YOLCU

0 0 0
                                    

                                             
Hayat bir yol, biz ise o yolun yolcusu. Doğup, büyüyüp, ölüyoruz. Çok uzun gibi görünen fakat sandığımızdan daha kısa olan bir yol. Her yolun mutlaka bir sonu vardır, bir başlangıcı, bir bitişi. Bu kitapta ne bir başlangıç var ne de bir son, hep o yolun ortası var çünkü hikayemizin başını da sonunu da bizler belirlemiyoruz, fakat o yolu nasıl gideceğimizi, nereden yürüyeceğimizi biz belirliyoruz, biz karar veriyoruz. Tıpkı hayatımız gibi bu kitapta da gerçek duyguları okudunuz. Hüznü, sevinci, umudu, kimi zaman çaresizliği, kimi zaman inşirahı, kimi zaman ise yorulmayı. Evet, birçok duyguya sahibiz, yaşıyoruz, görüyoruz,hissediyoruz! Unutmamalıyız ki hiçbiri kalıcı değil. İnsan olarak yaratıldık ve bu dünyaya geliş sebebimiz var. “İmtihan.” Öyle ya; imtihan ediliyoruz ve o imtihan yolunun yolcularıyız. Adım adım,ilmek ilmek gidiyor,yürüyor,işliyoruz. Hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğreniyoruz. Sahi her yaşadığımız kalıcı olsaydı ne olurdu halimiz? Dikenli yollardan da geçiyoruz,gül kokan bahçelerden de. Hayat öyle bir yol ki;her şeyi yaşatarak öğretiyor bize. Dizlerimizi kanatarak,canımızı acıtarak,bizi uçurumdan kendi elleri ile atarak ama hepsinin yanında umut denen güzelliği heybemize koyarak yaşatıyor. Şimdi sorarım size; Güzellikler olmasaydı yürünür müydü o yollar ya da acılar olmasaydı güzel gelir miydi o umutlar? Bir insan sonsuza dek ağlayamaz ki ya da gülemez. Güller olmasaydı görünür müydü bülbülün güzelliği,dikeni olmasaydı bilinir miydi gül’ün kıymeti? Gözyaşın olmasaydı yeşerir miydi bahçendeki umutlar,umudun olmasaydı çekilir miydi onca acılar? Olmasaydı iki dudağının arasındaki tebessüm, çoğalır mıydı sevgiler ya da sevgi denen ilaç olmasaydı iyileşir miydi yaralar? Peki ya bunca düzeni,bunca güzelliği var etmeseydi Allah,yaşanır mıydı bu hayat,çekilir miydi bu dünya? Seni,beni,her şeyi yaratan Rabbim’e neydi bu isyan,neydi bu bitmeyen feryat figan? O; “ol” dediği için var olmadı mı bu dünya? O, “yürü” dediği için yürümedi mi ayaklar? O,”sev” dediği için sevmedi mi kalpler? O,”gel” dediği için açılmadı mı kapılar? Limanlar; gemiler sığınsın diye yapılır oysa hiçbir gemi limana sığınmak için yapılmaz.(1)” diyor John Augustus Shedd. Bizlerde birer gemideyiz, tek fark; bizim limanımız hep yanımızda. Hüznümüzde, sevincimizde, yaralarımızda, umutlarımızda… Hep…Hep yanı başımızda. Kalk yolcu! Kalk sığın limanına, sığın ki yürüdüğün yollar inşirah olsun ayaklarına…

MAVİ MANOLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin