İğne olmaktan, ilaç içmekten, yani hasta olmaktan nefret ederdim. Bu sebeple hasta olmamak için elimden geleni yapardım. Yediğime, içtiğime, giydiğime her şeye dikkat ederdim. Sigara sürmemiştim ağzıma bu güne kadar, bira bile içmedim mesela. Elif benim kadar korkak değildi ama o da sağlığına önem gösterirdi. Tek kusuru ihmalkar oluşuydu. Yaklaşık iki aydır süren ve giderek sıklaşan baş dönmeleri için defalarca uyarmama rağmen, doktora gitmeyi ihmal etmiş ve bana bugün hayatımın korkusunu yaşatmıştı. Şimdi bizim alınmadığımız odada Elif'e ne olduğunu anlamaya çalışırlarken, ben de koridorda yere oturmuş kapının açılmasını bekliyordum. Kapı açılsın ve beyaz önlüklü cellatlar çıkıp hastanın hiç suçu yokmuş desin.
Dakikalardır gözümü diktiğim kapıda bir hareketlilik yoktu ama koridorun başında Elif'in adını haykırarak bizim olduğumuz tarafa doğru koşan Figen teyzenin sesi beni kendime getirmişti. yavaşça çöktüğüm yerden kalkıp Figen teyzeyi karşıladım.
" Elif, Elif nerede Azra? Ne oldu kızıma? Neden kimse çıkıp bir şey söylemiyor? Ah annecim, sabah evden çıkarken rengi çok solgundu, gitme dedim. İyim dedi ikna etti beni. Ama iyi değilmiş çocuğum benim. Ah Azra çok korkuyorum. "
" Elif iyi olacak Figen teyze. Ben biliyorum yorgunluktan bayıldı o. Hem staj, hem okul çok yoruldu. Kilo almamak için doğru düzgün de yemiyor biliyorsun. Tansiyonu düşmüştür kesin. Şimdi çıkıp bize ' her şey yolunda ' diyecekler. "
Demediler. Yaklaşık 20 dakika kadar sonra odadan çıkan doktor yanımıza geldiğinde yüzü hiç de iyi şeyler söylemiyordu.
" Elif hanım buraya getirildiğinde bilinci kapalıydı. Ne yazık ki henüz kendine gelmiş değil. Biz de bu sırada elimizi olabildiğince hızlı tutarak bize hastanın durumu hakkında net fikirler verecek tetkikleri yaptık. Ne yazık ki; Elif hanımın sağ parietal bölge olarak değerlendirdiğimiz yerde bir kitle mevcut. Kitle, henüz görme ve renkleri algılama gibi yeteneklerine engel olacak boyutta değil ama eğer müdahale edilmezse geri dönülmez hasarlara yol açabilecek bir yapıda. Birkaç test daha yapacağız ancak benim tavsiyem bir an önce ameliyat olması yönünde. Hasta kendine geldiğinde onu görebilirsiniz. Sizden ricam, durumu hakkında bizim bilgimiz olmadan bir paylaşımda bulunmamanız. "
Figen teyze ondan hemen sonra gelen Ali amcanın omzunda ağlarken ben de tekrar duvardan deste alarak durumu idrak etmeye çalışmıştım. Elif çok hastaydı. Ölümcül derecede hem de. O neşeli, alçak gönüllü, dünya güzeli kız, ölüme hepimizden daha yakındı. Ailesinin biriciği ve geleceği, benim ise canımın içiydi. Kendime çok kızıyordum. İlk sendelediğinde yanında ben vardım. Keşke biraz daha ısrar etseydim, ya da tutup kolundan zorla bir hastaneye götürseydim; daha erken fark edilseydi... Bunun gibi bir çok sebep bulmuştum kendimi suçlamak için.
Şoku atlatamasa da evlatlarını kurtarmak için dirayetli durmaya çalışan çift, yoğun bir telefon trafiğine başlamıştı. Annemlere telefonla haber verdiğimde hastaneye geleceklerini söylemişlerdi. Birazdan burada olurlar diye aklımdan geçirirken omzuma değen bedenle kasılıp kaldım. Benim gibi sırtını duvara yaslayan ve bana oldukça yakın mesafede duran Metehan beyin varlığı beni kendime getirmişti. Adamlar saatlerdir bizimle birlikte gelecek haberleri bekliyor ve konforumuz için ellerinden geleni yapıyordu. Bense kendi alemime dalıp onların varlığını unutmuştum. Kendimi toparlamaya çalıştığımda eğilip yüzüme bakmış ve bana oldukça yakınken yüzünde üzgün bir ifade görmüştüm. Benim halime mi üzülmüştü?
" Kendini şimdiden bu kadar yıpratma. Zorlu bir süreç var önlerinde. Elif'in sana, ailesinin de Elif'in iyi hissetmesine ihtiyacı var. Eminim onu iyileştirmenin bir yolu mutlaka vardır. Ailesi ne gerekiyorsa yapacak güçte ve kudrette. Sen sadece arkadaşının yanında ol. Şimdi bırak sümüklerini akıtmayı ve git elini yüzünü yıka. Arkadaşın uyandığında senin bu halini görürse bu kez korkudan bayılabilir. "