02.01.2025 (20:12)
"Heyecandan öleceğim galiba!" diyerek oturma odasına girdiğimde herkesin bakışları bana döndü.
"Kızım, çok güzel olmuşsun." dedi annem yanıma yaklaşarak. Merve ve İrem hızla annemi kolundan tutup koltuğa oturttuklarında kahkaha attım.
"Arzu teyzecim, şimdi hiç sırası değil. Liloşumun makyajı akarsa yanarız, biteriz." Merve cümlesini bitirip annemin yanağına sulu bir öpücük bıraktı.
Tekli koltukta oturan babama baktığımda şaşkınca bana bakıyordu.
"Baba, nasıl olmuşum?" dediğimde Turan amcam babama yastık fırlattı. Babam yerinden sıçrayıp, yastığı Turan amcama atıp tekrar bana baktı.
"Çok güzel olmuşsun bebeğim." dediğinde yanına gidip ona sarıldım. Babamdan ayrılıp Turan amcama sarıldığımda kapının çalması ile ayrıldık.
Derin bir nefes alıp koridora gittiğimde herkes arkamdan geldi. Kapının kolunu tutup arkama göz attım. Yanımda annem ve babam, onun arkasında sırayla Turan amca, İrem, Merve duruyordu. Kapıyı açtığımda Mavi'nin annesi Oya teyze, babası İlyas amca içeriye girdiler. Ellerini öpüp selamlaştıktan sonra Furkan girdi, yumruklarımızı tokuşturduk anneme elindeki buketi uzatıp diğerleriyle selamlaştı. Ahmet içeriye girip bana sarıldığında sarılmasına karşılık verdim, annemlerle selamlaşıp elindeki buketi İrem'e verip oturma odasına gitti. Devran yanıma geldiğinde göz kırpıp annemlere yöneldi herkesle selamlaşıp elindeki buketi Merve'ye uzattı. Merve'nin kıkırdamasını duyduğumda Mavi görüş alanıma girdi. Bir elinde kocaman gül buketi, diğer elinde çikolata ile yanıma geldiğinde kalbim ağzımda atıyordu.
"Çok güzelsin sevgilim." diyip alnımı öptüğünde teşekkür edip uzattığı buketi ve çikolatayı aldım.
〽️
Normalde olsa babam ve İlyas amca'nın koyu sohbeti ortamı şenlendirirken bu sefer kısa selamlaşma ile hâl hatır sormanın ilerisine gidilmedi. Annemin bana kaş göz yapması ile ayağa kalkıp mutfağa ilerledim.
Kalçamı tezgaha yaslayıp elimi kalbime götürdüğümde Merve ile İrem gülüşerek içeriye girdiler. Hep birlikte kahveleri hazırlayıp sona damat kahvesini bıraktık.
"Tuz atacak mısın Lila?" İrem'e gözlerimi kısarak baktığımda dilini çıkarttı.
"Tabi ki atmayacağım, tuz yerine bal koyacağım." diyip bal kavanozuna uzandım. Kahveyi hazırlayıp dikkatlice tepsiye yerleştirdiğimde İrem ve Merve birer tepsi alıp arkamdan beni takip ettiler. Merve anneme, babama, Turan amcam ve Devran'a kahveleri dağıttığında İrem de Oya teyze, İlyas amca, Furkan ve Ahmet'e kahvelerini dağıttı.
Dikkatli adımlarla Mavi'nin yanına gidip tepsiyi önündeki sehpaya bıraktım. Yanındaki sandalyeme oturup kahveyi içmesini bekledim.
Kahveden aldığı ilk yudumda hafifçe gülümsedi. Kahvenin sıcaklığını önemsemeden kafasına dikip hepsini içtiğinde şaşkınlıkla ona baktım. İlyas amcanın boğazını temizlemesi ile bakışlarımı Mavi'den çektim.
"Bu sefer ki ziyaretimiz diğerlerinden çok farklı Göktuğ. Çocuklar birbirlerini tanımışlar, sevmişler. Biz aile büyüklerine de onların bu mutluluklarını paylaşmak düşüyor. Allah'ın emri, peygamberin kavliyle kızınız Lila'yı, oğlumuz Mavi'ye istiyoruz." İlyas amcanın cümlesinin bitmesi ile babamla bakışlarımız birleşti. Tek kaşını kaldırıp bana baktığında hafifçe tebessüm ettim.
"Kızım benim göz bebeğim, Mavi oğlumu da tanırım, severim. Sizler de öyle değerli aile dostlarımızsınız. Madem birbirlerini sevmişler, bize de onaylamak düşer. Bir ömür boyu mutlu olsunlar." Babamın cümlesi bittiğinde Mavi ile aynı anda derin bir nefes bıraktık.
İlyas amca yüzüklerimizi takıp geri çekildiğinde babam makası almak için Merve'nin tuttuğu tepsiye uzandı. Merve tepsiyi geri çekti.
"Enişte makas tepsiye yapışmış." dediğinde Mavi Furkan'lara baktı. Furkan, Ahmet ve Devran tepsiye para bırakıp yerlerine geri döndüklerinde Merve tepsiyi babama uzatıp makası almasına izin verdi. Babam yüzüklerimizin kurdelesini kestip makası geri bıraktığında aile büyüklerimizin elini öpüp yerlerimize geçtik.
Herkes kendi arasında koyu bir sohbete daldığında biz gençler olarak mutfağa geçtik. İrem tepsideki makası alıp bana yaklaştığında şaşkınlıkla ona baktım.
"Kızım çeksene şu makası ne yapıyorsun?" dediğimde çekilmedi ve kurdelemi tuttu.
"Hepimiz kurdelelerinizden ufak parçalar yutacağız bebişim, sıra bize daha hızlı gelir." diyip kurdelemden iki parça kesti. Mavi'nin kurdelesini tutup üç parça kesip herkesin önüne bıraktı.
"Böyle şeylere inanmayacaksınız değil mi?" dedi Furkan. İrem bardaklara su doldurup hepsinin önüne koyduğunda hepsi garip garip baktılar.
"Eğer bu kurdeleyi yutmazsanız sizinle konuşmam." İrem cümlesini bitirip kurdelesini ağzına atıp suyla yuttuğunda diğerleri de homurdanarak kurdeleleri yuttular.
"Bunlar hiç büyümeyecekler değil mi?" diye fısıldadı Mavi.
"Hiç büyümeyeceğiz sevgilim." diyip yanağına ufak bir öpücük bıraktım.
İçeriye geçtiğimizde nişan istemediğimizi belirttik. İki ay sonra yapılacak olan düğünümüzün detaylarını konuşup her şeyin nasıl olacağından bahsettik.
Bize kalsa sade bir nikah ile evlenecektik fakat ikimiz de tek çocuk olduğumuz için ailelerimizi kırmayıp ufak bir düğünü kabul ettiğimizi belirttik.
İlerleyen saatlerde Mavi'nin ailesi yola çıkacakları için kalktıklarında onları yolcu edip odama çekildim.
Kapımın tıklatılması ile yatağımda doğruldum. Annem içeriye girdiğinde yanıma gelip yatağa oturdu.
"Kızım, yanlış anlamaman için sormadım fakat her şey çok erken olmadı mı? Biraz daha beklesek mi?" dediğinde annemin elini tuttum.
"Annecim Mavi ile iki yılı geçkin bir süredir tanışıyoruz. Birbirimizi tanıyoruz, seviyoruz. Daha fazla beklemeye gerek yok." diyip elinin üzerini öptüğümde dudaklarını büzdü.
"Çok çabuk büyüdüğün miniğim. Her şey gönlünce olsun." diyip yanağımı öptüğünde gülümsedim.
Yarım saat anne-kız sohbet ettik, uykum geldiğinde annem odamdan çıktı.
Battaniyeme sıkıca sarılıp sağ elimdeki alyansa bakıp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA & MAVİ / TEXTİNG
Teen FictionMavi: Fotoğraf atmayı kes. Siz: Neden? Mavi: İstemiyorum. Siz: Etkileniyor musun? Mavi: Yüzünü görmediğim, tanımadığım birinden etkilenecek kadar düşmedim. Siz: Yalancı :) 〽️ Tüm Hakları Saklıdır...