16.

43 2 0
                                    

iyi okumalaaarr...

Aylar geçmiş ve sonunda beklediğim o an gelmişti. Geleceğimi belirleyen o sınav...

Bugün Uygar yanımda değildi. Bir süredir yanımda değildi, bir aylık eğitime gitmişti ve biz aylardır birbirimizi özlemek için hiç alan tanımıyor sürekli birlikte oluyorduk. Her anımda yanımda olması beni o kadar mutlu ediyordu ki. Şahsen yanımdayken bile onu özlemek artık işin abartısıymış gibi hissettiriyordu.

Galiba kalbim biraz fazla abartmıştı.

Neredeyse bir aydır onu göremediğimden o kadar özlemiştim ki kelimelere sığmazdı. Sınavdan sonra onunla çok uzun zamanlarımız olacağı için heyecandan yerimde duramıyordum.

Bu yıl gerçekten çok çalışmıştım. Sarp'a ders vermek bana tekrar gibi geliyordu, Uygar sürekli ders çalıştırıyordu. Kendimi çok hazır hissediyordum bu sınava.

Sonunda evden çıkıp annemin yanına ulaştığımda sıkılgan ifadesi dağılmış ve hızla arabaya ilerlerken konuşmuştu.

"Sonunda gelebildin. Hayır sınava gidiyorsun bu kadar süslenmeye ne gerek var ki?" güldüğümde dik bakışlarını anlık bana çevirdi.

"Uygar geliyor bugün." cevap vermek yerine yalnızca başıyla onayladı. Birkaç dakika geçmemişti ki mide bulantım artmaya başladığında annemi zorda olsa durdurup hızla arabadan indim ve indiğim anda kusmaya başladım.

"Artık hastaneye gitmemiz gerekiyor bence."

"Gerek yok zaten stresten oluyor, sınava gidiyorum sonuçta." ofladı.

"Bebeğim bir aydır kusuyorsun yemek yiyemiyorsun. Ve bir şeye alerjin var gibi sana ne zaman yakınlaşsak cildin kabarıyor nefesin kesiliyor." doğruydu. Bana dokunduklarında ciğerlerime hava gitmiyordu resmen. Nefessiz kalıyor ve bayılacak raddeye geliyordum.

"Anneciğim merak etme lütfen. Hepsi stresten oluyor." sıkıntıyla yüzünü buruşturdu.

"Güzel ilerleyen bir ilişkin var emin ol kusmanı başka bir şeylere yorabilirdim. Fakat bu bambaşka." Başka bir şeyler dediği hamilelik oluyordu sanırım. Neyim vardı bilmiyordum fakat hamile olmadığıma çok emindim. Bir aydır ayrı olmamıza rağmen ilaç kullanmaya devam ediyordum belki de ilaçlar böyle yapıyor olabilirdi.

"Şimdi buna kafa yormak istemiyorum. Sınava gireceğim, bu tatsız konuları mümkünse kapatalım ama için rahat edecekse şimdilik erteleyelim. Bir ara mutlaka doktora gideriz." gitmeyecektik. Garip bir şekilde hastanelere bayılsam da hastalık hastası da olsam korkuyordum. Bir şeyler olur diye korkuyordum.

••••

Derin bir nefes vererek okuldan çıktığımda bakışlarım bir süre etrafımda dolaştı ve sonunda görmeyi beklediğim kişiyi gördüm. Uygar arabasına yaslanmış bir şekilde gülümseyerek bana bakıyordu.

Koşarak yanına gidip boynuna atladığımda kıkırdayıp sıkıca belime sarılmıştı. Başım boynuna düştüğünde olduğu yere uzun bir öpücük bıraktım.

"Çok özledim." fısıltımla kolları belimde daha da sıkılaşmıştı.

"Bende, bende çok özledim." dudakları boynuma değdikten sonra sanki dudaklarında bıçak varmış ve boynuma batıyormuş gibi olduğunda ateşe değmiş gibi geri çekilmiştim. Yutkunamadım bile. Ellerimin üstü kızarmaya başladığında ona döndüm.

"Sevgilim, yorgunsundur şimdi eve gitmek ister misin?" bir süre düşünüp ardından başını salladı.

"Uygar, benim ufak bir işim var. Sen eve git ben de işimi halledip yanına gelirim olur mu?"

"Olur da ben bırakayım seni arabayla." olumsuzca başımı salladım.

"Yürümek istiyorum." Israr istemediğim sesimden belli olduğunda omuzları düştü.

"Peki ama gel, açsındır şimdi. Yemek yapacağım sen gelene kadar." Başımı salladım ardından arabadan çantamı alıp yavaşça uzaklaşmaya başladım.

Telefonumu çıkarıp beni defalarca aramasına rağmen hiçbirine cevap vermediğim son aramalarımda olan numarayı aramaya başladım.

"Alo?" derin bir nefes aldım.

"Ecem Hanım? Ahu ben." karşı taraftan bir süre ses gelmedi.

"Sonunda, aylardır hiçbir aramama cevap vermediniz. İlk kez bu kadar korktum ve endişelendim." kaşlarım çatıldı.

"Neden? Neden beni sürekli arıyorsunuz, neden endişeleniyorsunuz?" gelecek olan cevaptan korkuyordum. Bir doktor neden hastaneye gelmem için beni sürekli arardı ki?

"Neredesiniz?"

"Aslında sizi hastaneye gelmek için aramıştım."

"Bir sorun mu var?" Vardı, artık her neyim varsa çok büyük bir soruna yol açıyordu.

"Sayılır." dediğimde karşı taraftan bir nefes sesi duymuştum yalnızca.

"Hastanedeyim gel." ve telefon kapandı.

••••

Odanın kapısında öylece duruyor içeri giremiyordum. Randevu almamıştım, almak istememiştim.

Kapı açıldı ve içeriden doktorun asistanı çıktı.

"Ahu Hanım siz misiniz?" başımı salladığımda kapıyı daha çok açıp dışarı çıktı.

"Ecem Hanım sizi bekliyor." ve bir yöne doğru ilerlemeye başladı.

Sakin adımlarla odaya girip kapıyı kapadığımda direkt olarak karşımdaki kadına bakıyordum. Genç bir doktordu fakat genç yaşında kendini oldukça geliştirmiş ve doçent olmuştu.

"Hoşgeldin, sonunda gelebildin." tereddütlü gülümsememle karşılık verdim.

"Aylardır bana ulaşmaya çalışıyorsunuz, açıkçası başta çok umursamamıştım fakat bir şeyler ters gidiyor." kaşları çatıldı.

"Başlamış yani."

"Ne başlamış?"

"Hastalığın belirtileri."

TUTSAK// yarı textingWhere stories live. Discover now