Sezen Aksu- Tükeneceğiz
Deniz Tekin- Gelir Miyim
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorummm
Keyifli okumalar🤯
"Kahretsin kocan burada Ferda! Seni görmeden gitmeyeceğini söyleyip koltuğuma yayıldı! Gel ve çıkar bu magandayı evimden!" dedi annem.
Bir saniye ne? Kocam mı burada?
***
Topuklularımı tekrar ayaklarıma geçirirken aceleciydim. Ayakkabıyı sol ayağıma da geçirdikten sonra kısa bir süzdüm kendimi aynadan. Haberi duyar duymaz duşa koşmuştum zira karşısına şu şekil çıksam onsuzluktan madde bataklığına düştüğümü bile düşünebilirdi.
Duştan sonra lavabodaki fön makinası ve açılmamış tarakla saçımı düzelttikten sonra babamın şoförü Veli abinin getirdiği kıyafetleri giyindim. Evet annemden hemen sonra babamın evindeki hizmetli Dilşah hanımı aramış siyah pileli eteğimi ve düz beyaz kısa kollu tişörtümü istemiştim o da Veli abiyle göndermişti.
Mini etekti üstümdeki siyah etek, beyaz tişörtümle uyumlu yapmıştım. Yüzüme makyaj sürme gereği duymadım ama geceden çantamda kalan kırmızı ruju emiştirdim dudaklarıma. Karşısında yıkılmadım, ayaktayım imajı vermekti amacım.
Göz diplerim ağlamaktan ve yorgunluktan çökmüş olabilirdi ama bu büyük bir problem değildi önemli olan karşısındaki duruşumdu. Yanık elim kötü dursa da saklama ihtiyacı duymadım nasıl yandığını biliyordu derdi elimin çirkin oluşu olmazdı kesinlikle.
Hazırdım tek sorun parfümümün olmamasıydı. Vücuduma odadaki açılmamış bakım malzemelerini sürmüştüm sadece. Onların çiçeksi kokusu sinmişti üstüme sadece.
Otelden çıkarken tedirgin değilim desem yalan olurdu. Zira dün yediğim haltlar bugün beni çok güzel tırmalayacaktı.
🤯
Kapıyı hışımla çalıp içeri geçtiğimde annemle Mahir karşılıklı oturmuş birbirlerine tip bakışlar atıyordu. Annem gerginken Mahir umursamazdı. Topuklu ayakkabılarımın sesi içeriye ulaştığında ikisinin de bakışlarını birbirinden çekti.
Mahir'le göz göze geldiğimizde ayağa kalktı ama annem ondan önce dibimde biterken, "Çıkar şu dengesizi evimden çabuk!" dedi öfkeyle.
Hala Mahir'le bakışıyorduk. Yanından gitmemi isteyen oydu, yaralı bir şekilde bir başına bırakılan bendim ama karşımdaki adam benden çökmüş gözüküyordu. Sakallarını görevi icabı kesse de ufak ufak uzamıştı, göz dipleri fazla çöküktü günlerdir uyku uyuyamıyor gibi.
Gözlerimi güçlükle onun titrek bal harelerinden çekip anneme döndüm. Ben daha konuşmadan sinirle konuşmaya devam etti. "Çık evimden polis çağırırım diyorum bana diyor ki benden Albay çağırırım! Kocan rütbesini eşkıyalığa kullanıyor resmen!"
Evet düpedüz dalga geçiyordu zira Mahir görev yetkilerini böyle saçma işlere kullanacak bir adam değildi annemi işletiyordu ama annem bir tık korkmuş gibi gözüküyordu. Tekrar bakışlarımı Mahir'e çevirdiğimde birde bayıl istersen Feriha bakışları annemdeydi.
"Küçük bir şaka yaptım abartmasanız mı Meltem anneciğim?"
Anneciğim?
Henüz benim bile kullanmadığım kelimeyi ne de güzel söylemişti ama dalga geçtiği barizdi. Eğer şuan öfkem doruklarda olmasa kahkaha dahi atabilirdim. Annem sanki tuhaf bir varlık görmüşçesine ona döndüğünde, "Sana, bana anneciğim deyip durma dedim! Ayrıca seni evden kovarsam gece camlarımdan MIT ajanlarının baskın yapacağını söyledin manyak adam!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUDUT
Action"Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca...