13

81 5 0
                                    

Altay bana geri mesaj atmamıştı. Görüldü atmıştı, hiç sevmediği şey mesajın görüldü de kalmasıdır ama kendisinin sevmediği şeyi bana yapmıştı. Yani elbette takmıyorum yine de şaşırtmıştı. Dün evden ayrıldıktan sonra yurda gelmiştim. Duş alıp akşama kadar vakit geçirmiştim. Şimdi ise saat sabahın altısıydı. Alarm çalmadan uyanmıştım daha dersin başlamasına 3 saat vardı. Alaz'la konuşmadığım aklıma gelince mesaj atmaya karar verdim.

-Pişt nerelerdesin

E tabii o da uyuyordur. Didem ile eskisi gibi değildik. Sebebini anlayamıyordum gerçi üstüne de çok düşememiştim. Altay ile uğraşmaktan başka şeylere vakit kalmamıştı. Ne ders çalışabiliyordum ne arkadaşlarım ile vakit geçirebiliyordum. Hayatımı alt üst etmişti, sağ olsun.

Didem'e baktığımda ayıcığına sarılmış uyuyordu. Ben de geri uyumayı denemeliydim. Bir sağa bir sola dönsem de çokta işe yaradığını söyleyemem. Yataktan kalkıp altıma tayt üstüme basit bir tişört geçirdim. Belime ince bir hırka bağlayıp odadan sessizce çıktım. Kampüsün içinde az bir yürüyüşe çıksam iyi olacaktı.

Yurttan rahatça çıkmıştım. Binadan çıktığım gibi sabahın o serin havası yüzüme çarpıp geçmişti. Hava biraz soğuktu, esiyordu. Güneşin doğup vurduğu yerler gölgeli yerlere nazaran sıcaktı. Bazen kaldırımda bazen ağaçların arasında yürüyerek bayağı bir turlamıştım kampüsü. Spor yapmak için çıkanlar dışında kimseler yoktu ortalıkta. Bazen böylesi o kadar rahatlatıcı geliyordu ki...

Telefonum titremeye başlamıştı. Kesin Altay'dır. Mesaj atmadı diyordum bende... Hiç pes etmeyecek herhalde.

Didosss

Yanılmışım, telefonu bekletmeden açtığımda Didem ağlıyordu. Sabah sabah ne olmuştu?

"Didem?"

Hıçkırıkları arasında konuşamıyordu bile. "Feray..."

"Kuzum, ne oldu?"

"Annem hastalanmış, acile kaldırmışlar. Ben gidiyorum."

Gözlerim şokla açılmıştı. Neler olduğunu bir an algılayamamıştım.

"Ne?"

"Ne olmuş?"

"Bilmiyorum, karın ağrısı ile kaldırmışlar."

"Ne zaman gidiyorsun, geleyim mi ben de?"

Sesi biraz daha sakin gelmeye başlamıştı. "Hayır, yani teşekkür ederim. Gerek yok. Derslere sen girersin artık."

"Ya canım notlara takma bu kadar hallederim ben, eminsin ama değil mi gelebilirim?"

"Eminim gerçekten teşekkür ederim."

"Ne zaman gidiyorsun? Ne kadar kalacaksın?"

"Hazırlanıyorum, yarım saate çıkarım. Ne kadar kalacağımı bilmiyorum."

"Tamam ben yurda geliyorum."

"Tamam."

Yurttan bayağı uzaklaşmıştım. Adımlarımı hızlı tutarak geldiğim yolu geri gidiyordum. Yağan yağmuru bile yolun yarısında fark etmiştim. Bu aksilik neydi şimdi? Eminim çok üzülmüştür ailedeki herkes. Çabucak iyileşmesini temenni ediyordum.

Yurda geldiğimde nefes nefese kalmış gibiydim. Kesik kesik nefes alıyordum. Asansör gelmişti, hızlıca üst kata çıkıp odaya girmiştim. Didem, sırt çantası hazırlamış, köşeye koymuştu. Şimdi de üstünü giyiniyordu.

"Didem?"

"Of Feray ya..." Hala dolu olan gözleri ile yanıma gelerek sarılmıştı.

"İyileşir çiçeğim. Merak etme, beni de habersiz bırakma sakın."

Son Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin