11 (+16)

21.1K 282 47
                                    

slm.cnm.nbr

nbr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



*

Arabaya gidişimiz de, binişimiz de ışık hızıyla gerçekleşmişti ama Akın arabayı çalışırdığı andan beri her şey yavaş çekimde gibiydi, canım sıkılmıştı çünkü ikimiz de konuşmuyorduk. Sahil kenarında konuşmak istediğim için sahile doğru sürüyordu ama yol boyu susması can daraltıcıydı.

Elim radyoya doğru gidecek gibi olduğunda duraksadım, Akın bana yandan bir bakış atıp bıkkınca nefeslendi. Birinin arabasında izinsiz radyo bile açmayışım nedendi gerçekten bilmiyordum. Babam ve abim hariç kimin arabası olursa olsun ufak bir durumda bile gözlerinin içine bakar, onay aldıktan sonra atardım o adımı.

"Nisan benden bu gibi şeyler için izin almana gerek yok, aşalım artık şu durumu." Duyduğum cümle gülümsetti beni. Seni tanıyor, anlıyor. Beni anlıyor!

Ona doğru dönüp yanağımı omuzuma yasladıktan sonra tatlı olmasını umarak gülümsedim. "Hm," dudaklarımı ıslatıp bakışlarının hızla bana dönmesine sebep olacak o cümleyi kurduğuma gram pişman değildim, olmayacaktım.

"Ne gibi şeyler için izin almam lazımmış peki?" Ona alttan bakıp gülümserken arabayı kenara çekmesini bende beklemiyordum ama saniyelik bakıp dönmesinden iyiydi sürekli gözlerinin bende olacak olması.

"Benden izin alma," direksiyonu tutan ellerine kaydı bakışlarım, direksiyona kıracakmış gibi güç uygulayan ellerine. "Bana emir ver." göz kapaklarının titremesine bile kasılan karnım bir sonraki cümleyi hatırladıkça daima kasılacaktı, eminim.

"Ve böylelikle evren üzerinde emir alabileceğim tek kadın ol."

Alt dudağımı ağzıma yollayıp sertçe ısırırken aldığım bakır tadı sayesinde anladım rüyada olmadığımı. Bir elim usul usul titreyen çıplak bacağıma gitmiş, sertçe sıkıyor ve sanki oradan destek almaya çalışıyordu.

"Bu cümleleri bir itiraf olarak mı almalıyım yoksa teklif mi?" Düşünmüyor, aklıma gelen ilk şeyi söylüyordum.

Deminden beri titreyen gözleri kapandı ve uzun bir nefes alıp sertçe bıraktı, "Hassiktir Nisan,"

Konuşma boyunca bir kez bile şaşkınlığa değmemiş ifadem kullandığı küfür yüzünden şaşkınlıkla çalkalandı çünkü onca yıla rağmen ikinci defa küfür ettiğini duyuyordum Akın'ın. Evet, argo kullanırdı ama hiç küfür etmezdi ki o. Tabii o gece içinden çıkan arsız, ağzı bozuk adamı saymazsak.

"Öylesine güzel bir günahsın ki," ellerini saçlarından geçirip dağıttı siyah tutamları. Hep uzun uzun oynamak istediğim o siyah tutamları.

"Ve bu adam o günahın sesiyle, kokusuyla, her zerresiyle deli gibi sarhoş." Duraksayarak konuşuyor, art arda yutkunuyordu. Cümleleri zar zor toparladığından emindim. "Günaha çoktan kapılmış."

NİSAN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin