26.11.2024
Odaya giren güneş ışıkları ile yerimde huzursuzca kıpırdandım. Uykusuzluktan ağrıyan gözlerimi ovuşturup battaniyeyi kafama kadar çektim. Beş dakika boyunca battaniyenin altında nefessiz kaldıktan sonra sinire battaniyeyi üzerimden fırlattım.
İstemeyerek de olsa yataktan kalkıp odanın içindeki banyoya ilerledim. Banyo aynasına yansıyan görüntüm ile anlık şok yaşasam da başımı iki yana sallayıp pijamamı ve iç çamaşırımı çıkartıp duşakabinin içine girdim. Suyu ayarlama gereksinimi duymadan soğuk bir duş aldım. Siyah bornozumu giyip saçımı havluya sardıp banyodan çıkıp kendimi yatağa attım.
Gözümde canlanan kesik kesik görüntülerden dolayı sol gözümden şakaklarıma bir damla göz yaşı süzüldü.
Beş ay önce bugün Mavi ile parkta buluşmuştuk... Sevdiğim adamın beni sevdiğini öğrenmiştim. Yüzlerimizi birbirine yaklaştı ve o lanet silah sesi bizi ayırdı. Geceleri uyuyamama sebebim olan, rüyalarımı kabusa çeviren şeyler o gece yaşandı.
Silah sesi bizim mahalleden gelmişti. Aceleyle motorları parkta bırakıp mahalleye koşuşumuzu hatırlıyorum. Koşmaktan bacaklarım ağrımıştı, aldığım nefes ciğerlerimi acıtıyordu...
Mahalleye girdiğimizde insanlardan oluşan bir et yığınını aşıp annemin ve babamın cansız bedenini görüp attığım çığlık hâlâ kulaklarımda uğulduyor. Sonrasında pek hatırlayamadığım anlar yaşandı, ambulansın siren sesi, benim çığlıklarım...
Kendime geldiğimde yaşadığım şehirden kilometrelerce uzaktaydım. Babamın yakın arkadaşı Turan amca yanımdaydı. Ailemi katleden adamların benim peşimde olduğunu, can güvenliğim için Karadağ'a getirildiğimi söylediğinde sinir krizi geçirmiştim. Bir gecede hayatım değişmiş, bambaşka birisi olmuştum. Üç ay hastanede tedavi gördükten sonra babamın öngörüsü ile Karadağ'dan aldığı eve yerleştirilmiştim. Ailemin yaptığı birikim ve babamdan kalan maaş ile gerekli tüm ihtiyaçlarım karşılanıyordu.
Beş aydır yanımda hiç kimse yok, Turan amca ve evdeki hizmetli abla hariç. Yeni hat çıkarılmış eski hattım kapattırılmıştı. Mavi ile iletişime geçememiş, yerimi ona söyleyememiştim. Tedavi sonrasında yaşadığım son iki yılı hatırlamıyor oluşum canımı sıksa da, elimden hiçbir şey gelmiyordu.
İki yıl ile ilgili hatırladığım belli başlı şeyler vardı. Motorum vardı R25, çok seviyordum motorumu. Mavi vardı, sevdiğim adam. Onunla ilgili anılarım da geçen zamanda silikleşmişti. Annem, babam vardı. Mutlu bir aileydik. Başka hatırlayabildiğim hiçbir şey yoktu.
Yattığım yataktan kalkıp yastığımın altındaki defterimi aldım. Her gün yaptığım gibi aklımda kalan son anıları deftere yazdım.
Anıların günden güne siliniyor Lila. Geçirdiğin tedavi sonrasında bunun olması normalmiş, doktorun öyle söyledi. Mavi'yi unutma Lila. Siz birbirinizi seviyorsunuz... Mavi'nin veteriner kliniğinde çalışıyordun, birlikte motorla gezip güzel vakitler geçiriyordunuz. Hatırlayabildiğin her şeyi yaz buraya ama sakın Mavi'yi unutma.
Defterin kapağını kapatıp yastığımın altına geri bıraktım. Üzerime temiz kıyafetlerimi giyip odamdan çıktım. Mutfağa ilerlediğimde Turan amca balkonda telefonla konuşuyordu.
"Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelmeye çalışacağım."
"Anlamıyorsun, Lila iyi değil. Geceleri uyumuyor gündüzleri uyuduğu saatlerde sürekli kabuslar görüyor. Doktoruna söylediğine göre beş ay önceki o geceyi yaşıyormuş."
"Üzgünüm Göktuğ'a söz verdim, onun kızı benim kızım sayılır. Arkadaşımın gözü arkada kalmamalı."
"Evet doğru anlamışsın, meslekten atılmam umurumda değil."
"Hoşçakal."
Turan amca telefonu kapatıp mutfağa girdiğinde gözleri beni buldu.
"Kızım, çok şükür çıkmışsın odandan." Karşımdaki sandalyeye oturup bakışlarını üzerimde gezdirdi.
"Turan amca ben hatırlamakta zorlanıyorum, doktorla konuşsan bir şeyler yapsa?" dediğimde bakışlarını hüzün kapladı.
"Konuşurum kızım, bugün nasıl hissediyorsun?" Masanın üzerinde duran sigara paketinden bir dal çekip dudaklarımın arasına yerleştirdim. Ucunu tutuşturduğum sigaramdan derin bir nefes çektim.
"Hissetmiyorum Turan amca, hissizleştim." Turan amca'nın dudakları aralansa da susmayı tercih ettiğinde ayağa kalkıp odama gittim. Defterimi alıp mutfağa geri döndüm.
"Turan amca senden bir şey isteyeceğim, bu defteri İzmir'e eski oturduğum apartmana götürüp alt katımızda oturan kişiye verir misin?" Defteri Mavi'ye ulaştırmam gerekiyordu, adresi hatırlayamadığım için Turan amcadan başka şansım yoktu.
"Ne yazıyor orada? Lila, yerini kimsenin bilmemesi gerekiyor kızım, eğer-"
"Adresi bilmiyorum, adres yazmıyor. Defterde yazanları okumasan ve defteri söylediğim kişiye teslim etsen olur mu?" Sesimin çatallaşmasına engel olamadım.
"Olur kızım, eğer kendini iyi hissediyorsan bu gece çıkarım yola." Başımla onaylayıp odama geri döndüm, çalışma masama oturup çekmecedeki boş defterlerde birini çıkardım.
Defterde yazan her şeyi diğer deftere aktarıp eski defterimin son sayfasını açtım.
Merhaba sevgilim...
Sana bu satırları çok uzaktan yazıyorum.
Sevgilim dememe kızmamışsındır umarım?
Mavi ben iyi değilim. Bu defteri sana gönderme sebebimi bilmiyorum fakat isteğimle gitmediğimi bil. Bana kızma sevgilim.
Seni çok özlüyorum, Turan amca ile yaşıyorum nerede olduğumu bilmiyorum tek bildiğim Karadağ'da olduğum. Dışarı çıkmıyorum, yemek yemek istemiyorum, sigara içmeye başladım.
Mavi ben seni çok sevdim. Eğer bir gün yollarımız birleşirse, olur da seni hatırlamazsam bana kızma sevgilim.
Kendine iyi bak, kendi hayatını kur sevgilim.
Seni seviyorum.
Lila CesurYanağımda süzülen yaşı elimin tersi ile silip defterin kapağını kapattım. Çekmecelerin birinden bulduğum mavi bandanayı deftere sarıp sıkıca bağladım.
Akşam saatlerine kadar yatağımdan çıkmayıp boş boş duvarı izledim. Turan amca ara ara gelip yemek yemem gerektiğini söylese de cevap vermediğim için odadan çıkıp gitti. Dışarıda duyduğum sesler ile yerimde kıpırdandım.
"Lila'ya çok dikkat et, en kısa zamanda geri döneceğim. Bir şey olursa hemen beni arıyorsun." Turan amcanın gür sesi koridorda yankılanıyordu. Sıkı sıkı sarıldığım defter ile odadan çıkıp Turan amcanın yanına koştum.
"Turan amca! Defteri unutma, vereceğin kişinin adı Mavi. Eğer orada yoksa bulamazsan Mavi Veteriner Kliniği'ne bırak eğer orayı da bulamazsan... Defteri teslim etmeden gelme Turan amca, lütfen bu defteri Mavi'ye ulaştır." Turan amca defteri elimden alıp dolu gözler ile yüzüme baktı.
"Söz veriyorum kızım, bu defteri Mavi'ye ulaştıracağım." Tam arkasını döndüğü sırada dudaklarımdan bir hıçkırık koptu.
"Turan amca Mavi'yi buraya getirsen? Ya da bende gelsem seninle? Söz veriyorum yanından ayrılmam ama son kez onu göreyim, lütfen?" Gözlerime doluşan yaşlar yüzünden görüşüm bulanıklaştı.
"Gelemezsin Lila, yerini bulurlarsa seni koruyamam. Mavi'yi de sana getiremem, üzgünüm kızım." Gitmek için kapıyı tuttuğunda ayağına kapandım.
"Turan amca yalvarırım beni ona götür." Hıçkırıklarım arasında zorla konuşuyordum. Turan amca kollarımdan tutup beni ayağa kaldırdığında onun da ağladığını gördüm.
"Lila yapma kızım böyle, babana söz verdim. Seni canım pahasına koruyacağıma söz verdim kızım. Eğer arkadaşını bulabilirsem arayayım seni telefonda konuşun olur mu güzel kızım?" Titreyen çenem yüzünden konuşamadım, başım ile onaylayıp gitmesine izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA & MAVİ / TEXTİNG
Teen FictionMavi: Fotoğraf atmayı kes. Siz: Neden? Mavi: İstemiyorum. Siz: Etkileniyor musun? Mavi: Yüzünü görmediğim, tanımadığım birinden etkilenecek kadar düşmedim. Siz: Yalancı :) 〽️ Tüm Hakları Saklıdır...