Bölüm şarkıları: Elephant- Tous les memes
Ayçin Asan- Rica Ederim
Tuğkan- Seni Çok Özlüyorum
Zerrin Özer- Son Mektup
Bölümü beğendiyseniz oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm
Keyifli Okumalaar🙂
"Hazırlan, annen ve baban seni almaya geldi." dedi kısıkça. Kerep'in ve İvana'nın işkencelerle yapamadığını Mahir tek bir cümlesinde yapmıştı. Kurşun kalbime girmişti.
Ailem her şeyi öğrenmişti. Onlarla dönmemi istiyordu sonrasındaysa boşanacaktık dönüşü yoktu.
🙂
Yüzümde acı bir tebessüm, gözümden süzülen bir yaş.
Yaklaşıyorum ona belki son kez alıyorum kokusunu. Bal harelerinde yoğun özlem ve acı kokusu var ya da ben onu sevdiğim için öyle zannediyorum.
Sağlam elimle siliyorum göz yaşımı. "Bu geceyi asla unutma. Zira unutursan canını çok yakacağım."
Eğer unutup da pişman olup kapıma gelirsen bu geceyi sana her zerresiyle hatırlatacağım.
🙃
1 Hafta Sonra
"Elini yavaş yavaş hissetmeye başlıyorsun şimdi yanık rehabilitasyonuna başlayacağız."
Dalgındım Lidya'yı dinlerken. Elini gözümün önünde aşağı yukarı salladı. "Aloo kime diyorum kızım!"
Daldığım derin düşüncelerden çıktım. Üstün körü başımı salladım, "Tamam öyle yaparız." dedim mırıltı şeklinde.
"Dağ havası iyi gelmedi sana herhalde." dedi alayla. Haklıydı dağ havası beni çok güzel çarpmıştı.
Zorla tebessüm ettim. Kalktım sedyeden, "Karşımda ilk başta tanıdığım kadın yok sanki başka bir Ferda Gülsoy var." dedi hayretle.
Haklıydı ama şöyle bir sorun vardı ben artık Ferda Gülsoy değil Ferda Akyel'dim. Tabi bunu çevremden bilen yoktu annem ve babam dışında. Bu olayı bir utanç kaynağı olarak gördükleri için herkesten deli gibi saklamanın derdindeydiler.
Lidya babamın hastanesinde çalışan seçkin doktorlardandı. Burada çalıştığımı kısıtlı süre zarfında tanışmış, arkadaş olmuştuk. Öyle mükemmel samimi bir arkadaşlığımız yoktu Hakkari'ye gideceğim zaman kısa bir mesaj atıp daha birbirimizi aramayacak kadar samimiydik.
"Değişim insanın doğasında var Lidya." dedim zoraki bir tebessümle. Elimin neden bu halde olduğunu bilmiyordu. Ona, elime kızgın yağ döküldüğü söylenmişti.
Ona iyi günler dileyerek çıktım odadan. Dalgındım elimle oynarken aniden birine çarpmamla dudaklarımdan bir ah nidası döküldü.
"Çok pardon benim dikkatsizliğimdi." Başımı kaldırıp konuşan kişiye baktım. Babamın ortağı Haşim Dağdelen'in tek varisi Furkan Dağdelen.
"Önemli değil." diyerek yanından geçmek istesem de kolumdan nazikçe kavradı. "Aslına bakarsan bende seni arıyordum... Baban buraya yönlendirdi."
Gram onu dinlemiyordum gözlerim kolumu kavrayan parmaklarındaydı. Birazdan üzerine saldırabilirdim bu yüzden böylesine bir agresiflik vardı üzerimde.
Cevap vermediğimde yüzsüzce devam etti. "Akşam yetim çocuklar için düzenlenen bir davet var babamlar katılamayacağını söyledi bizim birlikte gitmemizi uygun görmüşler. Akşam saat sekizde seni alayım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUDUT
Aksiyon"Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca...