32

54 5 10
                                    

Sabah Tugay'ın kolları arasında uyanmıştım. Nereden bilebilirdim bir zamanlar huzur bulduğum yerin şimdi mezar gibi hissettireceğini... Kalkmaya çalışsam da hiçbir şey fark etmiyordu. Ayağım bağlıydı.

"Çok kıpırdanıyorsun."

"Uyandım çünkü ve rahatsızım."

Belimde ki eli sıkılaşmıştı. Canımı acıtmıştı.

"Dilin çok mu uzadı sevgilim?"

"Ben hep çok konuşurum."

"Tabii elbette ama sanırım durumlar değişti ha ne dersin?"

"Senin yüzünden."

Sinirle soluyarak ayağa kalktı. Benim olduğum tarafa gelerek yüzüme eğildi. Yüzümü diğer tarafa döndürdüğümde ise çenemden sertçe tutarak kendisine döndürdü. Dişlerim sızlıyordu, bu nasıl bir kuvvettir? Dudaklarıma zorla bir öpücük kondurdu. Tiksindim.

"Ayağını çözüyorum şimdi üstünü değiştir, duş al. Rahatla sonra yemek yiyeceğiz."

Duş alma fikri fena gelmedi. Çok pis hissediyordum birazcık kendime gelmem lazımdı. Kafamı olumlu anlamda salladığımda gülümseyip ayağımı açtı. Ayağım o kadar da acımıyordu çünkü çok zorlamamıştım. Ayağa kalkıp banyoya girdim. Kapıyı kilitleyeceğim sırada çat kapı içeri girdi.

"Kapıyı kilitliyordun galiba."

"Evet!"

"Yasak."

"Oldu, bir anda içeri girebilme ihtimalin ile mi duş alacağım?!"

Yavaş yavaş üstüme doğru yürüdü. Sırtım duvara değdiğinde Tugay dibimdeydi. Eli tişörtümün içine doğru gitti. Bir eli de duvara yaslıydı. Başını boynuma gömmüştü. Çırpındım, elimle elini itmeye çalıştım. Nafile, çok kuvvetli.

"Sanki..."

Boynumu koklayıp öptü.

"Hiç görmedim."

Utandım. Ben böyle biriyle yatmıştım. Bu gerçek yüzüme vurunca ağlayasım geldi. Eli belimden göğsüme doğru çıktı.

"Dur!!"

Göğsümü sıktı, ağzımdan küçük bir inleme kaçmıştı. Zevkten değil acıdan. Üst üste sıkıp duruyordu. Ucuyla oynamaya başlayınca vücudum titremişti. Ondan kurtulamıyordum.

"Altımda titriyorsun sevgilim."

"Acıdan!"

"Demek öyle..." Duvardaki elini de önce belime sonra eşofmanın içine sokmuştu. İç çamaşırımı kenara sıyırıp parmağıyla okşadı. Vücudum yavaş yavaş zevk almaya başlıyordu. Hemen bundan kurtulmam lazımdı. Koluna tırnaklarımı bastırdım. Milim kıpırdamadı. Gülme sesi kulaklarıma doldu. O çok güçlüydü ve beni şu an parmağında döndürüyordu. Bir parmağını içime ittiğinde inledim.

"Hadi güzelim kasma kendini."

"Defol git!"

"Zevk alıyorsun biliyorum."

"İstemiyorum!!"

"Eğer... Eğer devam edersen seni affedeceğim varsa da affetmem."

Bu dediğim onun durmasına sebep olmuştu. Ne yani baştan beri şu cümleyi kuramamış mıydım? Sinirle soludu ve benden uzaklaştı.

"Kapıyı kilitleme. Kilitlersen kırarım ve bu sefer inan seni dinlemem."

Kapıyı kilitlemedim. Üstümü çıkarıp suyun altına girdim. Gelir korkusu ile hızlıca duş alıp çıktım. Havluyu üstüme sardım. Odaya baktığımda yoktu. Üstümü değiştirip aşağıya indim. Salonda oturuyordu. Ona bakmadan mutfağa gittim. Mutfakta orta yaşlarda bir kadın vardı. Yemek hazırlıyordu.

Son Nefes'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin