Bütün gün düşündüm.Duygularım, Akın hayatıma dahil olduktan sonra berbat olmamıştı. Akın, Akın abi sıfatıyla bebekliğimden beri zaten hayatımdaydı. Asıl berbat olduğu nokta ise tam olarak bu sıfatın düşürüldüğü noktaydı.
Ona karşı hissettiklerimin bende hiçbir tanımı yoktu ve birçok tanımı vardı aynı zamanda. Arzudan veya saf sevgiden ibaret olmayan, aptal ve illet bir histi sadece, bundan emindim.
Ayaklarımı yataktan çıkartıp pandufumu giydim ve aynamın önüne geçtim. Boynumda Akın'dan kalma bir morluk vardı. İki gündür güne onu kapatarak başlıyordum. Kendim bile görmek istemiyordum vücudumda bıraktığı izleri.
Şebnem ile konuştuktan sonra kesinlikle ondan beklemediğim bir şekilde bunu acilen Akın'la konuşmam gerektiğini söylemişti. Normalde olsa Akın'ın basit bir erkek ve domuz olduğundan, erkeklerin kadınları hak etmediğinden bahsederdi ama normalde değildik. Hem de hiç.
Bir günü daha devirmiştim bense.
Akın'ın aramaları ve mesajlarına dayanamadığım için yarım saat önce her yerden engellemiştim. Oysa yine evimize gelmişti. Normalde bu kadar sık gelmiyordu ve aile bireylerinden bir tek babamın dikkatini çekmişti bu. Benim hâlim de üstüne eklenince babamın durumu çözmesi an meselesiydi. Zeki ve geniş düşünen bir adamdı sonuç olarak. Sırf o çözmesin diye içeri geçip her şey normalmiş gibi davranacaktım.
Altımdaki kısa şortu çıkartıp eşofman giydim çünkü şortumun açıkta bıraktığı yerlerde de izler vardı. Tişörtümü çıkartıp sütyenimin üstüne kapşonlu hırkamı geçirdiğimde gülümsedim. Yalancı bir gülümsemeydi bu, içeride fazla solgun durmamak için yapılmış aptal bir alıştırma ya da.
O günden sonra ilk defa görecektim onu.
Odamın kapısını açtığımda salondan gelen kahkaha sesleri daha duyulurdu. Annemin gülüşü istemsizce gülümsememe sebep olurken salon kapısına varmıştım bile. Kapı pervazına yaslanıp kollarımı birleştirdim ve gözlerimi ona değdirmeden konuştum.
"Neye gülüyorsunuz bakalım?"
"Ay gel kızım gel, abinin iş yerindeki çatlak çocuk boyut atlamış." gülmekten yüzü kızardığına göre gerçekten de boyut atlamıştı.
Salondaki yemek masasına doğru ilerleyip sandalyelerden birine oturdum ve saniyelerdir gözlerimi değdirmediğim adama çevirdim bakışlarımı.
Benden beter hâldeydi.
Hani yüzüm gözüm çöktü demiştim ya, o direkt olarak zebaniye dönmüştü. Gördüğüm yüz karşısında besmele tövbe çekmemek için bakışlarımı ondan çekip salonda gezdirmeye başladığımda babamla göz göze geldik. Dudaklarımı büzüp öpücük attığımda gülümsedi ama ben pek gülümseyecek durumda değildim. Dört bir yanımdan tedirginlik fışkırıyordu babama bakınca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN (+18)
Teen FictionAbimin arkadaşı kurgusudur. Fazlaca yetişkin içerik, dirty talk, küfür, erkek nefreti(hshsdhajah) içerir, rahatsız olacaklar usulca başka kitaplara ilerlesin<3