28. Bölüm

1K 94 25
                                    

Ajda Pekkan- Sana Ne Kime Ne

Bengü- Sahici

Ebru Gündeş- Yazık

Bölümün devamı için oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorummmm


Bu gece Ferda gibi kadınlar için Keyifli okumalar 🍷

2  Hafta Önce/ Operasyon günü

"Ferda'yı boğan kişi İvana kod adlı Rus ajanı. Bu video Kerep'ten gizli atılmış. Yerlerini tespit etmemizi istiyor." 

Binbaşı videodaki ayrıntıları aklına not ederken diğerleri atan numarayı araştırıyordu. "Yani İvana'nın bize yardım ettiğini mi söylemek istiyorsunuz binbaşım?" dedi Yarbay Tevfik bey kuşkuyla.

"Amacı yardım etmek değil aslında." diyerekten tekrar çıkarımda bulundu Enver bey.

Ela'yla göz göze geldiğinde söz hakkını ona verdi binbaşı. "Klasik kadınsal kıskançlık dürtüsü." dedi Ela bakışları hala videodayken.

"Yani kıskançlık uğruna Ferda'yı bize vermeye razı mı geldi demek istiyorsunuz?" diyen Halil Albay'la birlikte binbaşı Enver bey başını onaylar anlamda aşağı yukarı salladı.

Tevfik yarbay, "Amacı Ferda'yı Kerep'ten uzaklaştırmak. Öldüremiyor, işe kaza süsü verse bile Kerep ondan bilecek eli kolu bağlı. Bu noktada sessiz bir iş birliği yapıyor bizimle." dediğinde herkeste yapboz parçaları birleşmişti.

Halil Yardım aklına gelen fikirle gözlerini Tevfik Bey'e dikti. "Bu gece ne yap et Kıdemli Üsteğmen Uygar Kara'yla iletişime geç." dedi. Anlamıştı Yarbay planı. Uygar'ın görevi bitmişti Kuzey Irak'ta memlekete dönme vaktiydi.

😀

"Komutanım emin misiniz? Uygar bu ilde riske atamayacağımız bir istihbarat ajanı." diye son kez konuştu Enver binbaşı.

"Gerekli yerlerden izin alındı Binbaşım. Uygar'ın o dağda görevi bitti. Vatan ondan farklı hizmetler bekler."  Halil Yardım son noktayı koymuştu.

Dakikalar sonra Hilal timi karşısına geçtiğinde tek tek süzdü karşısındaki heybetli adamları. Gözleri en son, yaralı bir aslan edasıyla en başta duran tim komutanı Yüzbaşı Mahir Akyel'de durdu.

"Vazifenizi en başından anlatmama gerek yok. Ferda Akyel ve Uygar Kara buraya sapasağlam getirilecek. Sonunda ölmeniz gerekirse bile. Anlaşıldı mı!"

"Emredersiniz komutanım!" dedi hepsi bir ağızdan. Halil Yardım, Mahir'in yanında durduğunda babacan bir tavırla omzunu sıvazladı. "Yüreğin kor alevlerle yansa da buz gibi duracaksın Yüzbaşı. Yolunuz açık olsun."

Askeri helikoptere binerken anlaşmış gibi sessizlerdi. Yolculuğun nasıl geçtiği anlaşılmadı bile. Araziye indiklerinde bir harita planlanması yapılmadı. Zaten buraya gelmeden saatler önce tüm plan en ince ayrıntısına kadar çizilmişti. Timin yapması gereken sadece örgütlenmekti.

Uygar saatler önce Halil Yardım'la irtibata geçmiş Ferda'nın onun olduğu kampa getirildiğini söylemişti. Fakat kampın yollarında mayınların döşendiği bilgisi onların elini kolunu bağlıyordu. Bu yüzden büyük ve riskli bir proje çizilmişti.

Uygar o bölgenin birliklerinde başkandı. Tim taciz atışı yaptığında çoğunluğu oraya yönlendirecek kalanları da etkisiz hale getirip Ferda'yı oradan alacaktı. Dağdan indikten sonra yirmi dakika uzunlukta olan küçük Türkmen köyüne sığınacak Hilal timini bekleyecekti. Çok riskli bir plandı tutmazsa sonu iç açıcı değildi. Ama başka alternatifleri yoktu.

HUDUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin