3'

793 95 131
                                    

Jeongin

Şuan yaşadığım şeylere inanamıyorum. 2 hafta önce ailemi kaybettim ve benim daha acımı kendi içimde yaşatmayan insanların yüzsüzlüğünü izlemek zorunda kalmıştım. Midemi bulandıran ortamdan gidemiyorum, bırakmıyorlar.

Yaptıkları saçma imalar bile midemi bulandırıyordu. Chris şuan sevgilisini kucağına almış, minho'nun yanında oturuyordu.

Yüzlerine bile bakmadan sadece yukarıdaki ışıklardaydı gözlerim. Bir de gözüne baka baka öpüyordu. Yok gerçekten kusucam sanırım.

Hyunjin'in ellerinin arasından ayrılıp yanlarından gittim. Şuan tuvalate gitmem gerekiyordu, biraz onlardan uzak kalmak iyi gelecekti.

Yazıyı gördüğüm tuvalate girdim ancak burası da durulacak gibi değildi. Akşam olduğu için mekan kalabalıklaşmıştı. Ellerimi yıkadım ve boynumu ıslattım.

Tuvalatteki tüm gözler benim üzerimdeydi çünkü sadece üniformalı olan bendim. Reşit olmadığım için burada olmama gülüyorlardı. Kendileri çok büyük sanki amına koyayım tiplere bak.

Kafamı sallayıp hızla tuvalatten çıktım. Çıkar çıkmaz dibimde biten hyunjin'i görmezden gelip yürümeye devam ettim. Bana yetişip kolumu tutunca ofladım. Bak şimdi ağlayacağım yeter ya.

"Yanımdan niye ayrılıyorsun bücür? Kaybolursan abin bana kızar." Dedi çok samimiyetsiz bir tonla. Bu çocuk daha ne kadar gıcık olabilirdi diye sorguluyorum hep.

Hayır iki hafta sonra reşit olacağım hâlâ bebek muamelesi görüyorum.

"Sen kaç yaşındasın?"

Bunu dememi beklemediği için kaşlarını çattı. Benden çok da büyük durmuyordu.

"Yirmi üç yaşındayım, hadi yürü." Omzumdan iterek yürümemi sağladı. Büyükmüş. Küçük duruyordu ama... Nasıl olur ya?

Diğerlerinin yanına geldiğimizde kendimi Hyunjin'in arkasına sakladım ve zamanın geçmesi için dua ettim. Diğerleri iğrenç sohbetler yapıyordu. Kulağım ister istemez duyuyordu, duymamaya çalışıyorum gerçekten.

Şimdi de biri üzerine iddiaya girmişlerdi. Kırmızı saten elbiseli kız vardı, baya cilveli bir şekilde dans ediyordu. Hyunjin'in bu kız ile kaç dakika içerisinde öpüşeceğini konuşuyordu. Hayır çok ergensiniz amına koyayım. Benim daha ergen olmam gerekmez mi?

Hepsi ortaya aklındaki dakikaları söylüyordu. Hyunjin de gülerek "on beş dakikadan kısa olacak" diyip ayağa kalkmıştı.

"İki dakika." dedim bende iddiaya katılarak. En kısa süre benimkiydi ama hyunjin'i şu bir hafta içinde çok iyi tanımıştım. İki dakikadan bile kısa sürecekti.

"Uçtun oğlum, imkansız." Dedi minho. Ona kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimi üzerinden çektim. Gerçekten bakamıyorum yüzüne. O da bunun farkındaydı ama hâlâ rahat davranıyordu. Orospu.

Bunların yanında sinir kat sayım baya yükseliyordu, olmak istemediğim insana dönüşüyorum resmen. Çok korkunçlar.

"Gidiyorum"

Hyunjin hızlı ve kendinden emin bir şekilde kırmızı elbiseli kızın yanına gitti. Evet çok güzel.

Ayağımı arkadaki şarkının ritmine göre sallarken hyunjinle gülerek konuşan kızı inceledim. Göğüs dekoltesi ben buradayım diyordu. En dikkatimi çeken oydu şuan. Omzuna düşen askısını hyunjin eliyle düzeltince kız bir adım ona yaklaştı.

Ne konuşuyorlardı?

Gülen yüzlerini incelerken kız öne atılıp ilk hamleyi yaptı. Herkes kaybettiği için bağırırmaya başlamıştı. Sanırım iki dakikadan kısa sürmüştü. Evet demek ki iyi tanımışım hyunjin'i.

mokita, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin