(15 OCAK 2023)
İnsanoğlunun hayatında yaratılış itibariyle,genetik faktörler gibi psikolojik ve manevi etkenlerimizin de nesilden nesile aktarıldığını billiyor muydunuz? Hangi kültürde,hangi coğrafyada doğduğumuz kadar nasıl bir aileye doğduğumuzda önemlidir. Bir bebek dünyaya geldiği zaman anne babasından yalnızca göz rengini,saç şeklini veyahut kalıtımsal hastalıklarını almaz. Bununla birlikte zaman içerisinde geçmişten gelen manevi,kültürel,sosyolojik,psikolojik ve huy bakımından da çok fazla etkiye maruz kalırlar. Yapılan bir araştırmaya göre bilim adamları, mizacımızın % 20 ila 60’ının genetiğimiz tarafından belirlendiğini tahmin ediyorlar. Burada da “mizacımızın doğuştan gelen ve yaşam boyu değişmeyen, kendine özgü algı,arayış,motivasyon ve potansiyelleri bulunan yapısal bir çekirdek olduğunu” göz önünde bulundurarak anne babadan almamış bile olsa mutlaka o soydan gelen birinden aldığını söylemek çok da yanlış olmaz. Yani bir çocuk dünyaya getirmek kadar,bizlerin eş seçimleri,çocuğumuza anne baba olacak olan o kişiyi seçmemiz de çok çok önemli. Çünkü değişen yalnızca karakter ve kişiliklerdir,mizaç değişmez.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in de buyurduğu gibi; “Çocuk eğitimi ana rahminde başlar.” Dolayısıyla bir şeyleri düzeltmek,değiştirmek bizlerin elinde. Özellikle bizim toplumumuzda insanlar, gerek kültürel,gerek dini, gerek de psikolojik olarak çok fazla baskıya maruz bırakılıyor. Kendi zihinlerinde oluşturmuş oldukları yanlış kalıplar ile yalnızca kendilerini ve çocuklarını değil koca bir nesli zehirliyorlar. Üstelik ne değişip düzelmeniz isteniyor ne de olduğunuz gibi kabul ediliyorsunuz. Başında da söylediğimiz gibi; nasıl ki patolojik rahatsızlıklar gen olarak aktarılıyorsa , manevi ve psikolojik rahatsızlıklarda geçmişimizden bizlere, bizden de gelecek nesillerimize aktarılıyor. Yani bugün bir annenin iyileşmesi demek, bir neslin iyileşmesi demektir! Bizler şuanda “ çok kötü şöyle böyle “diye laf ettiğimiz nesli kendi ellerimizle bu hâle getirdik ve getirmeye de devam ediyoruz!
Son olarak Doğan Cüceloğlu hocamızında dediği gibi; “Aile ortamı bir mutluluk ortamı olmalıdır. Bir babanın ya da ananın çocuklarıyla gurur duyması, onların iyi ve sağlıklı insanlar olarak topluma katıldıklarını görmesi büyük mutluluk kaynağıdır. Çocuklar anne babalarını dünyanın en önemli ve kudretli insanları olarak görürler. Çocukların anne babaları tarafından kabul edilip,sevilip desteklenmesi,başka hiçbir kimsenin yapamayacağı kadar,onları mutlu ve yaşamlarından doyumlu kılar. “
Onlar bizim söylediklerimize değil davranışlarımıza bakarlar. Hâlâ değişip düzelebilir ve bu konuda birbirimizi destekleyerek daha sağlıklı ve ahlaklı bir toplum yetiştirebiliriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ MANOLYA
PoesíaSizlere ne bir kurgu ile ne de yalan duygularla geldim. İnsanoğlu doğuyor, büyüyor, bir şekilde yaşayıp ölüyor. Kötü olan şu ki; bazı insanlar hiç sorgulamıyor. Hayatın içinden kesitlerle geldim size... Hüzün, mutluluk, öfke ve daha fazlası. Biraz d...