28

35 3 5
                                    

(Feray)

Yerimde duramıyordum. O gördüğüm fotoğraflar da neydi öyle? Neden tüm odada ben vardım. Duvarda koca bir tablom, ipler de bir sürü fotoğrafım ki buna çocukluk fotoğraflarım dahil. Neden albüme koymak yerine oradaydı onlar. Keşke daha detaylı baksaydım. Detaylı bakmak şimdi aklıma geldi. Fakat Altay birazdan gelmiş olur. Yemeğin altını kapatıp arka bahçeye çıktım. Havuza ayaklarımı sokup kara bulutlara baktım. Girdiğimi anlar mıydı? Anlarsa ne derdi ki? Kızmazdı herhalde...

(Altay)

Eve geldiğimde ön kapıdan içeri girmiştim. Feray'a seslendiğim de duymamıştı. Arka bahçede olmalıydı. Elimdeki şu dosyaları odama bırakıp sonra Feray'ı bulabilirdim. Tablonun arkasından anahtara baktığımda yoktu. İyice tabloyu kaldırdığım da diğer tarafta olduğunu gördüm. Feray odama mı girmişti? İzin almadan? Amacının bir şeyler kurcalamak olmadığını biliyordum gizlice girip heyecan yaratmak istemiştir fakat içeride gördüğü şeyler hakkında ne düşünüyordu acaba? Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. Feray'ın gözünden bakınca benimde kafam karışırdı. Kocaman tablosu, bir sürü fotoğrafı... Kafası karışık arka bahçede oturuyordur. Dosyaları bırakıp kapıyı kilitleyip anahtarı geri yerine koydum. Ceketimi çıkarıp Feray'ın yanına gittim. Gökyüzüne bakıyordu sadece. Arkasından gidip sarıldım. Korkmuştu.

"A-a sen geldin mi?"

Yalan söyleyemiyorsun değil mi güzelim? Kekeliyorsun. Ama anlamamış gibi yapacağım. Oraya bir kez daha gireceksin ve pek çok gerçekle karşılaşacaksın ama o zaman gitmeye çalışırsan işte o an da işler karışır.

Gidemezsin.

Gülümsedim, yanağından öptüm. "Geldim."

O da bana gülümseyip sımsıkı sarıldı. Birilerinin sevgiye ihtiyacı vardı demek ki. Kolunun altından tutarak havaya kaldırdım. "Gel bakalım."

Onu bir bebek misali kucağıma aldığım gibi başını boynuma gömmüştü. Saçlarını okşayarak salıncağa oturdum. Otururken de saçlarını okşamaya devam ettim. Arada bir öpücükler konduruyordum. Derin derin nefesler alıp veriyordu. Gizli yaptığı işinin altında eziliyordu. Merak ediyordu ama bana sormaya çekiniyordu. Kendisi girecekti. Normalde bunları görmesine izin vermezdim tıpkı şu zamana kadar izin vermediğim gibi fakat artık bazı gerçekleri öğrenmesi lazımdı. Bunlar birer yalan değildi bunlar geçmişten gelen saklı sırlardı. 

"Bir sorun mu var güzelim?"

Başını olumsuz anlamda oynatmıştı. Çenemi başının üstüne koydum ve etrafı inceledim biraz.

''Yemeği hazırlamıştım. Aç mısın?"

"Deli gibi açım bebeğim."

Gülümseyerek elimden tuttu. El ele mutfağa gittik.

"Tabakları verir misin koyayım yemekleri."

Siyah parlak takımdan iki geniş tabak çıkararak Feray'a uzattım. Pilav ve tavuk sote yapmıştı. Nasıl da biliyor en sevdiğim yemekleri... Yemekleri tabaklara koyunca masaya oturduk. Biraz sessiz geçmişti yemek faslı şimdi ise ufak bir planım vardı.

"Canım ben bir telefonla konuşup geliyorum."

Telefonla konuşmayacaktım. Mış gibi yapacaktım ve uzun süre gelmeyecektim. Odaya girmeliydi ve bugün her şeyi öğrenmeliydi.

"Biraz uzun sürebilir sen masada bekleme beni."

"Tamam."

Ayağa kalkıp bulaşıkları makineye koyduğunda bende arka bahçeden çıktım.

Son Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin