23

39 3 0
                                    

Dışarıdan gelen kapı sesi ile gözlerimi araladım. Aniden acıyan gözümle acıyan yeri ovuşturdum. Şimdi uykum tamamen açılmıştı. Altay'ın geldiğini düşünerek hemen yataktan kalktım, başka biri gelecek değildi ya. Kapıyı açarak merdivenlerin başına geçtim. Seslenme ihtiyacı duydum.

"Altay?"

Bu sefer çıt çıkmamıştı. İki basamak aşağı indim. Yine seslendim. Ne yani kapı açılmamış mıydı? E ben ne duyup da uyanmıştım?

"Altay sen misin?"

Birkaç basamak daha indim, salon göz önüne çıkmıştı.

"Altay? Şaka yapıyorsan komik değil." Tüm merdivenleri bitirip aşağı indim. Ne kapı açıktı ne pencere, kimse yoktu. Ben mi yanılmıştım? Mutfağa doğru gitmek için adım atmıştım ki duyduğum kırılma sesi ile olduğum yere çivilendim. Bu bir cam kırılma sesiydi. Hızlı hızlı soluk aldım. Altay olsaydı kapıdan girerdi. Kırılmanın ardından içeri adım sesi gelmişti. Kulaklarım adım sesinden başka bir şey duymuyordum şu an. Nefesimi tuttum, ayağımda iyi ki terlik falan yoktu. Sessizce merdivenlere yöneldim. İki üç basamaktan sonra yine bir kırılma sesi geldi. Korkum artmıştı, nefesimi hala dışarı vermemiştim. Duyacak diye aklım çıkıyordu. Duyma ihtimali tüylerimin ürpermesine yetiyordu. Yine bir kırılma sesi... Kalbim atmayı bırakacaktı korkudan...

Adımlarımı sessiz ama hızlı tutarak odaya çıktım. Kapıyı kilitledim, kilitleyince çıkan ses ile aklıma gelmeyecek küfürler savurdum. Artık ses çıkmıştı, duyduğuna emindim. Bu yüzden sessiz olmayı bir kenara bırakıp komodini kapının arkasına çektim. Yatağın ayak ucundaki demirlerden destek alarak yere oturdum. Ben ne kadar kaçacaktım böyle? Neden polise gitmiyorum? Gerçekten, neden? Bacağımı kendime çekip kafamı dizlerime gömdüm. Bu kadar sakin olmamın sebebi neydi onu da bilmiyordum. Sakinliğimi korumak adına derin nefesler alıp verdim.

Böyle daraldığınız da derin derin nefesler alıp verirsiniz ama asla rahatlayamazsınız ta ki bir süre sonra o derin nefesi rahatça alana kadar. İşte o zaman rahatlarsınız ya, ben tam o derin nefesi rahatça alacaktım ki kapı kolu indirildi. İndirildi ve tekrar indirildi. Zorlanıyordu şu an. Görüşüm buğulandı, gözlerim dolmuştu. Tekrar demiri tutarak ayağa kalkacaktım fakat bacaklarımda derman kalmamıştı. Bir anda yere tekrar düştüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. Karşımdaki kimdi bilmiyordum.

Aniden koşma sesleri geldi ve kapının kolu sonunda düz haline geri döndü. Kimse zorlamıyordu. Bacaklarıma derman gelmişti. Ayağa kalktım, kapıya doğru adımladım. Tekrar kapının kolu aşağıya inince yatağa doğru sendeledim.

"Güzelim?!"

Altay...

Hızla komodini çekerek kapı kilidini açtım ve geri çekildim. Kapı çok şiddetli açılmıştı, duvarla iç içe girmişti belki de. Altay şokla bana baktı ve beni yataktan kaldırarak sımsıkı sarıldı. Tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım, peşinden de hıçkırıklarımı. Az önce sakin değildim sadece içime atmıştım.

"Şşş, sakinleş. Buradayım, geldim."

Hıçkırıklarım daha da artmıştı. Daha fazla imkanım varmış gibi başımı iyice göğsüne bastırdım. Saçlarımı okşuyordu, kulağıma sakinleştirici birkaç şey fısıldıyordu fakat duyduğum tek şey korkudan aklıma kazınan adım ve kilit sesleriydi... Her an Altay'ın arkasından çıkacak gibi hissediyordum.

"Ağlama bebeğim."

Dakikalarca aynı şekilde durmuştuk. Benim hıçkırıklarım sessiz iç çekişlere döndüğünde Altay beni kucağına almış ve yatağa oturmuştu. Asla başımı göğsünden kaldırmamıştım. Şimdi sırtımı sıvazlıyordu.

Son Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin