21. bölüm

81 15 1
                                    

Elimdeki valizler ile kocam beyi bekliyordum. Dil bilgilerim arasında İtalyanca yoktu. İşlemleri halledip geldi yanıma.

"Gidelim artık yoksa sıcaktan bayılacağım." Dedim, elini belime yerleştirip şakaklarımdan öptü.

"Gidelim güzelim." Dedi, valizleri bir çalışan gelip aldı ve odamıza çıkarttı, bizde asansöre bindik, binince kollarını belime yerleştirdi. Bende boynuna doladım, dudaklarını dudaklarıma yerleştirdi.

Ne yaparsak yapalım birbirimize doyamıyorduk, bu Ali Deniz içinde benim içinde geçerliydi.

Dudamlarımızı ayırıp alını alnıma dayadı, burnunu burnuma sürtüp öptü.

"Ben sana neden hep bu kadar açım." Dedi, başımı omzuna yasladım. O açlık bende de var kocacım.

"Birbirimizi yiyip bitiriyoruz ama hep açız ve o açlık bende de var kocacım." Dedim, saç tellerimi incitmeden tek tek sevdi.

"Kocacın yesin seni." Dedi, başımı kaldırıp yüzüne baktım tatlı, tatlı.

"Lütfen yap bunu." Dedim, asansörün kapısı açıldı bizde ayrıldık, bir kaç tane sarışın bomba geldi asansöre.

Kocamızı Koru.

Yavaş yavaş köşeye doğru çektim kocamı, bende önüne geçtim.

Kızlar kocama yiyecekmiş gibi bakıyordu.

Elini elime geçirdi, bedenini de bedenime yasladı.

Bu, yersiz kıskançlıklara gerek yok benim gözüm senden başkasına kör demek zöhre.

Galba öyle bir şeydi.

Sarışın sütün ve esmer bacı beni süzdüler, umduklarını bulamayıp burun kıvırarak önlerine döndüler.

Bizi gri eşofman ve beyaz sweatshirtle sadece kocamız seviyor.

Diğerlerine gerek yok zaten.

Sarışın bombanın kocama baktığını gördüm, Ali deniz aşkitoma döndüğümde bana bakıyordu.

Yerdim ama, ellerini daha sıkı tuttum, asansör durduğunda bizim ineceğimiz kata geldiğimizi gördüm.

Asansörden indim, kocişim de arkamdan geldi.

"Bizim buraya gelmemiz bir hata biliyorsun demi, her yerden taş gibi hatunlar çıkıyor." Dedim, bir kapının önünde durup açıp girdi ardından beni içeri çekip kapı ile arasına aldı.

"Benim taş hatunum sensin ama, onu ne yapacağız." Dedi, ellerim sakallarını sevdi tek, tek. Çok çabuk uzuyorlardı.

"Diyorsun" dedim.

"Diyorum" dedi parmaklarını saç tutamıma dolanırken.

"Benim de taş adamım sensin." Dedim, dudakları dibimdeydi, kömür karası gözlerine baktım koyulaşmıştı.

O nasıl oluyor.

Zaten dudaklarımın dibimde olan dudakları daha fazlası mümkünmüş gibi daha çok yaklaştı.

"Biz çok mu ayrı kaldık ne?" Dedi, gözlerinde olan gözlerim dudaklarına kaydı, onunda gözleri dudaklarıma kaydı, boynuna doladığım kollarımı geriye çekip ellerimi yüzüne koyup dudaklarınızı birleştirdim.

Özlem dolu değilde tutkulu bir öpüşme oluyordu, çünkü en son gelmeden önce tenlerimiz birbirini bulmuştu.

Buna rağmen onun için yanıp tutuşuyordum. İşin içine dillerde girince kocacığımı tutmak zor oluyordu.

Anka: geçmişin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin