17.

45 1 0
                                    

Merhaba, nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Bu bölüm hakkında ufak bir bilgi vermem gerekiyor. Bu sebeple burayı okumanız önemli. Bunu da söylüyorum çünkü çoğu okuyucu genelde buradaki yazıları okumayı pek sevmez (Buna bende dahil:))

Her neyse, bu bölüm geçiş bölümü sayılabilir. Bundan sonra her şeyi bilip ne kadar mutlu bölümler okuruz bilmiyorum ama eminim mutlu olacağımız yerler olacaktır.

Bölümü okuduğunuzda bu kadar uzun paragraflar görünce şaşırmayın ahshwjjzjw saka saka.

Biraz bilgi içerkli ve belki de kendini tekrar eden cümleleri olan bir bölüm olabilir.

Bölümde bahsedilen hastalık (tıbbi olay) tamamen kurgudan ibaret. Yani öyle bir hastalık var mı bilmiyorum ben biraz araştırdım fakat pek bir şey bulabildiğim söylenemez. Bu sebeple bir ismi yok/bulamadım. Bu da ismi olmadığından sürekli hastalık hastalık yazmak zorunda olduğumu gösteriyor ne yazık ki.

Çok fazla araştırılmış bir şey değil, bilmiyorum ben aynı zamanda bir okuyucu olarak bazen kitaplarda olan şeyleri araştırabiliyorum eğer sizde öyleyseniz ve bu bölüm bahsedilen hastalıkla ilgili bir şeyler bulursanız paylaşmaktan lütfen çekinmeyin🤍

iyi okumalaarrrrr..

Çocukluğumda hastaneleri pek sevmezdim, annem doktor olduğundan sürekli nöbete kalır eve de çok zor gelirdi ve hastanelerin annemi benden aldığını düşündüğümden nefret ediyordum.

Daha sonrasında annemle hastanede kalmaya başladığımda mecburen sevmek zorunda kalmıştım, aynı zamanda hastanede kaldığımdan bağışıklığım düşüktü ve sürekli hasta olurdum. Fakat hasta olmak beni mutlu ederdi çünkü annemle daha çok zaman geçirebiliyordum.

Bir süre sonra hastaneleri daha çok sevmeye başladığımda hastalık hastası olduğum için ayda bir farklı doktora gidiyor ve herhangi bir şeyim varmış gibi hissediyordum. Doktorlar bana sağlıklı olduğumu söyleyene kadar her türlü testi yaptırmak isteyebiliyordum. Artık bu hastaanedeki tüm doktorlar buna alışkındı.

Fakat şimdi yaptıracağım testler daha farklıydı, daha önce hiç yaptırmadığım ismini dahi duymadığım birkaç test.

Doktor hastalık belirtisi demişti, muayene etmek için izin istemiş hemen ardından beni teste göndermişti. Hiçbir açıklama yapmamıştı.

Saatlerdir testlerin çıkmasını bekliyor bir yandan da sürekli çalan telefonumu kapatmaya çalışıyordum. Bir annem bir Uygar arayıp duruyordu. Ara sıra babam arıyordu fakat sınav için aradığına emindim.

Sonunda doktorun sekreteri beni tekrar içeri aldığında korkuyla derin bir nefes alıp koltuğa oturdum ve kadının yüzünü izlemeye başladım.

"Bana iyi şeyler söyleyin lütfen." Başını iki yana salladı.

"Üzgünüm ama iyi şeyler söylemeyeceğim." derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

"Bir süre önce yeni bir hastalık ortaya çıktı. Daha doğrusu zaten vardı fakat farklı varyasyonlarla tekrar ortaya çıktı. Bu kesinlikle bir virüs değil, bir hücre. Kanser hücresi. Bağışıklığı düşük, sağlıksız ve genetiğinde olan bu hücreye sahip vücut bunu kişinin yaşama başladığı ilk andan itibaren üretmeye başlıyor. Yavaş yavaş hücreyi besleyip büyütüyor. Bunu hiç belli etmiyor. Gizli kanser gibi aslında. En belirgin özellikler klasik grip özellikleriyle birebir aynı. Bu sebeple kişi kendini sürekli grip sanabiliyor. Duyduğuma göre küçüklüğünden beri çok kolay hasta oluyormuşsun. Bu hastanede büyüdüğünden senle ilgili takdir edersin ki çok fazla şey duyuyorum." başımı salladım yalnızca.

TUTSAK// yarı textingWhere stories live. Discover now