Jungkook hızlı adımlar ile kollarını açarak abisine sıkıca sarıldı. Annesinin gözleri dolarken, babası gülerek oğlu Jungkook'a bakıyordu.
Havaalanı oldukça sakindi. Jungkook ailesini görmeyeli seneler olduğu için annesini yüzündeki kırışıklık lekeleri ile annesine hüzünle baktı. Babası ise farksızdı.
"Gel buraya." Bay Jeon oğlunu kendisine çekerek sıkıca sarıldığı sırada, Jungkook senelerdir kırık olan kemiklerinin hepsinin tek tek yerine oturuşunu hissetti.
Aile öyle bir bağdı ki, bunu yeni fark etmişti. Babası ağlamaya başlarken, abisi telefonunu almış bir köşeye çekilmişti. Evet, gerçektende aile böyle bir bağdı... Kardeşlik böyle bir bağdı... Seneler sonra yan yana gelseler bile bir telefondan daha önemli olan kardeşlik bağı.
Jungkook abisine gülerek annesine sıkıca sarıldı ve hep birlikte arabaya doğru ilerlediler. Evini, odasını ve her şeyden öte telefonunu özledi. Telefonu yanında olsa bile ona mesaj atmayı özledi.
...
Jimin, saatler geçse bile Jungkook'dan bir mesaj almaması ile defalalrca aramasına rağmen açılmayan hat ile iyice telaşa kapılmıştı.
Biliyordu birazdan yazardı o, alt dudağını ısırarak evi terk etti. Tae'nin yanına gidecekti onun ile herne kadar iyi bir arkadaşlık bağı olmamasına rağmen kendi evindense, onun evinde Jungkook ile konuşmak daha rahattı.
Jungkook neredeyse hiç değişmeyen evine bakarak odasına doğru ilerledi. Özlemişti odasını ve yıllar geçse bile o lânet Amerika san Francisco şehrindeki evini hiç özlemeyeceğini kendi odasına girince anladı.
Yatağına uzandı sırada aklına gelen o anı ile gözlerini kapattı. En son bu yataktan on yedi yaşında ki Jeon Jungkook kalkmış ve okul gezisi için heyecan ile okuluna doğru yol almıştı.
Bir anda aklına gelen telefonu ile kaşlarını çatarak küçük bir küfür mırıldandı.
WhatsAppa girerek ilk işi Jimin'in son görüldüsüne bakmak oldu. Hâlâ çevrimiçi oluşu ile merakla kaşlarını bir kez daha kaşlarını çattı. Kimin ile konuşuyordu?
Jungkook: Sen kimin ile konuşuyorsun?
Jimin: Saatlerdir burada senin çevrimiçi olmanı bekliyorum ben bana sakın suç atma!
Jungkook koca bir kahkaha atarak alt dudağını ısırdı.
Jungkook ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. Jimin'e şuan Amerika'da olmadığını söylese ne tepki verecekti? En iyisi bunu bilmemesiydi.
Jungkook: Görüntülü konuşalım özledim yüzünü.
Jimin, dudaklarında oluşan gülümseme ile başını sallayarak, Tae'ye kısa bir bakış attı.
"Ben yan odaya geçiyorum bir arkadaşım ile konuşacağım."
Tae göz kırparak önüne döndüğü sırada duyduğu ses ile kaşlarını çattı Jimin.
"Jungkook ile iyi konuşmalar sana JimJim."
Jimin elini alnına götürerek başını salladı ve hızla odadan çıktı. Soğuk oda birazdan alev alacaktı bunu biliyordu.
Jungkook sırtını yatak başlığına yaslayarak Jimin'i beklerken, Jimin ayna karşısına geçerek bir süre saçları ile uğraşmaya başladı. Alt dudağını yalayarak sırtını koltuğa yasladı ve işaret parmağını bir süreliğine düşünerek görüntülü arama butonuna bastı.
Jungkook'un profil fotoğrafı ile bir süre heyecanlandı ve ekranda beliren yüz ile başını hafifçe önüne eğdi.
"Jimin'im?" Jimin, uzun süre sonra Jungkook'un sesini duyunca bir süre hareketsiz kalsada ardından derin bir nefes alarak dudaklarını araladı.
"Özlemişim ben senin ile konuşmayı sevgilim." Jungkook başını geriye yaslayarak elini saçlarından geçirdi.
Dakikalarca hiç konuşmadan öylece ekrana bakmışlardı. Jimin bir ara elini istemsizce uzatarak ekranın ışığına dokundu.
Jungkok bu görüntüye gülümseyerek bakarken, Jimin utanarak elini ekrandan çekti. Jimin'in bilmediği bir gerçek vardı çok yakın bir zamanda Jungkok bizzat gelecek ve az önce ekrana dokunduğu parmaklarını kendi ellerinin arasına alacaktı.
Jungkook işaret ve orta parmağını yan yana getirerek Jimin'i kendisine doğru çekme işareti yaptığında, Jimin bunu anlayarak dudaklarını kameraya doğru yaklaştırdı. Jungkook dudaklarını Jimin ile aynı anda kameraya doğru yaklaştırarak, ince dudaklarını dolgun pembe dudaklar ile buluşturdu.
Bir anda Jimin'e üstten gelen bildirim sesi ile atmosfer bozulurken, Jungkook tek kaşını kaldırarak kendisini geri çekti.
"Kim sana yazan?"
Jimin koca bir kahkaha atarak saçlarını karıştırdı.
"Eniştenden mesaj geldi." Jungkok hiçbir şey demeden telefonu kapattı ve sinir ile sırtını yatağa yasladı.
Gelen üst üste mesajları umursamadan, gözlerini günün yorgunluğuna kapatsada aklından çıkmayan o cümle ile sinirle soludu.
"Eniştenden mesaj geldi."
Mesafe...
...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe-Jikook
Ficção Geral(TAMAMLANDI) Bir mesafe aşkı hikayesi... "Korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni." /Kapak bana aittir. /Kurgumun benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Sumut vardır.