keyifli okumalar dlrm!!!
oy ve yorum lütftffnnnn yaaa
"Görüşmeye devam mı ediyorsunuz?" ellerim sıkılaştı. "Konuşsana?"
"Ellerini çekersen." dedi ama rahatça arkasına yaslanıp, sırıtması onu boğazlama isteğimi arttırıyordu.
Ellerimi gevşetip geriye yatırdığı kafasını sinirle inceledim. Saçlarının yumuşak duruşu bile içimdeki kıskanç kadını sakinleştirmeye yetmedi.
"Görüşmüyorum." dedi sadece. Ben daha da çıldırdım.
"O kadın kayıtlı mı telefonunda?"
"Değil yavrum, değil bitanem. Görüşmüyorum, konuşmuyorum, yolda görsem selam vermem... Görmem de hatta. Niye göreyim?" büyük bir ihtimalle yüzüm renkten renge girdiği içindi son cümleler.
"Uygulamadan aramış engellediğim için. İnan ki bu durumdan en az senin kadar rahatsızım." parmaklarını sırtımda hissetmemle sırtım dikleşti.
"Neden sürekli arıyor?" sesim ağlamaklı çıkmıştı çünkü ikinci defa bölüyordu bu kadın bizi.
Üç sene, Nisan. Üç!
Kıskançlığın mideme vurmasıyla kusacak gibi buruşturdum yüzümü. Hayatımda ilk defa bir erkeği hatta bir insanı bu derecede kıskanıyor ve buna da sinir oluyordum.
"Bilmiyo- Ne oldu?" Akın yerinde doğrulup yüzümü ellerinin arasına alıp endişeyle baktı bana.
"Midem bulandı." kısık çıkan sesime küfrettim içten içte. Sesim ya arzudan kısılırdı ya da şu anki gibi bir duruma düştüğümde, Akın bunu bilecek kadar tanıyordu beni.
"Nisan," parmakları yüzümün her bir yanında keşife çıkmış gibi dolaştı. "Senden başkası bana haram yavrum. Sakın seni üzmekten başka bir şeye yaramayacak şeyler düşünme, imkanı ihtimali yok. Sen varsın, hep sen olacaksın."
"Ağlamak istemiyorum." dedim bakışlarımı arabanın tavanına kaldırırken, boğuk çıkan sesimle. "Hiç istemiyorum."
"Ağla veya ağlama bu ikimizin arasını etkilemeyecek." Ağlamama izin verilmeyen günler düştü aklıma. Çocuklar ağlamalıydı, gülmeli, hissetmeliydi. Şimdiyse çocuk değildim ama çocukluktan kalma izlere sahiptim.
"Biliyorum ama engel olamıyorum."
Yanağıma yumuşak, dolu bir öpücük bırakıp yanaklarımızı birbirine yasladığında gözlerim kapandı.
Sonra bir şey çaldı. Telefonum. Akın yan koltuktaki çantamı bana nazikçe uzatırken gözüm uzun parmaklara ev sahipliği yapan damarlı eline kaydı kısa süreliğine. Her zerresiyle mükemmel bir adamdı.
Telefonumu elime aldığımda babamın aradığını gördüm. Babam pek teknoloji adamı olmadığından, telefonu gerekmedikçe kullanmaz, ya anneme ya abime arattırır ve kendi aramazdı. Şaşırmıştım aramasına.
"Efendim baba?" dedim Akın'a sırtım ve belim arasında dolaşan parmaklarını çekmesi için uyarıcı bir bakış atarak.
"Ya kızım bizim şu kasanın şifresi neydi? Annen günde, abin benim telefonda kayıtlı değil. Kaldım öyle."
"Abim niye kayıtlı değil?" dedim gülerek.
"Kayıtlıydı aslında ama bulamadım. Şifre ne demiştin?"
Demedim baba.
"2410."
Babamın telefonu yüzüme kapatmasıyla elimdeki telefona şaşkınca bakakaldım ama fazla sürmedi çünkü Akın'ın elleri kalçalarıma inmişti.
"Sana tapıyorum." dedi birden. Yüzümü daha farklı bi şaşkınlık dalgası kapladı. "Her şeyine aşığım. İçindeki ruha, ruhunun sarıldığı bedene. Senin her zerrene aşkla tapıyorum." alnımdan öptü.
Kollarım boynuna çıktığında hala şaşkındım, böyle bir itiraf beklemiyordum Akın'dan. Siyah saçlarını hafifçe sevmeye başladım iç çekerek.
Tam ağzım aralanmış, bir şey söyleyecektim ki bugün kaçıncı defa olduğunu hesaplayamadığım bir durum gerçekleşti. Akın'ın. Telefonu. Çaldı.
"Off!" derince oflarken öne uzanan dudaklarıma sert bir öpücük bırakıp telefonunu eline aldı Akın. Neye ofladığımı bile unutmuştum öpüşüyle ama geri hatırlamam çok sürmedi.
"Kim?" dediğimde sabırsızdım.
"Annem." dedikten sonra telefonu açtı Akın.
"Evet. Yanımda. Tamam. Görüşürüz." dedi ve kapattı. Neden bu kadar soğuk konuşmuştu ki Arzu ablayla?
"Yemeğe çağırıyor ikimizi."
"Aa." sevinçle kıpırdandım. "Ben ne alaka ki?"
"Özlemiş seni." bir eliyle saçlarımı yumruğuna toplayıp aramızdaki mesafeyi azalttı. "Bende özledim."
"Hmm."
*
gecis bölümü gibi düsününzz
🚗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN (+18)
Teen FictionAbimin arkadaşı kurgusudur. Fazlaca yetişkin içerik, dirty talk, küfür, erkek nefreti(hshsdhajah) içerir, rahatsız olacaklar usulca başka kitaplara ilerlesin<3