20.

35 2 0
                                    

İyi okumalaaarrr...

Babamla birlikte hastaneye girdiğimizde hızlı bir şekilde Ecem'in odasına gitmiş ve beklemeden içeri girmiştik. Zaten beni bekliyordu.

"Hoşgeldiniz." babam başını salladığında hafifçe gülümsemiştim bende.

"Nasılsın Ahu?"

"İyi sayılırım." ona baktığımda gözlerini devirmişti. Eminim iyisin der gibi bir bakış atıp babama döndü.

"Eminim ki Ahu her şeyi zaten size açıklamıştır ama içiniz rahat edecekse bende anlatabilirim."

"Gerek yok Ahu her şeyi anlattı. Portekiz konusu hakkında da ben onaylıyorum. Gitmesi en mantıklısı zaten o da karar verdi sayılır değil mi Ahu?" evet neredeyse her gün bu konuyu düşünmüştüm ve kabul etmeye karar vermiştim.

"Evet, seninle geleceğim. Babam durumum hakkında bilgi almak istiyor."

"Güzel o zaman daha erken gitsek senin için sorun olmaz? Ayrıca durumu hakkında şu an için söyleyebileceğim pek bir şey yok. Test yaptığımız zamandan sonra bir daha kontrole gelmedi ki burada yeterince yapabilceğiz bir şey yok çünkü bu hastalık konusunda pek bilgi sahibi değiller. Ama emin olun ki kliniğe gittiğimizde detaylı bir kontrolden geçerek nasıl bir tedavi uygulanabilir hızlı bir araştırmaya girecek. Evet henüz klinik açılmadı ama doktorlar toplandı bile. Bu da erken gidip testlere başlayabileceğimiz anlamına geliyor. Size sürekli bilgi vereceğimizden emin olabilirsiniz." Ecem'in uzun açıklaması babamı ikna etmiş gibiydi. Ya da sadece öyle görünüyordu.

"Babacığım, bize biraz izin verebilir misin?"

"Neden? Sakladığın bir şey mi var?"

"Hayır tabii ki yok. Farklı bir şey konuşmayacağız ama biraz izin versen iyi olur. O sırada annemin yanına gidebilirsin bence. Çoktan burada olduğunu duymuştur." İstemese de onaylayıp odadan çıktı.

Babam odadan çıktığı gibi yüzüm düşmüş bir şekilde Ecem'e döndüm.

"Ecem, ben hiç iyi değilim." ofladı.

"Farkındayım."

"Geceleri kanamalar ve sancılarla uyanıyorum. Ne oluyor bilmiyorum. Kimseyle herhangi bir temasta bulunmuyor olmama rağmen sanki temas etmişim gibi vücudum yanıyor yaralar çıkıyor. Nefesim eskisinden daha çok kesiliyor. Boğuluyormuş gibi hissediyorum. Ölüyor muyum?"

"Sağlıklı bireylerde de bebek rahme yerleşirken kanamalar olabiliyor. Yalnızca seninki biraz daha acılı olacak. Yakında geçer merak etme. Yine de en szından vücudunda ki yaralar için birkaç krem yazabilirim. Sonra da birlikte kadın doğuma gidelim." Dedikten sonra ilacı yazıp reçeteyi çıkardıktan sonra ayaklandı.

"Nereye?"

"Kadın doğuma, randevu almadın mı?"

"Hayır, bu hastaneden olmaz. Annemin haberi yok ve olmayacak. Uygar'a da aldırdığımı söyleyeceğim. Ve ayrılacağım. Sonrasında gitmek daha kolay olur." oflayıp yerine geçip oturdu. Kızıyordu bu hallerime.

"Babana söylemişsin?"

"Mecburen, ben babamdan bir şey saklayamıyorum. Gerçi annemden de saklayamıyorum. Haftalardır odamdan çıkmıyorum bir şey söylememek için ama babam yanıma gelince konuşmamak çok zor geldi. Bu yükü tek başıma taşımak çok zor geldi. Sırtımı güvendiğim birine yaslamak istedim." anlayışla baktığında gülümsedi.

"O zaman valizini hazırla bakalım. Çünkü haftasonu Portekiz'e uçuyoruz." Yutkundum.

"Peki. Şimdi gidiyorum." ve ardından hızlı bir şekilde odadan çıkıp Uygar'ın yanına acile indim. Bunu iş yerinde yapabilir miydim bilmiyordum fakat yapmak zorundaydım.

TUTSAK// yarı textingWhere stories live. Discover now