3 ay sonra
Jeongin
"Sevgilim ya yapamazsam?"
Sevgilim beni göğsüne yatırıp elindeki poğaçayı minho'nun üstüne attı. Saçlarımı okşayıp bir sürü öpücük kondururken gözlerimi kapatıp içimdeki mide bulantısını geçirmeye çalıştım.
Üniversite sınavına girecektim tam bir saat sonra ve ben bu yıl yaşadığım olaylardan dolayı kendimi yeterli hissetmiyorum. Zaten pek ders çalıştığım da söylenemez. Ortalama bir öğrenciydim, elimden geleni yapacağım ama güzel bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.
"Bebeğim sakin bir şekilde girelim ve öylesine soru çözüyormuşsun gibi hisset. O ortam biraz geriyor farkındayım ama yapamazsan eğer kimse sana baskı yapmayacak. Olmazsa eğer birlikte çalışıp tekrar gireriz."
Sadece benim girmeme rağmen 'biz' diye belirtmesi beni ağlatacak şimdi. Çok güzel olmuştuk biz ya.
Her şeyin üzerinden üç ay geçmişti. Bu üç ay da genelde okul ve ev arasında gidip gelmek dışında Gangnam'a gidip gelmiştim, hyunjin ve Chan için. Üniversiteler tatil olduğunda zaten hyunjin yanımda kalmaya başlamıştı. O yüzden Gangnam'a gitmeyi bırakmış olabilirim. Chan gelsin canım ben niye gidiyorum sevgilim burada.
"Sen onunla ders çalışır mısın gerçekten? Chan sakın buna inanma!"
Hyunjin sağında oturan minho'nun karnına dirsek atıp ikisi arasındaki boğuşmayı başlatmıştı. Hyunjin'i geriye çekerek aralarındaki küçük kavgayı durdurmaya çalıştım. O sırada burnuma yediğim Hyunjin'in darbesiyle bağırarak elimi burnuma attım.
"Ne oluyor arkada?" Chan arabayı kullandığı için arkada dönen kaostan bir haberdi. O olayı anlamaya çalışırken hyunjin ve minho benim öne eğdiğim kafamı kaldırmaya çalışıyordu.
İkisini de itip elimi burnumdan çekip kontrol ettim. Burnumu kırdı hayvan ya!
"Aşkım özür dilerim! Ya niye arkamda duruyorsun ki?"
Niye mi arkanda duruyorum? Bana arkanı dönen sendin pislik!
"Burnum kırıldı! Sınavı yapamayacağım!" Bir anda burnumun acısı ile ağlarken hyunjin ve minho üstüme düşmüştü. Hyunjin minhoyu geriye atıp bana sarılırken Chan arabayı durdurup arkaya uzandı.
Hyunjin'in bana sarılı olan kollarına hızla vurdu. "Çek lan elini!" Hyunjin yanağımı son kez öpüp kenara çekildiğinde Chan yüzüme eğilip saçlarımı geriye attı.
"Acıyor mu burnun? Kanamıyor aslında ama istersen hastaneye gidelim mi?"
"Hayır geç kalmak istemiyorum." Dedim gözyaşlarımın arasında. Sınavı yapamayacağım işte. Bu burnuma yediğim darbe de evrenin bana gönderdiği bir mesaj işte. Off.
Chan kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı, yaklaştığımız okula son sürat sürdü. Zaten çok yakın olduğumuz için hemen gelmiştik.
Hyunjin belimden tutarak benimle birlikte arabadan indi. Chan arabayı park etmek için yer bulacağını söyleyip beni minho, seungmin ve hyunjin üçlüsüyle yalnız bıraktı. Çok kaotik olan bu üçlü benim için elinden geleni yaptı.
Minho elindeki poğaçayı bana yedirmeye çalışırken seungmin'in aldığı meyve suyunu hyunjin uzatıyordu. Seungmin çantasından çıkarttığı ilacı içmemi tavsiye edip, ilacın bana iyi geleceğini söylüyordu.
Hyunjin ilacı alıp ağzıma zorla atarken içtiğim su ile onu mideme gönderdim. Böyle anlarda genelde midemin bulandığını söylediğim için seungmin benim için ilaç taşıyordu. Yerim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
mokita, hyunin
Teen FictionAilesini yangında kaybeden jeongin hiç bilmediği teyzesiyle yaşamaya başlar. -- Mokita, Herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçekler. se-le-na, selena, selena. Selam kızlar😉☝️ ❗Yazım yanlışlarının ve olası cringe sahnelerinin kusuruna bakmayın. Takı...