Onu görür görmez ayağa kalktım. Ben kalkınca herkez sesin geldiği yere baktı.
"Regulus.."
Hızlıca yanına gidip sarıldım, oda saçımdan öptü.
"Gelmeyeceksin diye çok korktum."
Gülümseyerek bana baktı.
"Geldim, seni hiç yanlız bırakır mıyım? Malikaneden çıkmam biraz zor oldu. Kimse görmesin diye çok uğraştım."
"Yakalanmamana sevindim, hadi geç otur."
Regulus masaya doğru ilerlerdi bende arkasından gittim ve oturduk. Severus'da çoktan gelmişti.
"Sanırım herkez geldiğine göre konuya girebilirim."
Derin bir nefes aldım.
"Lafı dolandırmayı hiç sevmiyorum, bilirsiniz o yüzden planlarımı açıkça söyleme taraftarıyım. Şunu bilinki buradaki herkeze çok güveniyorum kimsenin beni hayal kırıklığına uğratmayacağını umuyorum." (Helen dolandırmayı sevmem dedin lafa giremedin bı türlü ~Yazar)
"İlk öncelikle Harry Potter'ın kehanetini biliyorsunuz, ancak Lord bunu kabul etmiyor, kabul etmek istemiyor ama şu zamana kadar ne kadar kehanet duyduysam hepsi gerçek çıktı. Bu yüzden kehanetlere inanıyorum."
"Yani Lord ölücek diyorsunuz leydim?"
"Herlade, dünya fanî hepimiz bir gün ölücez."
"Lord ölünce ne yaparız diye hiç düşünmemiştim."
"Bende sizi buraya bunun için topladım. Lord ölümsüz olduğunu sanıyor fakat öyle değil ve o öldükten sonra ölüm yiyenlerin başına geçicek biri lazım,oda tahmin edersiniz ki ben oluyorum. Ve Lord ölünce onun yerine ben geçeceğim, belki size garip gelebilir hatta çok hain olduğumu bile düşünebilirsiniz. Özellikle sen Rabastan ama bu gerçek. Planlarım var çok büyük planlar ama sizden tek isteğim var, bana biat etmeniz. Yanımda olduğunuzu bileyim ki ona göre davranacağım. Şimdi bana güveniyor musunuz?"
Rabastan hariç herkez bir ağızdan "Evet!" Der.
Çaprazıma baktığımda Rabastan'ı düşünceli olduğunu ve cevap vermediğini fark ettim.
"Rabastan, eğer istemezsen seni anlarım. Burdan gitmekte özgürsün. Tabi kimseye anlatmayacağın sürece.."
Rabastan bir süre oturdu. Sonra ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. (Yine kapı~Yazar) ama yolun yarısında geri dönüp sandalyeye oturdu.
"Varım."
"Fikrini değiştiren neydi? Az önce gidiyordun?"
"Aslında dediklerinin çok mantıklı geldi. Fakat korkuyordum. Sonra kendi kendime hayat risk almadan birşeye benzemez dedim."
Hayat risk almadan birşeye benzemez..... Babamda aynen bana böyle demişti. O günü hatırlıyorum. Malikanede bir toplantıdaydım. Gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Hemen dönerim." Diyip koşar adımlarla dışarı çıktım. Dışarı çıkınca sırtımı duvara yasladım ve yere oturdum. Zaten tutmakta zorlandığım gözyaşlarımın yanaklarıma doğru süzüldüğünü hissettim. Evet babamı çok özlüyorum ama onu affedemiyorum. İçimdeki nefret özlemi baskılıyor.......
*Toplantı salonunda*
Severus: Nereye gitti şimdi bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayat karmaşası (severus snape~ Devam Ediyor)
Ficción Generalnasıl olduda bir anda hayatı bu kadar değişti küçükken ölen annesi aklına geldi yani en azından o böyle biliyordu hayatını değiştiricek bu önemli şeyler nasıl başlamıştı tek bildiği şey o gün onu o evden kurtaran kişinin kömür siyahi gözlerine bak...