Duyduklarım yüzümün asılmasına sebep olmuştu. Ama neden? Bana neydi ki kiminle konuşuyor, mesajlaşıyor? Yaptığımın ayıp olduğunu düşünerek kapının kenarından çekilirken o sırada odadan çıktı.
'Miray Amirim! Bir haber var mı?'
'Evet. Eşgali vermiş. Bakalım isterseniz.'
'Tamamdır.'
Beraber Erkan'ın yanına gittik. Eşgal kağıtlarını elimize aldık. Şüpheli listesine koymuştuk.
Arama çalışmaları için bütün ekiplere yolladık.
Şimdi sırada olay yeri incelemeden gelenlerdeydi.Akşama kadar karakol da her detayı görmeye çalışıyorduk. Barın kamera kayıtlarını hala alamamıştık. Onu halletmeye çalışırken olay yeri incelemeden Giray gelmişti.
'Amirim, parmak izi örneği alamadık. Sadece bir tane parmak izi var. O da Serkan Keskin' e ait. '
'Serkan zaten barın sahibi bizim işimize yaramaz. Başak bir şey çıkmadı mı? '
'Bir de bar tezgahını arkasında bir oda vardı. Oda da bir mektup bulduk.'
Mektubu poşetin içindeyken incelemeye çalışıyordum. El yazısıyla bir şeyler yazıyordu. Eldivenimi taktım. Poşeti açtım ve mektubu okumaya başladım.
Eğer bu mektup senin eline geçtiyse onların hedefine ulaştığını anla. Sandığın içindekileri al. Kimseye de söyleme. Seni çok seviyorum.
-Serkan
Okuduğumla donakalmıştım. Serkan öleceğini çoktan biliyormuş. Tehdit ediliyor olabilirdi. Ama neden bunu yaptılar. Mesele neydi?
'Miray amirim. Bu iş çok karışacak gibi. Kamera kayıtları için barın sahibinin izni lazım. Ama hala Serkan' dan haber yok. '
'Haber gelene kadar beklemek zorundayız.'
Mektuba bakmaya devam ederken odaya İbo girmişti.
'Amirim çok kötü bir şey oldu!'
'Oğlum ne oluyor ne bu telaş? Hayırdır?'
'Bu Serkan vardı ya?
'Evet.'
'Artık yok.'
Dediği şeyle Aslan amirle ayaklanmıştık.
'Ne demek yok! Kaçtı mı lan?
'Yani amirim kapıda polis diktik ama kaçırmışlar. Yemek vermek için gelen hemşire farketmiş.'
'Süper on numara. Elimizdeki iki üç tane şey vardı bir tanesini kaybettik.'
Aslan amir haklıydı. İşler gitgide zorlaşıyordu.
Hastanenin önündedeki ekibe haber verip Serkan'ı aramaya başladılar.
Biz de haber beklemekten başka bir şansımız yoktu.
Aslan amir ile karakolun kantinine inip kendimize birer çay aldık.Bütün keyfimiz kaçmıştı. Durulmuştuk resmen. Sanki kafam çok boşmuş gibi kafamda bu melek mevzusu gelip gidiyordu. Ne saçmaydı daha dün tanıdığım adamın kiminle konuştuğunu merak ediyordum. Sanırım hakkım yoktu. Direkt olmasa bile dolaylı yoldan sorabilirdim.