Jungkook Kore'de olmasına rağmen elinde tuttuğu telefonu ile Jimin'e yazıyordu. Bazen mesafe kavramı çok uzak, yada
çok yakın olabiliyordu.Jungkook: Akşam bir yerlere gitmeye ne dersin sevgilim?
Jimin yatağın üzerinden kalkarak koca bir kahkaha attı. Kıvraması normalmiydi bilmiyordu ama Jungkook ile ilk defa bir yere gideceklerdi.
Jimin: Tamam akşam saat yedide marketin önünde olacağım sevgilim. Seni seviyorum.
Jimin mesajı gönderir göndermez üzerindeki tişörtü çıkartarak benyoya doğru ilerledi.
Hayatında İlk defa saatlerce hazırlanmıştı.
Saat 05:06
...
Saat 7:00
Jimin nemli saçları ile marketin önüne doğru ilerliyordu. Köşeyi döndüğü an Jungkook'un orada olduğunu görünce utançla bakışlarını kaçırdı.
"Çok beklettim sanırım?" Jimin'in sorusu ile Jungkook başını olumsuz anlamda sallayarak ayağa kalktı.
"Çok değil, sadece bir kaç dakika önce geldim sevgilim."
Jungkook önce markete kısa bir bakış atarak, ardından etrafına baktı bir çocuğun top oynadığını görünce hızlıca dudaklarını dolgun dudaklar ile birleştirdi. Küçük bir öpücük, büyük bir etki bırakmıştı.
"Gidelim"
Jimin başını sallayarak Jungkook'un yanından ilerlerken, bakışları bir nokta ile buluştu. Annesi yanındaki arkadaşı ile kendilerine doğru ilerlerken, Jimin korku ile adımlarını park halinde duran aracın arkasına yönlendirdi.
"Jimin?" Jungkook'un bakışları Jimin'in baktığı yöne çevrildiğinde, yanından geçip giden iki kadın ile bakışlarını Jimin'e çevirdi.
"Annen miydi?"
Jimin bir süre daha annesinin ardından bakarak başını salladı. Jungkook koca bir kahkaha atarak, Jimin'in yanına doğru ilerledi.
"Daha önce hiç bu kadar eğlenmemiştim." Jimin çatılan kaşları ile gülümsedi.
"Bende daha önce hiçbu kadar panikleşmedim."
Jungkook küçük bir sırıtış sergileyerek bakışlarını telefonuna çevirdi.
Saat sekize gelmeye yakındı."Gidelim artık çok geç oldu."
Jimin uzatılan eli sıkıca tutarak, Jungkook'a gülümsedi.
Korkuyordu tuttuğu eli bir gün kaybetmekten.
...
"Anlatsana bana Fransa nasıl bir yer?"
Jungkook, Jimin'in sorduğu soru ile başını önündeki yemeğe çevirdi. Fransa güzeldi ama Jungkook hayatının bir kısmını Amerika'da yaşadığı için açıkçası Fransa'nın çoğu yerlerini hâlâ bilmiyordu.
"Güzel... Belki bir gün seni Fransa'ya götürürüm."
Jimin, Jungkook'un sorusu ile elindeki çatalı porselene bıraktı.
"Fransa'ya hiçbir zaman gelemem ben."
"Jimin'im, hayat bizi fazlası ile değiştirmedi mi? Amerika'dan, Fransa'ya, Fransa'dan, Kore'ye gelmem bana kalırsa küçük bir tesadüf yada hayatın oyunu değildi, sen beni çektin."
Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak bakışlarını başka bir masada oturan diğer çifte çevirdi. Kore ile ilgili birçok bilgiye sahipti ama başka bir ülkeyi merak ediyordu. Fransa aşk ülkesi diye bilinirdi ama... Gerçek aşkı hemen önündeydi.
"Seni seviyorum."
Jimin gülümseyerek bakışlarını Jungkook'a çevirdiğinde, Jungkook sırtını sandalye'ye yaslayarak dilini yanağının içinde gezdirdi.
"Seni seviyorum."
Jungkook, Jimin'in masada duran elini tutarak, dudaklarına götürdü. Onun kokusu içini huzur ile dolduruyordu.
"Amerika'daki evin nasıldı?"
Jungkook yüzünü buruşturarak omuz silkti.
"Fazlası ile berbat!"
"Bana çatıda attığın fotoğrafları hatırlıyorum oldukça güzel görünüyordu."
Jungkook başını sallayarak dudaklarının altında duran eli yavaşça masaya bıraktı.
"Çatı dışında hiçbir şey güzel değildi... Çatıda nefes alabiliyordum en azından."
Jimin aralanan dudakları ile bakışlarını kaçırdı. Jungkook'un Amerika'da ne yaşadığını bilmiyordu ama hiçte iç açıcı değil gibi hissediyordu.
Bakışları Jungkook'un gözleri ile buluşunca, içinden bir şeylerin kopup gittiğini hissetti. Onun gözleri ve elleri kendi vücuduna değdiği an ile yanaklarının yandığını bir kere daha hissetti.
"Jungkook..." Jungkook ağzındaki lokmayı yutarak dudaklarını araladığı sırada Jimin'in gözlerinde gördüğü ıslaklık ile kaşlarını çattı.
"Jimin'im?"
Mesafe...
...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe-Jikook
General Fiction(TAMAMLANDI) Bir mesafe aşkı hikayesi... "Korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni." /Kapak bana aittir. /Kurgumun benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Sumut vardır.