5

213 21 1
                                    

Jungkook sırtını yatağa yaslayarak gülen yüzü ile saatlerdir Jimin ile mesajlaşıyordu. Birbirlerine attıkları onca fotoğraflar ve komik videolar ile Amerika artık Jungkook için çok eğlenceli geçiyordu.

Jungkook: Jimin'im sanırım uykum geldi yarın yine yazışalım sevgilim.

Jimin yüz üstü yattığı yataktan doğrularak sırtını yatak başlığına yasladı ve parmaklarını saçlarından geçirdiği.

Jimin: Olur, seni seviyorum.

Jungkook, Jimin'in son kurduğu iki kelimeyi defalarca okuyarak dilini yanağının içinde gezdirdi.

Seni seviyorum.

Kapanan telefonlar ile konuşmalar son bulmuş olsada Jimin için bu geçerli değildi. Jungkook başını yastığına koyar koymaz uyuyanlardandı ama Jimin asla o tarz insanlardan değildi. Yatak onun için dönme dolap gibiydi. Sağa ve sola doğru dönüyor, ama asla uykusu gelmiyordu.

Jimin iki elini birleştirerek başının altına koydu ve hâyal dünyasını çalıştırdı. Jungkook ile şimdiye kadar kurduğu onlarca hâyal vardı bunu inkâr edemezdi. Tabiri caizse, Jungkook ile ilgili öyle fazla hâyal kurmuştu ki bazen bu hayallerin arasında Jungkook ile aynı yatağı paylaşmak bile geçmişti. Hayır bu uyumak anlamında değildi. Sevişmek gibi.

Jimin yüzünde oluşan gülümseme ile alt dudağını ısırarak başını hızla iki yana salladı.

Bu düşüncesi gerçek olma ihtimali içinde bir yerlerini değişik bir duyguya iterken, nefes alış verişleri hızlanmıştı.

"Gerçektende Jungkook ile bir gün sevişecek miyim?"

Jimin yüzünü yastığa gömerek koca bir kahkaha attığı sırada alnından akan terler ile yüzünü yastıktan kaldırdı.

Eğer aşk böyle bir şeyse çok sevmişti, hemde çok.

...

Zordu, uzak bir mesafeden aşk... Özlem ve duygu yüklü hayâller zordu. Jungkook uykusuna devam ederken, Jimin hâyal etmeye devam ediyordu. O gece bitmek bilmeyen tatlı hayâllerin ardından Jimin gözlerini uykuya kapattı.

...

Hayallerim boş sokakta çare ararken, bedenim boş sokakta savruluyordu.

Jungkook boş sokakta ilerlerken, karşına çıkan kısa boylu, sarı saçlı iri kahverengi gözlü, dolgun dudaklı kız ile kaşlarını çatarak yüzüne bakakaldı. Kızın bakışları Jungkook ile buluşurken, sol elini yavaşça kaldırarak gülümseyen yüzü ile telefonunu gösterdi.

"Pardon ben bir adres soracaktım ama?" Kız bu sessizliğin ardından kaşını çatarak derin bir nefes aldı. Karşısındaki adam kendisine öyle bir şekilde bakıyordu ki içine küçük bir kuşku düşmüştü.

Jimin...

Kız, uzun sarı saçlarını omuzunun arkasına atarak omuz silkip oradan ayrılınca, Jungkook'un bakışları anında ardına döndü.

Jimin'e aşırı benziyordu. Gözlerini kısarak hemen bakışlarını önüne eğdi.

"Kendine gel Jungkook!"

İçinde oluşan heyecan ile bakışlarını ardına geri çevirdi. Kızın gidişini izlerken bir an olsun gözünde Jimin ile geçen konuşmaları gelmişti. Benzerlikleri dikkatini çekmişti.

Jungkook: Jimin'im az önce bir kız ile karşılaştım sana aşırı benziyordu gözleri, dudakları, teni, burnu...

Jungkook, elini alnına götürerek bir süre düşündü. Hayır, bu yazdıkları başlı başına saçmaydı.

"Ya kıskanır ve bir daha konuşmazsa benim ile?Hayır hayır, kıskanılacak bir şey yazmadım ki."

Jungkook yazdığı her şeyi silecek iken aldığı bildirim ile elini sertçe alnına vurdu.

Jimin: Sanırım kızdan hoşlandın!

Jungkook mesajı koca bir kahkaha ile okuyarak elini alnından çekti.

Jungkook: Kızdan değil, senden hoşlanıyorum sevgilim ben sadece sana benziyor diye söyledim. Seni seviyorum.

Jimin mesajı okuyarak telefonu kapattı ve cebine koydu. İşte diye mırıldandı kendi kendisine, işte uzak mesafe ilişkisinde yaşanan bir acı gerçekde buydu. Kıskanıyordu ama asla müdahale edemiyordu.

Jimin başını önüne eğerek kaldırımda yürümeye devam etti.

Yeter, bu özlem diyor ki yok olsun senin ile benim aramızda ki Mesafe...

...

Bölüm sonu.

Mesafe-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin