18

603 22 0
                                    

01.12.2024

Turan amca işlerini halletmek için yanımdan ayrılalı beş gün olmuştu. Bu süreçte hiç telefonla konuşmadığımız için onu merak etmeye başlamıştım.

"Meryem abla, Turan amcam ne zaman dönecek?" dedim. Bugün kendimi daha enerjik hissettiğim için Meryem abla ile mutfağa girmiş kek çırpıyordum.

"Bilmiyorum Liloşum, arayalım mı?" dediğinde omuz silktim. Kek hamurunun içine damla çikolatayı ekleyip biraz daha karıştırdıktan sonra Meryem ablanın yağladığı kek kalıbına döktüm ve fırına yerleştirdim.

Meryem abla yaptığı kahveyi önüme koyduğunda masanın üzerinde duran telefonum çalmaya başladı.

"Aaa Turan amcam görüntülü arıyor!" dedim heyecanla. Çağrıyı yanıtladığımda Turan amcamın endişeli bakışları ekranda dolaştı.

"Lila, kızım nasılsın?"

"İyiyim Turan amca, bugün daha enerjik hissediyorum. Hatta az önce Meryem abla ile kek yaptık şu anda fırında. Sen ne zaman geleceksin? Bu gece gelsene kek yeriz?" Sorularımı arka arkaya sıraladığımda bakışları tuhaflaştı.

"Az kaldı kızım döneceğim, benim yanımda birisi var seninle konuşmak istiyor." diyip telefonu yanında duran kişiye çevirdi.

"Lila?" Ekrandaki adamın gözleri kızarmış, zayıflıktan yüzü çökmüştü.

"Siz kimsiniz?" dediğimde bakışlarında bir korku belirdi.

"Lila benim güzelim, hatırlamadın mı beni?" Adamın yanağından süzülen yaş ile kaşlarımı çattım.

"Turan amcama verir misiniz telefonu?" Adam derin bir nefes aldığında görüş alanıma Turan amca da girdi.

"Turan amca yanındaki kim?" İkisi de anlamsız gözlerle birbirine baktılar.

"Kızım sen ilaçlarını aldın mı?" Meryem ablaya baktığımda beni başıyla onayladı.

"Almışım, neden ki?"

"Lila, güzelim numara yapmıyorsun değil mi?" dedi ağlayan adam.

"Kusura bakmayın gerçekten sizi tanıyamadım." Adam bir kaç saniye daha yüzüme bakıp görüş alanımdan çıktı. Kırılma sesinin ardından bir kaç küfür duydum.

"Kızım ben bu gece evde olurum sen kendine dikkat et, şimdi kapatmalıyım." Bir şey söylememe fırsat vermeden telefon yüzüme kapandığında telefonu kenara bırakıp kahvemden yudumladım.

Mavi'den:

"Oğlum dur bi sakinleş!" Yanımdaki adamın kolumdan çekmesi ile koltuğa savruldum.

"Nasıl sakin olayım? Lila beni hatırlamıyor ya ben nasıl sakin olayım!" Erkek adam ağlamaz diyorlar ya o palavra! Öyle bir ağlarsın ki canın yandığında sen bile şaşırırsın.

"Mavi! Sakin olursan sana bir şey söyleyeceğim." Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım ama nafile.

"Dinliyorum abi?" Yumruğumu sıkmaktan parmak boğumlarım beyazlaşmıştı.

"Buraya son kontrolleri yapmaya geldim, Arzu ve Göktuğ'u katledenler iki ay önce tutuklandı fakat dışarıda adamları var mı bilmemiz gerekiyordu. Lila'nın hâlinden ben de memnun değilim, o sebepten buradaki güvenlikten emin olup onu buraya getirecektim. Bu sebeple geldim İzmir'e, gerekli kişilerle konuştum İzmir gayet güvenli, bir kaç hafta içinde buraya döneceğ-"

"Temelli döneceksiniz dimi?" Turan abi beni başıyla onaylayıp konuşmak için boğazını temizledi.

"Lila'nın doktoru ile konuştum, yaşanılanları unutması normalmiş anlayacağın dilden söylemem gerekirse beyni kendini korumaya alıyormuş. Döndüğümüzde onun karşısına hemen çıkarsan korkar oğlum. O çok değişti, hissizleşti." Turan abinin ağzından çıkan her kelime kalbime bıçak gibi saplanıyordu.

"Eski evinde yaşaması çok sağlıklı değil, ev tuttum oradan yaşayacağız. Ben döneceğimiz zaman sana haber veririm." diyip ayağa kalktığında onu kapıya kadar yolcu ettim.

O gece silah sesinden sonra mahalleye gittik, insanların içinden geçtiğimizde gördüklerimizle Lila acısını belli edercesine çığlık atmıştı. Ambulans ve polisler gelince kalabalığı dağıttılar Lila'yı hastaneye götüreceklerini öğrendiğimde yanında gitmem izin vermediler. Parka gidip motorumu aldım, söyledikleri hastaneye geldiğimde Lila yoktu. Yer yarılmış içine girmişti. İlk şoku telefon numrasının kullanıma kapatıldığında yaşadım, haftalarca onu aradım fakat hiç bir iz bulamadım.

Bu süreçte zayıflamış, işi gücü bırakmıştım. Arkadaşlarımın da hâli benden farklı değildi ama onlar iki aya normal yaşantılarına dönmek zorunda kaldılar.

Telefonumun zil sesi ile düşüncelerden sıyrılıp ekrana bakmadan çağrıyı yanıtladım.

"Efendim?"

"Mavi, nasılsın? Kliniğe dönmeyi düşünüyor musun?"

"Merve sen bir süre daha idare etmelisin. Hatta çocuklara söyle bu akşam bende toplanıcaz konuşmamız gereken önemli şeyler var."

"Tamam, dikkat et kendine."

"Ederim kardeşim, sen de dikkat et."

Telefonu kapatıp sehpanın üzerindeki çerçeveye uzandım. Yüzlerimiz gözükmese de Lila ile ilk fotoğrafımızdı...

 Yüzlerimiz gözükmese de Lila ile ilk fotoğrafımızdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LİLA & MAVİ / TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin