Omuzunda hissettiği dokunuş ile başını abisi sojun'a çevirdi. Havaalanından uçağın hareket etmesi yarım saati geçmiş olmasına rağmen Jungkook için bir asır gibi geliyordu.
"Sakin ol Kore'ye varacağız." Jungkook başını önüne eğerek görüş açısına giren emniyet kemerine çevirdi. Siyah renk olan emniyet kemeri içini andırıyordu.
Sojun sırtını deri koltuğa yaslayıp gözlerini kapatırken, Jungkook bir an önce kavuşmak istiyordu Jimin'e. Abisinde olan rahatlık Jungkook'da yoktu.
Garson yanlarına gelip isteklerini sorarken, Sojun su, Jungkook yine kruvasan almıştı.
Uçağın tekerlikleri saatler sonra Kore havaalanına değerken, Jungkook heyecanla ayağa kalktı.
"Dur lan şimdi değil." Abisi sojun sırıtarak Jungkook'u durdururken, Jungkook kalçasını tekrardan koltuğa koyarak bakışlarını ön sırada yavaşça ayağa kalkan insanlara çevirdi bakışlarını her birisi kendisine göre oldukça rahatlardı.
Abisi sojun çantasını alarak çıkış kapısına doğru ilerlerken, Jungkook bir süre baktı arkasından. Kore'de olduğu gerçeği ile içni dolduran heyecana yenik düşüyordu. Kore'de değil, Jimin'in yanında gibi hissediyordu.
"Jungkook!" Abisi sojun sıkıntılı bir nefes ile kardeşi Jungkook'a bakıyorken, Jungkook çantasını hızlıca sırtına takarak yanına doğru ilerledi.
"Sakin ol..." Sojun rahatlatıcı bir tavır ile Jungkook'un omuzuna dokunurken, yanlarında duran bir gurup gencin garip bakışları ile elini geri çekti Sojun.
...
Saatler geçmişti. Sojun buruşan yüzü ile kaldırım taşına oturarak bakışlarını kardeşi Jungkook'a çevirdi. Oldukça küçük bir sokaktı ve karşılarında duran market çokta büyük durmuyordu.
"Ben Jimin'e mesaj atacağım." Jungkook, abisi sojuna kısa bir bakış atarak telefonunu cebinden çıkardığı sırada Sojun hâlâ etrafı inceliyordu.
Jungkook telefonunu karşıda duran markete doğru çevirerek alt dudağını ısırdı. Bunu gerçektende yapmalı mıydı? Her şey çok erkendi...
Yapacaktı, ona varlığını gösterecekti ve heran yanında olduğunu bilsin istiyordu.
Marketin fotoğrafını attığı andan sadece bir kaç dakika sonra görüldü işareti ile gülümsedi.
"Jungkook? Bir şey yazdı mı? Geliyor mu?"
"Hayır, hâlâ görüldü olarak kaldı."
Sojun telefonu ile ilgilenmeye devam ederken, Jungkook gülerek ekrana bakıyordu. Acaba ne düşünüyordu?
Yazıyor işareti ile omuzlarınının kasıldığını hissetti.
Jimin: Geliyorum
Jimin mesajı atar atmaz, hazırlanarak hızlı evi terk etti. Arkasından babasının sesini duysa bile cevap vermeden kendisini sokağa attı.
Jungkook'a hâlâ küstü ve barışmaları çok uzun sürecek gibi hissediyordu.
Marketin önüne gelmeye yakın önüne çıkan Tae ile adımlarını durdurdu.
"Yine mi?" Tae gülerek elindeki poşeti kaldırdığı sırada, Jimin nedenini bilmediği bir neden ile bakışlarını kaçırdı.
"Jungkook'u gördüm JimJim." Jimin başını sallayarak hızlı adımlar ile Markete doğur ilerlerken, aklında dolanan düşünceler ile elini ensesine götürdü.
Jungkook ikinci kere ayağına kadar gelmişti. Onu hem çok seviyordu, hemde... Hemde...
...
"Jungkook ben çok sıkıldım beklemekten." Jungkook gülümseyerek başını asfalta çevirdi. Evet, Jimin en son gelişinde de bu şekilde bekletmişti.
Jungkook, başını kendisine doğru gelen Jimin ile hızla oturduğu yerden kalktı. Kalbi göğüs kafesini delip geçecek gibi hızlanmıştı.
Jimin'in bakışları önce Jungkook'a, sonra hemen arkasındaki adamı görünce kaşları çatıldı. Kimdi o?
Sojun aralanan dudakları ile Jimin'e bakıyordu. Jimin'i daha önce hiç görmemişti.
Jungkook titreyen vücudu ile Jimin'e yaklaşarak kollarını sıkıca ince vücuda sardı. Aylar önce kendisine ait olduğu bedenin karşılıksızlığı canını yakmıştı.
"Jungkook..."
Jungkook, başını olumsuz anlamda sallayarak başını geriye yatırdı. Kokusu, onun kokusu hâlâ aynı kokuydu."Özür dilerim, çok özür dilerim."
Jimin bakışlarını Jungkook'un omuzunun ardından arkada duran adama çevirerek, yüzünü buruşturdu. Kimdi o?
"Jungkook o kim?" Jungkook tiz ses ile bedenini bir kaç santim geri çekerek, avuç içlerini Jimin'in yanaklarına yasladı. güzelliği canını yakıyordu.
Sojun kıvrılan dudakları ile kendisine şaşkınlık ile bakan bedene gülümsedi.
"Abim"
Jimin aralanan dudakları ile önündeki adama baktı. Kendisine mesaj atan, her gerçeği açıklıyan kişi...
Jimin adımlarını Sojun'a yönlendirerek, kollarını sıkıca Sojun'un beline sardı. Jungkook ile ilgili her bir gerçeği kendisine anlattığı için ona teşekkür etmesi gerekiyordu ama Sojun o mesajda her şeyin Jungkook'un bilmemesi gerektiğini, ona kendisinin anlatması gerektiği için hızlıca kollarını geri çekti.
Sojun anlayış ile gülümseyerek, bakışlarını Jungkook'a çevirdi.
"Abi?"
Mesafe...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe-Jikook
Ficção Geral(TAMAMLANDI) Bir mesafe aşkı hikayesi... "Korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni." /Kapak bana aittir. /Kurgumun benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Sumut vardır.