2'

966 105 218
                                    

Jeongin

Burada yaşamaya başlayalı tam bir hafta olmuştu. Bana karşı ikisi de iyi davranmıyordu. Bunu beklemiyordum zaten ancak böyle davranacaklarsa beni neden yanlarına almayı kabul etmişlerdi ki?

Bazen kendi kendime 'gece yarısı çık git' diyorum ama gidecek kimsem olmadığı aklıma geliyor ve kalmaya devam ediyorum. Sessiz durarak varlığımı belli ettirmemeye çalışıyorum. Bu işe yarıyor.

Luna beni okula yazdırmıştı ve şimdi de zorla oraya gidiyordum. Sevgili kuzenim bırakacaktı beni. Luna bana karşı biraz daha iyidi, chris'e göre.

Chris genelde küçük zorbalıklar yaparak kendini mutlu ediyordu işte. Ergenlikten çıkamamış anlaşılan, çok umursamıyorum zaten.

Onun yanına oturmak istemediğim için arka kapıyı açmıştım ancak hemen bana çıkıştı.
"Öne bin, şoförün müyüm ben senin?"
Dediğini yaptım. Arka kapıyı kapatıp ön kapıyı açtım. Yan yana olmamak için arkaya geçmek istemiştim ama onun düşündüğü şeye bak ya.

"çok yakın olduk böyle, arkaya geç."

"Geçmiyorum, çalıştır arabayı."

Bazen küçük çıkışlar yapıyordum sonra da iki saat susmak zorunda kalıyorum çünkü benden daha güçlüydü. Dövebilir bence. Korkunç.

Kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı. Bir şey demedi, şaşkınım.

Geriye rahat bir nefes bırakarak yaslandım ve yolu izlemeye başladım. Aslında okula hemen başlamak istemiyordum ama luna gitmem için çok ısrar etti o yüzden karşı çıkmadan onayladım. Onlara böyle ayak uydurmak zorundayım.

Chris okul yolundan sapınca kafamı ona çevirip "nereye gidiyoruz?" Dedim.

"Arkadaşımı alıcam yol üstünden"

Yol üstünde değildi, bildiğin geriye dönüyoruz şu an ve bu da demek oluyor ki ben geç kalacağım. Zaten okula yeni başlamıştım ilk haftadan göze batmak gibi bir niyetim yoktu. Kimse varlığımı bile fark etmesin istiyorum.

Arabayı durduğunda kapımı ağzında lolipopu ile açan bedene baktım. Daha önce gördüğüm biri değildi. Eve bazen arkadaşları geliyordu luna yokken ama bunu görmemiştim.

"Benim yerime oturmuşsun, kalk." elini hızla koluma atıp beni dışarı çekmişti. Kolumu hızla ondan çekip onun duymayacağı bir küfür etmiştim. Ağzımdan kaçmıştı. Ne kadar kaba birisi.

"Bin artık jeongin"

Chris önden bana bağırınca arka kapıyı açıp bindim. Chris çocuğun dudağına öpücük bıraktı. Ağzımı sıkıca kapatıp kafamı çevirdim. Sevgilisi mi vardı? Hemde erkek, gay olduğunu bilmiyordum.

"Yeni kuzenin bu muydu?"

"Adım var benim, jeongin dersen sevinirim."

Kafasını arkaya uzatıp kafamdan itti. Gerizekalı mı bu ya?

Elini hızla çekip saçımı düzelttim.

"Sen sus, veletler konuşmuyor burada"

Kendisi de çok büyük sanki mal amına koyayım.

"Tartışma şu çocukla bebeğim"

"Onu mu savunuyorsun?"

Trip at bir de.

"Hayır bebeğim, kendisinin kafasında tahtalar eksik. Konuşmaya gerek yok." Kusucam şimdi.

Arabayı hâlâ çalıştırmayıp sevgilisi ile benim dış görünüşüm ile konuşmaya başlamışlardı. Dalga geçilecek bir şey yoktu. Bir de şu sinir bozucu yapmacık gülüşleri yok mu? Sinir krizi geçiricem şimdi.

mokita, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin