9. Bölüm

2.5K 132 16
                                    

Bölüm şarkıları: Can Ozan- Sar Bu şehri

Perdenin Ardındakiler- Ankara'yla Bozuşuruz

The Plot In You- Feel Nothing

Keyifli okumalar🥰

🥰

Salondaki cam sehpanın üzerinde sabitlenmiş bir meşale yanıyordu ve yıllar geçmesine tutma yeri yamuk kesilmiş bu meşaleyi çok iyi tanıyordum.

😶

"Sokayım böyle işe nasıl girdi lan buraya!"

"Komutanım temiz."

"Anne Fevza neden ağlıyor?"

"Düştü annecim."

"Ferda bana bak..."

Yağmurdan sonra toprak kokusunu buram buram alıyordum dibimdeydi. Ayakkabılarımızın uçları birbirine değiyordu. İri ve damarlı elleriyse kollarımın iki yanında beni sarsıyordu bense tepki veremiyordum donmuş vaziyette inceleme ekiplerinin parmak izi tespit etmeye çalıştığı, hala yanan meşaleye bakıyordum.

"Meryem Şafağı al içeriye geç bizde Ferda'yla karargaha geçeceğiz." Alpaslan abinin sesiydi bu.

"Ailenin yanında kal Alpaslan." Onun sesiydi daha net seçebiliyordum.

"Komutanım bende geleyim hem belki bir şey ol-"

"Alpaslan şuan hiç uygun bir zaman değil. Ailenin yanında kalman en sağlıklısı."

Neden mi? Benim yüzümdendi. Yıllar önce yardım için gittiğim kampta sapık bir teröristin hedefi olmuştum. Öylesine tehlikeli biriydi ki askeri lojmana girebilmişti ve benim yüzümden bu insanlar artık korku içinde yaşamaya başlayacaktı. Dikendim herkese batıyordum kimseye iyilik yapmamalıydım, kimse bana iyilik yapmamalıydı kimseyle yakın olmamalıydım.

Belki de annem ve babam haklıydı Ankara'ya dönmeliydim ama bu defa da ailemin başına bela olacaktım. Bana bir şey olursa benle uğraşmak zorunda kalacaklardı belki de magazinde boy boy manşet olacaktık.

Her yerde fazlalıktım ben. Ölmem için bu kadar sebep varken inatla yaşamaya çalışıyordum acınası bir varlıktım.

Dudaklarıma yapışan saçlarım iri bir el tarafından kulağımın arkasına sıkıştırıldı. Fazla yumuşaktı acıtmamak için çabalıyor gibiydi ama çabası boşunaydı her zerrem uğursuzluk ve kimsesizlik hissiyle sızlıyordu.

Çenemin altında hissettim o iri eli bu defa. Başımı kendine çevirip kaldırdı dolu ve şiş kahve gözlerim onun bal rengi gözlerine değdi. Bal rengi gözlerinin içinden kara ve sisli bulutlar geçiyordu. Yumuşak dokunuşlarla çenemi okşadı baş parmağı.

Yaklaştı bana, "Kimse sana bir şey yapamaz biliyorsun değil mi?" dedi.

Normal şartlardan konuşkan biri değildim. Korktuğumda, üzüldüğümde veya kırıldığımda sessizleşirdim genelde. Mutlu olduğumda fazla tepki vermezdim şımarık gibi durmamak için. Canım yansa ağlamazdım, ağlayacak kimsem yoktu çünkü bazen dayanamaz birkaç yaş döker sonra kendi kendime kalkardım çöktüğüm yerden başka şansım yoktu zaten.

Kırpıştırdım gözlerimi, "O beni istiyor..."

Kaşları çatıldı. Gözlerinin koyulaştığını fark ettim çenemdeki eli hızla çekildi. Ellerini kısa kesim saçlarına attı. "İsteyemez!" diye bağırdı bir anda.

Öyle büyük bir şey söylememiştim gerçekler bunlardı ama onun tepkisi gerçeklerden daha fazla korkutmuştu beni.

Genelde soğuk mizaçlı bir insandı aslında ama ani yükselen bir yapısı olduğunu fark etmiştim. Başta sorunlarını soğukkanlıca ve sessiz kalarak çözmeye çalışıyordu ama sinirlenince gözü dönüyordu resmen. Bunu bir kere görmüştüm yıllar önce bu da ondan şuanda bile korkmama yetmişti aslında.

HUDUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin