17

158 14 1
                                    

Sanırım her şey son bulmak üzereydi. Jungkook ikilemde kalarak arama butonuna bastı. Jimin ile sesli bir şekilde konuşmayı özlemişti.

Ekranda beliren Jimin'in yüzü ile nefesini tuttu. Neredeyse saniyeler içinde telefon açılmıştı.

"Jimin?" Sessizlik...

"Jungkook?" Sessizlik...

Jungkook alt dudağını ısırarak başını önüne eğdi. Ne kadar süre böyle sessizce telefon kulaklarında sessiz kalacaklardı bilmiyordu.

"Sesini duymak istedim. Rahatsız ettim mi?"

Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak, gülümsedi. Pekâlâ rahatsız etmemişti.

"Bende seni özledim sevgilim araman iyi oldu."

Jimin bakışlarını odasının kapısına çevirerek, sırtını yatağa yasladı. Jungkook sessiz kaldıkça kendisi de sessiz kalıyordu.

"Orada havalar nasıl yani ben yanındayken gayet iyiydi." Jimin gülümseyerek omuz silkti.

"Hâlâ aynı sevgilim ama sanki biraz sogudu hava... Sen gidince."

Jungkook derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. İçi bir kere daha titremişti.

"Halledeceğim Jimin'im."

"Seni özlüyorum."

Jungkook'un gözünden akan yaşlar ile telefonu kulağından çekerek küçük bir hıçkırık çıkardı.

"Kapatmam gerekiyor artık Jimin'im... Sonra bir daha arayacağım."

Jungkook tam kapatacak iken duyduğu ses ile gülümsedi. Evet, bu acı dolu bir gülümseyişti.

"Buluşacağız yine yıldızlar diyarında sevgilim. İnanmalısın buna."

Sessizlik...

"Jimin'im, korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni."

Sessizlik...

Kapanan telefon ile Jimin ayağa kalkarak, alnını soğuk duvara yasladı. Tanrım, neden gerçek olmayacak bir rüyayı gösteriyorsun bana?

Jungkook ayağa kalkarak, alnını soğuk duvara yasladı. Tanrım, gerçek olmayacaksa neden gösterdin onu bana?

Jimin, akan göz yaşları ile alnını duvardan çekerek, gözlerini kapattı. Jungkook'un kurduğu son cümleyi defalarca tekrarladı.

Jimin'im, korkuyorum hiç ses etme bulur alırlar seni.

Jimin, yere çömelerek dizlerini kendisine doğru çekti. Korkuyordu, bir gün her şeyin biteceğinden.

Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak, bakışlarını tavana çevirdi. Gidecekti Amerika'ya, San Francisco'ya; Jungkook'un yanına.

...

Yıldızları sever misin? Hiç dokundunmu gökyüzüne?
Hiç baktın mı yıldızları seyredenlerin gözlerinde ki ışıklara?

Gökyüzünden gelen bir melekti o, uçup yine gökyüzüne gitti. Sanki görülmez bir el olur gelirde, dokunur yine yüreğime.

Jimin ayna karşısına geçerek, bir süre izledi gözlerindeki yabancı gerçeği. Yabancı olan aynaya yansıyan geçmişi miydi? On beş gün önce görüp dokunduğu adam, şimdi neden yabancı bir el gibi?

Amerika'ya gidecekti. Amerika'ya değil, ona gidecekti... Bilmiyordu, belkide iki gerçekte aynı şeydi?

Jimin telefonu alarak bir süre tereddüt etti. Gerçektende yazmalı mıydı?

Jimin: Sevgilim yanına  geleceğim... Amerika'ya.

Jimin mesajın ardından bir süre bekledi.

Çevrimiçi

Görüldü

Yazıyor

Jungkook: Jimin'im...

Jungkook: Hayır, olmaz.

Jungkook: Ben Amerika'da değilim.

Jimin mesajın ardından bir süre ekrana anlamsızca baktı. Yalan mı söylemişti onca zaman? Amerika'dan asla başka bir ülkeye gidemeyeceğini söylemişti.

Jimin yatağa uzanarak bir süre çevrimiçi kaldı. Ne diyeceğini bile bilemez bir haldeydi.

Jimin: Bana yalan söyledin... İki senedir bana yalan söylüyorsun değil mi? Kore'ye geldiğinde daha sonra anlatacağım demiştin.

Jungkook: Söyleyemezdim

Jimin telefonu kapatarak yüzünü yastığa gömdü. İki senedir bir yalana şahit olmuştu ve defalarca sormasına rağmen hiçbir cevap alamamıştı. Kendisine güvenmiyordu. Jungkook, Jimin'den bir şeyler saklıyordu. Jimin gözünden akan yaşlar ile gelen bildirim seslerine kapılarak gözlerini sımsıkı kapattı.

Büyük bir yalanın içinde ona kendisini açmıştı ama karşılığında güvensizlik.

"Hiçbir zaman bana kendi ile ilgili bir şeyler anlatmadı."

Jimin uzun bir süreliğine telefonu açmamaya karar vermişti. Jungkook ile ilgili artık hiçbir şeyi istemiyordu. Ona güvenmiyordu. Jungkook, Jimin'i sevmiyordu. Bunu biliyordu.

Mesafe...

...

Bölüm sonu

Mesafe-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin