Hep aynı rüyadayız, uykuyu paylaşmasakda.
Hep aynı rüyadayız, dünyayı paylaşmasakda.
Hep aynı duygudayız, bilipde konuşmasak da.
Hep aynı gecedeyiz, karanlıkta saklansakta.
Jungkook, terasında yazdığı cümleleri okurken, bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Ayın ışıltısı karanlık terasını aydınlatırken, son bir cümle daha ekledi defterine.
Sonunda telefonum canlanıyor ona koşarken. Saat 05:06
Anlamını çok düşünmedi Jungkook, tanrıdan tek dileği Jimin'e karşı kurduğu cümleleri yüzüne söylemekti. Onu seviyordu. Ona aşıktı ve bunları bir ekran üzerinden değil, kendi nefesi ile kurmak istiyordu.
Jimin: Nasılsın sevgilim?
Jungkook hızla elini uzatarak masanın üzerinde duran telefonunu aldığı gibi aynı cümleyi defalarca okudu.
Nasılsın sevgilim?
Nasılsın sevgilim?
Nasılsın sevgilim?Jungkook kamerayı açarak gökyüzünün resmini çekerek Jimin'e gönderdiği sırada anında bildirim gelmişti.
Jimin: Güzel bir görüntü Jungkook. Seni seviyorum.
Jungkook içini dolduran heyecan ile ısırarak başını gökyüzüne çevirdiğiğinde, bir yıldızın kaydığını gördü.
Jungkook: Artık seni görmek istiyorum Jimin'im ne zaman bu hasret son bulacak bilmiyorum.
Jungkook'un gözleri dolarken derin bir nefes aldı.
Jimin: Neden Kore'ye gelmiyorsun Jungkook? Biliyorsun ben ailem ile yaşıyorum oraya gelemem ama sen tek başınasın Amerika'da.
Jimin aynı soruyu defalarca sonrasına rağmen karşılık alamıyordu bu konuda.
Jungkook: İşim var sevgilim Amerika'da. Gelemem.
Jimin, Jungkook'un bu mesajına gülümseyerek telefonu kapattı ve sırtını yatağa yasladı. Evet, aynı cevabı almıştı yine.
Jungkook gözlerini kısarak masanın üzerinden elektronik sigarasını alarak bakışlarını tekrardan gökyüzüne çevirdi.
On yedi yaşından beri Amerika'nın San Francisco şehrinde yaşıyordu Jungkook ailesinden uzakta bir şekilde. Babası, annesi ve abisi Fransa'da kendisi ise tek başına bu koca ülkede yaşıyordu.
Bunun bir nedeni vardı. Seneler önce okul gezisi için geldiği bu ülkede sonsuza kadar tutsak kalmıştı. Babası herne kadar ülkesine geri almaya çalışsa bile oğlunu aslan kafesine yanlışlıkla düşürdüğü okul arkadaşının ailesi oğlunun ölümü ile bay Jeon ailesine dava açarak Jungkook'un sonsuza kadar Amerika'da kalma hapsi davası açılmıştı.
Jungkook yaşadığı acı geçmişi ile iyice içine kapanık bir genç olmuştu. On yedi yaşından beri Amerika'nın San Francisco şehrinde yaşıyordu ailesini görmeyeli o kadar uzun süre olmuştu ki, bir telefona bağlı kalmak kadar acı verici bir şey yoktu.
Okul gezisinden bir kaç sene sonra hayatına giren Jimin ile her şey daha farklı kılınmıştı. Jimin onun ilk aşkıydı ve onu görmese bile ve onun yanına asla gidemese bile içinde taşıdığı bu hasretin bir gün son bulacağına inanıyordu. Jimin'i yanına getirmek için gerekirse her şeyi yapacaktı ama bu zamanda, bu anda, bu durumda ve bu acı gerçek ile asla Jimin'e bunu anlatamazdı.
Jungkook gözünden akan bir kaç damla yaşı silerek hızla ayağa kalktı ve içeriye doğru ilerledi. Jimin onun için sadece ilk aşkı değil, ilk özlemiydi.
...
Jimin annesinin önüne koyduğu yemeye kısa bir bakış atarak yüzünü buruşturdu. Gerçektende en nefret ettiği yemekleri yapması artık canını sıkıyordu.
"Hiç öyle bakma o tabak bitmeden dışarıya çıkamazsın Jimin!" Jimin bakışlarını babasına çevirerek yüzünü buruşturduğu zaman babasıda aynı düşünceye sahip olduğu her halinden belliydi.
"HARİKA!" Bakışları telefonuna kaydığında hiçbir bildirimin gelmemesi ile kaşlarını çattı. Jungkook saatler geçmesine rağmen bir mesaj bile yazmamıştı.
Babasına çaktırmadan bir bakış atarak yemeğini yemeye başladı ve öğürtü çıkartarak hızla ayağa kalktı. Annesi sinirle oğluna bakarken, Jimin hızlı adımlar ile odasına doğru ilerledi
"HARİKA!" Jungkook'a mesaj atmak artık iki senedir rutin hâlini almıştı.
Jimin: Özledim sevgilim seni.
Sessizlik...
Neredeyse bir saat geçmişti ama hiçbir bildirim alamayınca Jimin kararsızlık ile Jungkook'u aradı.
İlk çalışta açılamayan telefon ikinci çalışta açılmıştı.
Jungkook: Jimin'im?
Jimin, Jungkook'un ses tonu ile telaşa girerken, Jungkook elini alnına götürerek sıkıntılı bir nefes aldı.
Jungkook: Üzgünüm uykuya dalmışım.
Jimin tam bir cümle kuracağı sırada kapının açılması ile hızla telefonu kapatarak yatağına doğru fırlattı.
"Baba?"
Mesafe...
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe-Jikook
Ficción General(TAMAMLANDI) Bir mesafe aşkı hikayesi... "Korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni." /Kapak bana aittir. /Kurgumun benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Sumut vardır.