2. Bölüm

3.4K 156 23
                                    

Bölüm şarkısı: Erkin Koray: Öyle Bir Geçer Zaman ki

Bölümü beğenirseniz yorum+ oy yapar mısınııız

Keyifli okumalar💜

🐱

20 Ocak 2024 Hakkari- Çukurca

"Ferda Hocam sınırda saldırı olmuş bir asker yaralı acilde bekliyorlar, Metin hoca sizin bakmanızı söyledi!"

Seri bir şekilde oturduğum sandalyeden kalkıp stetoskopumu boynuma taktım, benden cevap bekleyen Naz'a buyur önden der gibi elle kapıyı gösterdim. 

Çevik adımlarla acile ilerliyorduk. Bir yandan açık olan saçlarımı toplayıp bileğimdeki tokayla bağlamaya çalışıyordum bir yandan da Naz'a hastanın durumuyla ilgili soru sormakla meşguldüm.

Naz'dan öğrendiğim bilgilere göre geçen hafta omzundan vurulmuştu hastamız lakin raporu bitmeden tekrar göreve başlamış sınırda hareketlilik olunca acil durumda müdahale etmiş bu yüzden dikişleri açılmıştı.

Sonunda pansuman odasına girdiğimde odada uzun ve iri iki tane adam gördüm. Üzerlerinde askeri formaları vardı. Tek kaşım sorgularcasına kalktı, ikisi de tuhaf tuhaf bana bakıyordu hastayı görmek için yaklaşıp yanlarından geçtim lakin sedyede oturan bir hasta yoktu!

Bu defa adamları incelemeye başladım hafif kumral olanın nasırlı elleri topraklıydı esmer olanın ise pantolonu ve elleri tozluydu ama onun dışında ikisinin de bir şeyi yok gibiydi. Nazar değmesin benden iyi gözüküyorlardı.

Kaşlarım çatıldı anlaşılan kimse konuşmayacaktı belli ki o yüzden ben o malum soruyu sordum, "Hasta nerde?"

Yeşil gözlü, kumral adam bana tuhaf tuhaf bakmayı bırakıp bu defa esmer arkadaşına baktı hala cevap vermiyorlardı kızmaya başlıyordum Naz'a baktığım sırada o da omuzlarını silkti bilmiyorum dercesine harika! Bir hastamız vardı ama yoktu.

"Doktor Hanıma neden cevap vermiyorsunuz lan!"

Arkamdan duyduğum sesle olduğum yere çivilendim. Başımdan aşağı buz gibi su dökülmüş gibi hissediyordum. Ben bu sesi tanıyordum, unutmam imkansızdı zaten.

"Türk askeri burada güvendesiniz."

 "Önemsiz, küçük bir çizik."

"Çok konuşuyorsunuz hanımefendi!"

3 sene geçmişti o olayın üzerinden ama henüz dün gibi aklımdaydı. Olayın etkisini üzerimden atmam bir senemi almıştı o süre zarfında hevesle başladığım mesleğime bir süreliğine ara vermiş, raporum bitene kadar da evden hiç çıkmamıştım. Yine aynı şekilde insanlarla görüşmeyi de kesmiştim. Bir sene yalnızca psikoloğumla muhatap olmuştum arada babamla annemde arıyordu işte.

Korkuyordum, hala olayı hatırlayınca tüylerim diken diken oluyordu oradaki iğrenç koku sürekli aklıma geliyordu. O olaydan sonra travmadan kaynaklı midem daha da hassaslaşmış ufak bir kötü koku gelse burnuma -kan kokusundan bahsetmiyorum-  midem çalkalanıyordu çoğu zamanda kusuyordum.  

O günden sonra onu bir daha görmemiştim. İmkansızdı zaten ben Ankara'daydım o ise Hakkari'deydi. Kader bir daha bizi karşılaştırmamaya meraklıydı lakin ben kaderimi zorlamış yıllar sonra ölüme hevesle koşarak gelmiştim.

Neden mi? Çünkü sonunda korkularımı aşmış iki sene özel hastanede çalıştıktan sonra bir sene sınava çalışıp girdikten sonra hakkım olan devlet görevini kazanmıştım. Şans işte ilk görev yerim Hakkari, Çukurca Devlet Hastanesi olmuştu.

HUDUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin