Akın morgun içine girmişti. On dakika sonra yanımıza gelmişti. Bende bu sırada Derya teyzeye yapılan sakinleştirici için yanındaydım. Hastaneden çıkarken hiçbirimiz çıt dahi çıkarmıyorduk. Akın anahtarı bana verdi. Hepimiz arabaya yerleşince sürmeye başladım. Akın kafasını cama yaslamış dışarıyı izliyordu. Dolu gözlerle arabayı sürmeyeceğim için kenara geçtim. Akın bana baktı. Gözümden yaşlar akarken kendimi tuttum çünkü sessizce ağlıyordum. Gözyaşlarımı sildim. Arabayı sürmeye devam ettim. Akın'ın gözleri benim üstümde gibiydi bunu hissediyordum. Eve vardığımızda yine aynı sessizlik vardı. Herkes uyumaya gitti. Ben Akın'ın odasına gittim. Kapıyı çaldım ses gelmeyince de içeri girdim.
"Sevgilim." dedim.
"Efendim Masal?" dedi.
"Akın iyi misin?" dedim.
İyi olmadığını bende biliyordum. Kötüydü hem de çok kötüydü. Canı çok yanıyordu.
"İyi gibi duruyorum dimi! Annem ölmemiş gibi!" dedi sinirle.
"Ben o anlamda demek istem-"
"Ne anlamda demek istedin Masal?" dedi bağırarak.
"Akın tepki ver! Ağla! Kır! Dök! Ama lütfen boş boş bakma." dedim dolu gözlerle.
Boş boş suratıma baktı.
"Masal bir süre ara verelim." dedi Akın.
"Nasıl yani?" dedim şaşkınlıkla.
"Yani bir süre ilişkimizi bitirelim en azından ben iyileşene kadar." dedi Akın.
"Birbirimizin yaralarını sarabiliriz." dedim dolu gözlerle.
"Ben bir süre tek kalmak istiyorum!" dedi ve kapıdan dışarı çıktı.
"Akın dur lütfen! Akın yapma bunu bize yapma! Akın annen seni bana emanet etti!" dedim peşinden giderek.
"Seni de bana emanet etti. Merak etme-"
"Beni terk ediyorsun!" dedim sinirle.
"Emin ol bu ikimiz içinde en iyisi olucak!" dedi ve kapıyı çarpıp gitti.
Salonda yere oturup kapıya gözlerimi diktim. Sabah olmuştu. Derya teyze odasından çıkmıştı.
"Masal neden orada oturuyorsun?" dedi merakla ve korkuyla.
"Akın gitti." dedim.
"Nereye gitti?" dedi korkuyla.
"Bilmiyorum bırakıp gitti." dedim üzüntüyle.
Kapı çaldı. Akın'dır diye hızlıca kapıyı açtım. Abimler hepsi gelmişti.
"Kaç saattir Akın ve sana ulaşmaya çalışıyoruz!" dedi abim sinirle.
"Abi, Aslı anne-"
Konuşamadım ve ağlamaya başladım. Abim şokla bana sarıldı.
"Akın nerede?" dedi Oğuz.
"Bilmiyoruz gece Masal ile kavga ettiler ve Akın gitmiş." dedi Derya teyze.
Demek bizi duymuştu.
"Birazdan Boralar geliyor." dedi Anıl.
"Öğlen cenaze var." dedi Derya teyze.
Bir cenaze daha ve gitmek zorundasın.
"Masal?" dedi abim.
"G-gideceğim." dedim kendi kendime.
2 saat sonra:
Hepimiz cenazedeydik. Akın'da buradaydı. Ağlamaktan, açlıktan ve uykusuzluktan bayılacak gibiydim. Cenaze töreni bitince gömmeye gittik. Herkes ciddi anlamda çok kötüydü. Özelliklede Akın ve ben. İkimizde birbirimizden beterdik. Herkes giderken Akın ile aynı anda mezarın iki kenarına toprağa oturduk. Mezardaki isime bakarak sessiz sessiz ağlıyordum. Akın'ı umursamadan konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN RUHLAR
Teen FictionKonusunu inanın ben bile bilmiyorum yazdım ve devamı geldi. Tek bildiğim; Hep başlarına kötü şeyler gelse bile sonunda aşkı bulacak o çift Masal ve Akın. ALINTI: "Nereye gidiyorsun domatesler güzeli?" dedi. "Cehennemin dibine Akın gelicek misin?" de...