Jeongin
"Çıkınca ararım seni hyunjin."
"Tamam bebeğim. Bekliyorum."
Hyunjin'e telefondan öpücük yollayıp telefonu kapattım. Amcam dikiz aynasından bana bakarken gözlerimi kaçırdım. Sevgilim olduğunu anlamışlardı. Ben söyleyemem öyle.
Mahkeme vardı bugün. Luna ve anne ve babamı öldüren katillerin mahkemesi. Tek mahkemede sonuçlanacağını söylüyordu amcam.
Okula gitmeyip buraya gelmiştim. Amcam ne kadar o kadını görmemi istemese de ben gidecektim. Amcam arabayı durdurunca arabadan indim. Binanın önünde duvara yaşlanmış sigara içen Chan'da kaldı gözüm.
Üzgün durmuyordu. Annesi hapse girecekti ama o duygusuzdu. Şu halde bile yüzünde herhangi bir duygu yoktu.
"Konuşma onunla jeongin. Gel."
Amcam beni sırtımdan tutarak ona uzak tuttu. Chan ise amcamın bu hareketine gülmüştü sadece. O da bizimle birlikte binaya girdi.
Bizim mahkememiz başladığında elinde kelepçe ile içeriye giren üç mahkuma baktım. Birisi annemdi.
Hepimiz oturduğumuzda yanıma gelen Chan'a baktım. Niye dibimden ayrılmıyor?
"Bakalım neler olacak?" Dedi merakla. Kaşlarını çatmış bir şekilde konuşmaya başlayan hakimi dinledi. Gözlerimi ondan çekip söz hakkı gelmiş olan luna'ya baktım.
"Doğru. Ben söyledim öldürmelerini tüm suçlamaları kabul ediyorum. Oğulları jeonginden özür dilerim." Dedi ve saygıyla eğildi. Kendisine konuşma hazırlamamıştı sanırım.
Yine özür diliyor birde. Gerizekalı.
Diğerleri de suçlarını kabul edip anne ve babamı nasıl öldürdüklerini anlattı. Bu anları dinlemek istemiyordum. Gözlerim dolarken kulaklarımı kapatan elin sahibine baktım.
Bana bakmayıp önüne bakıyordu. Bu benim daha çok ağlamamı sağlarken yanaklarımı hızla sildim. Tekrar sümüklü demesini istemiyorum.
Konuşma bitince ellerini çekip önünde birleştirdi. Hakim karar için herkesi ayağa kaldırdığında onu derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Luna'ya yan gözle baktığımda Chan ve bana baktığını gördüm. Chan ise annesine bakmak yerine hakime bakıyordu.
Hakim kiralık katillere müebbet, luna'ya ile yirmi beş yıl ceza verdi. Sonunda ailemi öldürenler ceza aldığı için mutluydum.
"Hak ettiğini buldu sonunda" dedi amcam ve koluma girdi. Ona tebessüm ederken chan'ın tepkisine baktım. Şimdi üzülecek miydi acaba?
Hayır. Annesinin çıkmasını beklemeden salondan çıktı. Bende onun arkasından gittim. Koridordaki sandalyeye oturmuştu. Yanına oturdum.
"Üzüldün mü?" Dedim onun duyabileceği bir tonda. Kafasını bana çevirip dudaklarını büzüp omuzlarını silkti.
"Bilmiyorum. Belki üzülmüşümdür." Dedi. Duygularını hissedemiyor olabilir mi?
"Ben ağlardım senin yerinde olsam." Dedim bacak bacak üstüne atarken.
"Sen sümüklüsün çünkü." Dedi göz devirerek.
"Ben daha iyiyim ama." Dedim ve dil çıkarttım. Yüzünü buruşturup salondan çıkan annesine baktı.
Luna önümüzde durduğunda chan'a sarılmak için izin istedi. Chan bunu beklemiyordu sanırım. Gözlerini açarak annesine baktı ve kendisini gösterdi.
"Bana mı?" Gözleri beni buldu sonra.
"Evet."
Kelepçeli ellerini yukarıya kaldırıp chan'a sıkıca sarıldı. Chan elleri havada beklerken sadece chan'ın hareketlerini izledim. Sanki annesi hiç ona sarılmamış gibiydi. Şuan verdiği tepki öyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mokita, hyunin
Novela JuvenilAilesini yangında kaybeden jeongin hiç bilmediği teyzesiyle yaşamaya başlar. -- Mokita, Herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçekler. se-le-na, selena, selena. Selam kızlar😉☝️ ❗Yazım yanlışlarının ve olası cringe sahnelerinin kusuruna bakmayın. Takı...