8. Bölüm

2.6K 132 19
                                    

Bölüm Şarkıları: Özdemir Erdoğan- Aç Kapıyı Gir İçeri

Bayhan- Tiryakinim

Ahmet Kaya- Hep Sonradan

Keyifli okumalar seviliyorsunuz😻

Son bir isteğim senden

Bir daha deneyelim

Yanaklarıma allık uygularken aynı zamanda şarkı söylemek çok zordu ama resmen arsızlığa vurmuştum kendimi. Şarkıyı geveleye geveleye söylemeye devam ettim.

Bunca yıl sonra yine
Bu istek çok mu söyle?

Allığı makyaj çantasına bıraktım, yüzüme kısa bir bakış attım. Hafif makyaj tercihimdi çünkü elbisem ağır makyajı kaldırmıyordu. Gözlerime rimel ve eyeliner sürdükten sonra yüzüme hafif kapatıcı, yanaklarıma allık uygulamıştım. Gözlerim makyaj çantamdaki kırmızı rujuma değdi elbisem ne model olsun bir davete giderken kırmızı rujumdan ödün veremezdim asla!

Çıldırtsan da seninim
Yalvartsan da seninim
Tiryakinim, tiryakinim

Yeni aldığım Dior markalı kırmızı rujuma aşkla bakarken söylüyordum şarkıyı. Ben şuan fazla mı neşeliydim ne? 

Nedensiz bu düğün mevzusu keyfimi yerine getirmişti normalde sevmezdim insan içine çıkmayı. Zorunlu olmadıkça hiçbir etkinliğe de katılmazdım. En son katıldığım davet 24 yaşımda Ankara'da babamın yönetim kurulu başkanı ve başhekimi olduğu Central Hospital'ın yirmi dokuzuncu yıl kutlamasıydı. Ona da mecbur gitmiştim dediğim gibi. 

Beyaz spor ayakkabılarımı vestiyerden çıkardım kapının gerisindeki boy aynasından elbiseme yakışıp yakışmadığını kontrol ettim. Üzerimde lacivert spor bir elbise vardı. Kısa kollu ve dardı, diz kapağımın dört parmak üstündeydi, göğsünün çatal kısmından baş kısmına kadar üç tane düğme vardı 2 tanesini kapatmayı tercih etmiştim.

Elbisem  asla gideceğim ortama göre değildi farkındaydım ama şöyle bir sorun vardı benim hiçbir elbisem o ortama ait değildi! Ya dekolteli ya kısalardı. Hakkari'yle ilgili birkaç yöresel araştırma yaptığım sırada düğün videoları karşıma çıkmıştı aslında. Kadınlar genelde geleneksel fistanlar giyiyor ya da üzerimdeki elbiseden kat kat kapalı kıyafetler tercih ediyorlardı. Tamam onlara göre şekillendiremezdim kendimi lakin aralarında da absürt durmak istemezdim!

Kesinlikle spor ayakkabılarımı giyinmeliydim çünkü bu elbisenin altına topuklu giyersem güzel durmazdı. Zaten ortamına göre olmayan elbisemin altında mafyatik siyah ince topuklu ayakkabılarım insanların gözünü kanatabilirdi!

Saçlarımı kontrol ettim bu defa; koyu kahve siyaha çalan iri telli ve dalgalı saçlarım... Onlara hacim vermek için sadece bir bakım yağı kullandım zaten elimle şekil verdiğimde istediğim kıvama gelmişlerdi. Maşalamak veya düzleştirmek için yeterli vaktim yoktu. Uğraşılmazdı bu saçlarla uzun saç tam bir belaydı yahu!

Vestiyerin üzerine koyduğum beyaz oversize, saten gömleği giyindim üzerime ama düğmelerini bağlamadım. Böyle girecektim düğüne göze fazla batmazdım böylece sıcak olursa orada çıkarmayı düşünüyordum açıkçası.

Beyaz spor ayakkabılarımı giyerken kapım çaldı. Çantamı vestiyerden aldım hemen kapıyı açtım. Karşımda küçük Şafak vardı. Üzerinde Batman olan beyaz bir tişört altınaysa siyah bir kot pantolon giyinmişti fazlasıyla şık olduğunu atlamamalıydım!

"Fevza sen çok güzelsinnn!"

Gülümsedim kocaman, saçlarını karıştırdım elimle. Onların kapısından önce siyah, çiçekli, diz kapağının altında bir elbise giyen Meryem abla arkasından da beyaz gömlek ve kumaş pantolon giyinen şık bir Alpaslan abi çıkmıştı. Ah bu çift ne kadar tatlı geliyordu gözüme uyumları şaka mıydı!?

HUDUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin