Paragrafın Akışını Bozan Cümle...

114 26 13
                                    

Tahmin oyunlarında asla Azra gibi olmayın. Bir insan hep mi karavana atar ya? Adam ağzımdan girmiş burnumdan çıkmış, babaannemin göbek bağımı nereye gömdüğüne kadar öğrenmişti. Zavallı babaannem, kim bilir ne hayallerle Afyon Ulu camiin bahçesine gömdü o et parçasını. Her bir araya geldiğimizde kunut dualarını ezber etim mi diye sınava tutar, ben kunut duaları diye başlayıp bildiğim üç beş duadan potpori yapınca da "ben nerede hata yaptım?" diye dizlerini dövmeye başlardı. Termodinamik mühendislik için neyse, kunut duaları da kutsal kitabımız için o demekti bana göre. 

Yaklaşık bir saat süren oyunumuz boyunca ben sadece bir doğru tahminde bulunmuştum. O da neredeyse bütün Metehan Kurt hayranı genç kızların bildiği eğlence hayatı hakkındaydı. Adamın gözler önünde bir eğlence hayatı yoktu. Bunu bilmeyecek ne vardı sonuçta? Elbette bu güzide tahmine gelen itiraf da en az tahmin kadar ön görülemez nitelikteydi. Beyimiz lisede inek bir öğrenci olduğu için pek rağbet gören bir arkadaş değilmiş. Çünkü ne sınıfa uyarak dersi asar, ne de ders kaynatma çabalarına ortak olurmuş. Ben bu itirafı sanki Diana'nın ölümünün arkasındaki sır perdesi kalkıyormuş gibi pür dikkat dinlemiş, itiraf bitince de yanağımı şişirip puflamıştım. Sonra da sen itiraf gör yiğidim diyerek; Lisede hoşlandığım çocuğu ayartmaya çalışan kızı tuvalette sıkıştırıp dövdüğümü anlatmıştım. Adamın suratı her itirafımdan sonra irtifa kaybetmeye başlayınca oyuna süresiz ara verdik. 

Bir saattir aralıksız konuşmamızın getirisi yorgunlukla ikimiz de suskunluğa gömüldüğümüzde uçak önce bir hafiften titredi, sonra da dandik bir roller coasterin iniş ivmesi aldığı andaki gibi sarsılmaya başladı. Ve işte o an kunut dualarını eksiksiz bir şekilde okudum. Koltuğun yumuşak deriden kolçaklarını sıkan ellerimi çözüp amin diyemeyince duam kabul olmayacak diye ağlamaya bile başlamıştım üstelik. Zavallı Metehan bey de beni teselli edeyim derken kemerini açmış ve aradaki geniş mesafede önümde diz çökerek beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Uçak tekrar sarsıldığında bu kez, kolçakları bırakıp onun ellerinden tuttum. Eğer tutmasaydım savrulup kendini yaralayabilirdi. Baktı türbülans bir süre daha devam edecek, zor şer yerine oturup kemerini bağladı. Adam anladı tabii okuduğum duaların bizi kurtaramayacağını, teknolojinin güçlü kollarına emanet etti kendini. Ah keşke zamanında babaannemi dinleyip, ayetel kürsiyi de öğreniverseydim. Belki de o zaman Allah'ın ipine daha da sıkı tutunduğumu hissederdim. 

Pilotun mükemmel aksanıyla yaptığı sakinleştirici konuşmadan bi bok anlamamış olmam da cabasıydı. Ben korkudan bildiğim dilleri değil, ana dilimi bile unuttum. Bana bir asır gibi gelen süreden sonra neyse ki her şey normale dönmüş ve uçağın içinde duyduğumuz o rahatsız edici uğultular son bulmuştu. Geriye bir tek çok ağlamamın verdiği iç çekişler kaldığı için etraftakiler henüz huzura kavuşmamış olabilirdi ama Metehan beyin sürekli iyi olup olmadığımı sorması iç çekişlerimi daha da arttırıyordu.

" Azra daha iyi misin? Ne yapabilirim senin için? Biraz su içmek ister misin? "

" Çişim geldi. "

" Efendim? "

" Şey, lavaboya gitmem gerekiyor ama kendimi pek iyi hissetmiyorum. Hostesi çağırır mısınız, bana yardımcı olsun."

" Anladım. Kimseyi çağırmamıza lüzum yok. Ben sana yardımcı olurum. "

" Buna hiç gerek yok Metehan bey. Lütfen rahatsız olmayın. "

" Lafı bile olmaz Azra. Hadi kalk bakalım."

Adama az önce açık açık çişim geldi demiştim ve o da bana kimseye gerek yok, ben yardımcı olurum dedi. Ne yapacaksın adamım? Donlarımı sıyırıp rahat işemem için yüreklendirecek misin? Günah benden gitti bence. Az önce yüce rabbim bana yaşattığı korkuyla bütün günahlarımı dökecek kadar aklımı aldı çünkü. Bisiness classın diğer bölümlere göre daha geniş olan lavabosuna geldiğimizde önce yüzüme birkaç kez su çaldım ve cebimdeki tokayla, ıslattığım saçlarımı topuz şeklinde topladım. Sonra da korkunun mesaneme yaptığı baskıyı çövdürmek için sıyırdım donları. Aman Allah'ım yerden kilometrelerce yükseğe çıkınca mesanem genişlemiş mi ne yapmış? Neredeyse iki dakikaya kadar aynı tazyikle işedim. Şimdi tartıya çıksam, rahat üç kilo kaybım var bence. İşimi halledip dışarı çıktığımda Metehan bey yüzündeki geniş sırıtmayla beni bekliyordu.

Gölge PatronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin