Jeongin
Hyunjin beni kovduğu için evden çıkmak zorunda kalmıştım. Gitmemek için direndim. En sonunda beni kolumdan tutarak kapıya atınca dayanacak gücüm kalmadı. Eşiğin önüne çöküp kapıyı açması için yalvardım.
Bin kere, belki daha fazla, ona sevdiğimi anlattım. Sadece onu sevdiğimi. Dinlediğini bildiğim için saatlerce susmadım. O da ses çıkartmadı. Gitmemi söylemediği için bu şansa tutundum.
"Hyunjin... Aç kapıyı da doğru düzgün tekrar anlatayım. Bak haklısın. Şu tepkilerin çok normal. Böyle davranıyorsun diye ben üzülmüyorum, hak ettiğiin farkındayım ama yüz yüze de anlatmak istiyorum." dedikten sonra hıçkırdım. Ben bana olan hareketlerine üzülmüyorum. Çok yanlış anlaşıldığım için üzülüyorum.
"Sadece seni seviyorum ben. Bu değişmeyecek. Benden ayrılmayı hâlâ istiyorsan eğer... Hayır ya. Ayrılma benden nolur. Kabul edemem böyle bir şeyi."
Asla kabul edemem ki. Minho yüzünden bu duruma düşmek o kadar kötüydü ki. Şuan o kadar kötüydüm ki. Hayatımda yaşadığım en berbat günlerden birini yaşıyorum.
"Hyunjin. Sevgilim açar mısın kapıyı?"
Kapıya vurdum ama açmadı. Ses de gelmiyordu. Korkuyorum. Kendine bir şey yapmasından çok korkuyorum.
"Hyunjin sakın yanlış bir şey yapma benim için. Hyunjin özür dilerim, özür dilerim hyunjin."
Beni affetmeyeceğini bile bile söylüyordum bunları. Beni affetmeyecek ve bir daha onu görmeme izin vermeyecekti. Nasıl yapıcam ben onsuz?
"Hyunjin ben sensiz ne yapıcam ki? Yapma böyle. Bak dinlemedin mi beni? O istedi... Biliyorum çok saçma bir neden ama... Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Öpmemem lazımdı, evet. Çok hatalıyım. Dudaklarım ona değdiği andan beri içimdeki pişmanlık her an daha da büyüyor. Affet beni."
Yine ses gelmemişti. Bunun yerine telefonla mesaj atmıştı.
'siktir git artık. Minho'nun orospusu ol'
Okuduğum şeye inanmadım ilk başta. Hyunjin benimle böyle yazışmazdı. Bana böyle şeyler demesi beni sinirlendirmişti. Ben kötü bir şey yapmadım. Ayağa kalkıp kapısına yumruk ve tekmeler attım. Sinirimi kapıdan çıkartırken sitedeki herkesin benim çığlıklarımı duymasına izin verdim.
"Aç şu kapıyı gerizekalı! Ben burada neler diyorum senin bana yazdığın şeye bak! Seni seviyorum amına koyayım! Açsana şunu aç aç lan aç-"
Ağzımı kapatan ve bana arkadan sarılan bedeni umursamadan kapıya vurmaya tekme atmaya devam ettim. Beni kucağına alıp Hyunjin'in evinden uzaklaştırınca ağlayarak bağırdım.
"Bırak beni nolur! Daha beni affetmedi."
Sırtını gördüğüm bedenin sırtına vurup bağırdım. Çok fazla bağırdığım için başım dönünce birkaç saniye sustum sonra tekrar bağırdım. Yere indiğim an beni götüren kişiye baktım. Abim.
"Niye getirdin beni buraya?" Dedim arabayı göstererek. O kapıyı açıp beni arabanın içine soktu. Baya baya itti. Bacağımı vurmuştum ama bunu önemsemeden chan'a baktım.
Arabayı sürerken çok sinirli gözüküyordu. Bende sinirliyim. Eğer birimiz alttan almazsa büyük bir kavga çıkacaktı. Bugün abimle de kavga edip kendimi daha fazla yıpratmak istemiyorum ama hyunjin yüzünden sinirli olduğum için kesin yanlış bir şey söyleyecektim.
"Hyunjin mı çağırdı seni? Beni al diye."
"Evet. Çocuk istemiyorum diyor. Niye zorluyorsun?" Söylemesi kolay tabii. Ne yapayım? Ayrılamam. Olmaz öyle bir şey.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
mokita, hyunin
JugendliteraturAilesini yangında kaybeden jeongin hiç bilmediği teyzesiyle yaşamaya başlar. -- Mokita, Herkesin bildiği ama konuşmadığı gerçekler. se-le-na, selena, selena. Selam kızlar😉☝️ ❗Yazım yanlışlarının ve olası cringe sahnelerinin kusuruna bakmayın. Takı...