DLMLU

〔Ep.7〕Her Geçen Gün Daha Çok Kaybediyorum Onu

Selammm

Bugun bu ficin ilk bolumunu yayimladigim gun ve oglen uykumda gordugum bir ruya sonucu bu bolumu yaziyorum aslinda bunu uyarlamayacaktim ama biraz kafama takilinca uyarlayasim geldj

BU GECE HIDIRELLEZ VAR

Umarim begenkrsiniz
Yorum ve oylarinizi unutmayin
Iyi okumalar bad bitchlerim

ㅡ

28.04.24

Jeongin, havanın açık olmasını fırsat bilip hem kafa dağıtmak, hem de evinin minik eksiklerini tamamlamak için çarşıya inmişti.

Kendi kendine, "Ah.. Ne çok şey almışım, amma da ağırlar." diye isyan etti, elindeki yaklaşık on altı torbaya karşı.

Yalnızdı yine, önceden olsa Felix Changbin ve Jisung ile gelirdi buraya, ama bugün onlarla beraber olması tamamen tehlikeliydi. kendini buna alıştırmaya çalışıyordu bir yandan da.

Yalnızlığa alışmaya çalışıyordu.

Gözüne kestirdiği minik bir hotdog kamyonunundan siparişini vermişti, önündeki taburelerden birine oturup elindekileri küçük masanın yanına bıraktı.

Yaşlı kadın siparişini getirip ona uzatırken şapkasının altından görünen dudaklarıyla gülümsedi.

Jeongin de, ona tuhaf gelen bu kadına karşı gülümseyip yemeğini ve içeceğini alıp yemeye koyuldu.

On dakika sonra ayaklanıp kamyonunun önüne geçti, kadını göremeyince parayı bırakıp ayrıldı oradan.

Yürürken cebinden hissettiği titreşimi en başta umursamasa bile, arayan kişi vazgeçmediğinden küfrederek elindeki poşetleri bir kenara bıraktı.

Felix'in görüntülü aradığını görünce iç çekti. Ona o kadar şey söyledikten sonra, hala uzaklaşmamıştı. "Ne var Felix?"

"Çok kabasın Jeongin."

Felix'e ait olmayan sesle kaşları havalandı. "Minho Hyung?"

Felix, telefonu yan yana oturan Minho, Jisung ve Hyunjin'e çevirdi.

"Aman ne güzel, toplandığınızı göstermek için mi aradınız beni? Tamam, görüşü-"

"Jeongin!" Kadrajına kaşlarını çatmış bir Felix girdiğinde sustu.

"Abim Busan'a bizi ziyarete geldi ve seni de görmek istiyor. Birde.. Ne yaptığını ve nasıl olduğunu görmek için aradım."

"Alışveriş yapıyorum, iyiyim. Minho Hyung'a da böyle dersin. Tamam mıdır? Kapatıyorum."

"Tamam falan değil!"

Felix'in ani yükselmesi Jeongin'i şaşırtmıştı açıkça.

"Beni geçiştirmeyi kes, arkadaşız biz, aramıza mesafe koymaya çalışmandan yoruldu- Jeongin..?"

Jeongin, yavaşça solmaya başlayan rengi ve bulanmaya başlayan midesiyle yüzünü buruşturdu.

Felix panikle "Jeongin neyin var?" dediğinde, diğer üçlü de merakla başına toplanmıştı.

Jeongin, görüşü bulanıklaştığında duvara yaslandı.

"Neler oluyor Jeongin?" dedi Felix.

Hattın ucundaki dörtlü oldukça endişeli bir haldeydi.

Jisung kitlenmiş bir şekilde tepki beklerken, Minho kaşlarını çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyor, Felix korkmaya başladığından dudaklarını kemiriyor, Hyunjin ise aklında uçuşmaya başlayan senaryolardan dolayı parmakları arasındaki telefonu sıkıyordu.