Neden hâlâ duvarında öyleyse?" Jungkook bu soruyu soracağını bildiği için çok düşünmeden cevap verdi.

"Jimin'im ben o çocuğu aslan kafesine yanlışlıkla attım... Şakalaşırken bir anda ince demir düştü ve... Oda demir ile birlikte aslan kafesine düştü."

Jungkook'un anlatırken gözleri dolarken, Jimin bakışlarını tekrardan tabloya çevirdi.

"Biz o resmi o gün aslan parka giderken onun babasının arabasının önünde çekilmiştik ve ikimizin arasında kalan tek hatıra o resim."

Jimin kollarını Jungkook'un beline sararak yanağını göğüsüne yasladı. Anlattıkları Jungkook için çok zor şeyler olmalıydı. O günden sonra Amerika'ya sıkışıp kalması gibi...

"Anlamıyorum sevgilim neden Amerika?" Jungkook yatağa yatarak, Jimin'i üzerine doğru çekti ve kollarını sırtına doladı dudaklarından öperek başını boynuna gömdü.

"Özel bir okulda okuyor, ve en lüks yerleri keşfediyorduk. Okul müdürü en doğru yerin Amerika olmasını istedi ve bizi gezi için Amerika'ya gönderdi. Orada sadece aslanları görmek değil, Amerika'nın her yerini görmekti... Ama her şey değişti ve küçük bir şaka yüzünden arkadaşımı yanlışlıkla bile olsa ölüme ittim."

Jungkook'un göz yaşları Jimin'in boynunu ıslatırken, Jimin parmaklarını Jungkook'un saçlarına geçirerek dudaklarını ince dudaklara bastırdı. Jungkook öpüşüne karşılık vermezken, Jimin hızını kesmeden dilini iki dudağın arasına göndererek aletinin altında duran alete baskı uyguladı.

Jungkook dudaklarını geri çekerek başını olumsuz anlamda salladı.

"Şuan değil, hayır burada olmaz sevgilim." Jimin alt dudağını ısırarak başını sallarken, Jungkook gülümseyerek Jimin'i bir hamlede sırt üstü yatağa uzattı. Bedenini küçük bedenin üzerine yerleştirerek, dudaklarını dolgun dudaklar ile birleştirdi.

Jimin kalçasını hafifçe oynatarak, Jungkook'un aletine sürtünürken, Jungkook alt dudağını ısırarak Jimin'i engelledi.

"Jungkook... İstiyorum." Jimin kalçasını hafifçe oynatırken, Jungkook koyulaşan gözleri ile bir süre düşündü. Aylar önce Jimin ile Kore'de yaşadığı sevişme ile alnını Jimin'in sıcak alnına yaslayarak dolgun dudaklara küçük bir öpücük kondurdu.

"İsteğini sana vereceğim fazlası ile şimdi olmaz..."

Jimin başını sallayarak gözlerini kapattı. Biran önce o güne gelmek istiyordu.

...

Sojun elinde tuttuğu telefona üst üste birçok kere küfür ederken, Jimin sıkılarak bakışlarını Jungkook'a çevirdi.

"Ben bu oyundan çok sıkıldım ama."

Jungkook abisinin elindeki telefonu hızlıca çekip alırken, bir anda odayı dolduran çığlık sesi ile Jimin kulaklarını kapattı.

"Jungkook öldüreceğim seni en güzel yerinde!"
Sojun bakışlarını Jimin'e çevirerek gülümsedi.

"Şimdi sen mi öldürürsün ben mi sevgilini?" Sojun'un sesi ile Jimin koca bir kahkaha atarak başını salladı. En mantıklı karar telefonu geri vermekti.

"Sevgilim telefonu ona geri ver." SoJun kısılan gözleri ile sinirle Jimin'e baktı.

"Beni başınızdan atıyorsunuz demek?" Jungkook başını olumsuz anlamda sallayarak odanın kapısını işaret etti.

"Hayır abiciğim başımızdan değil, odamdan atıyorum seni." Jimin elini ağzına götürerek güldüğünde, odaya giren Jungkook'un babası ile duruşunu düzeltti.

"Jungkook, Jimin ve sojun gidiyorsunuz derhal!"

Jimin aralanan dudakları ile  bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Gidiyorlar mıydı, nereye?

Mesafe...

...

Bölüm sonu.