Emre Aydın- Hoşçakal
Cem Adrian, Aylin Aslım- Herkes Gider Mi :)
🙂
"Evet sayın seyirciler yayınımıza bir son dakika haberi ile ara veriyoruz! Az önce Türk Silahlı Kuvvetleri bir bildiri yayınladı!"
Canlı, cansız veya bulunmasının bir önemi yoktu. İnsanlığa yeterince zarar vermişti zaten bu saatten sonrasının hiçbir önemi yoktu.
"Kuzey Irakta, uzun süredir mavi listede aranan Kerep kod adlı terörist ağır yaralı bir şekilde ele geçirildi!"
"Kafayı yiyeceğim lan! Neden hala çıkmadı o ameliyattan!"
Duvarları yumrukluyordu genç adam, yaralı bir hayvan gibi aciz ve saldırgandı. Herkes korkmuş bir şekilde köşeye sinerken onu tutmaya tek cesaret eden bu yolda tek dayanağı arkadaşı Yusuf'tu.
"Böyle yaparak eline ne geçecek lan! Şuan hemen çıkacak mı dur artık kendine zarar veriyorsun!"
Aklını kaybetmesine saniyeler kalmıştı. Kadını bulduğu hal aklına gelince cinnetin eşiğine geliyordu. Elinde üçüncü dereceden bir yanık izi vardı özellikle alyans takılı olan parmağında olması o orospu çocuğunun onu neden yaktığını gösteriyordu. Evli olduğu için.
Onu korumak için evlenmişti ama en büyük zararı o vermişti.
Gözlerindeki kor alevler yavaş yavaş söndü. Sersemlemişçesine Yusuf'un ellerini omuzlarından indirdi sarsak adımlarla çıktı hastaneden. Bahçede bulduğu ilk banka oturup sigarasını yaktı. Kararını vermişti.
Yusuf onu takip ederek banka oturduğunda kendisi için o da bir sigara yaktı. Arkadaşının sessizliğini ve sakinliğini hayra yormuyordu.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu dumanı ciğerlerine çekerek.
Gözleri kararmıştı Mahir'in yine de belli etmemeye çalışıyordu. "Ferda uyanınca beni ararsın hastaneden ayrılsam şuan için iyi olur."
Yusuf başta kafasıyla onaylasa da aklına dank eden şeyle gözleri irice açıldı. Arkadaşı kafa dinlenmeye gitmiyordu Kerep denen piçi öldürmeye gidiyordu. "Neler geçiyor lan aklından? Karın burada ölümle cebelleşirken sen o kansızı öldürüp ne halt edeceksin?"
Haklıydı Yusuf. Eğer onu öldürürse hem görevden alınır hem de hapse girerdi Ferda'yı görmeden. Varsın görmesindi Ferda'yı. Ona bunu yapan kahpenin canını alamıyorsa bu nasıl koca olmaktı!
Koluna yapıştı Yusuf, "Saçmalama hadi içeriye giriyoruz kalk!"
"O elini alır sana sokarım Yusuf. Siktir git!"
Hırsla kalkıp hastaneden ayrılırken Yusuf peşinden gidiyordu. "Mahir zaten herif bizde! Zamanı değil, karın burada yatıyor diyorum!"
Hırsla döndü Mahir karşısındaki genç adama. "O kadın kimin yüzünden yatıyor lan orada! O orospu çocuğu karımın eline çakmak tutmuş belki de sol elini artık hissedemeyecek! Ne yapmamı istiyorsun lan sikik sikik oturup ağlamamı mı!"
Yakasından tutup silkeledi Mahir'i, Yusuf. "O kadının kimsesi yok amına koyayım! Uyanınca bizleri mi arayacak gözü! İlk seni arayacak ama sen sırf öfken yüzünden o kadını kimsesiz bırakacaksın!"
Haklıydı, bir an için kendine geldi Mahir. Her şeyin bir vakti ve zamanı vardı. Başına defalarca vurdu Mahir, öfkeyle. Tutamıyordu kendini ne yapacağını bilemiyordu kafayı yeme üzereydi.
Yusuf çalan telefonunu açtı. Mahir pür dikkat onu izlerken gülümsedi. Telefonu kapattıktan sonra, "Ferda yenge uyanmış!" dedi heyecanla. Sonrasında devam etti, "Ama söylenenlere tepki vermiyormuş..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUDUT
Aksi"Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca...