(13 NİSAN 2023)
Bir yol var, gidemediğin… Bir söz var, diyemediğin… Bir şey var, adını senin bile bilmediğin… İnsan bilinmeze doğru sürükleniyor bazen, başını sonunu düşünmeden sadece yürüyor,yürüyor,yürüyor… Sen giden ayaklarım sanırsın oysa yüreğindir, sustuklarındır, yarım kalan ve hep tamamlanmayı bekleyen parçaların, yorulan ama savaşmaya devam eden umutların, dilini damağını kurutan yutkunuşlarındır. Biliyor musun? İnsan en çok konuşmak istediği zaman susturulur, en çok o zaman dinlenilmez. İnsan en çok yarım kalmışlığını hissederken terk edilir, en çok o zaman ait olmaz bir yerlere. Tıpkı susuz kalmış toprak gibi… Hani ıslatmadığımız toprağı kuru diye suçlar, sulamadığımız çiçeği soldu diye unutur, sahip çıkmadığımız şeyleri de gitti diye kötüleriz ya? İşte; o toprak gibi kuru, o çiçek gibi solmuş, o gidenler gibi harabedir yarım kalmış bir insanın yüreği.
Kuruyan toprak yine canlanır yağmurun gelişiyle, kuşlar yine döner evine bir bahar sevinciyle, güneş yeniden doğar kara bulutların üzerinde… Peki ya; yarım kalan insan tamamlayabilir mi yüreğinin eksik parçalarını terk edildiği o dağ başı evinde?
İnsanın en ait hissettiği yeridir yurdu, ve en yabancı kaldığı yerdir gurbeti. Kendi evinde olan birine “Git”, gurbette olana ise “Kal” diyememek gibidir o insanların yüreği. Yurdu da içindedir, gurbeti de. Bundandır arafta kalışı, bundandır bilinmezliği. Gidemeyişi de bundandır, kalamayışı da…
Çünkü nereye giderse gitsin o dağ başı yalnızlığında; Yol da kendisidir, yoldaşı da…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ MANOLYA
PoesíaSizlere ne bir kurgu ile ne de yalan duygularla geldim. İnsanoğlu doğuyor, büyüyor, bir şekilde yaşayıp ölüyor. Kötü olan şu ki; bazı insanlar hiç sorgulamıyor. Hayatın içinden kesitlerle geldim size... Hüzün, mutluluk, öfke ve daha fazlası. Biraz d...