Merhaba
Artik mutlu gunler gelsin su cocugun psikolojisini nasil duzslticsm ya da duzeltmesem mi..?saka canim korkmayin
Psikolog olucam yakinda.
Neyse bakalimmmm baslayin iyi okumalar crazy bad bitchlerim
Kizlar ATE era skz ve o son konsermmh.. 🔥
ㅡ
07.06.24
『Hyunjin'in Gözünden』
"Bir tanem, aileni uğurlamaya gitmek ister misin?" diyerek saçlarını okşadım onun. Bir süre öylece yüzüme bakıp doğruldu. Sonra uzattığım elimden destek alarak yataktan kalktı.
Elime serumu aldım.
O yürürken elim belinde onunla ilerledim. Banyoya girip yüzüne baktı aynadan. Uzunca süzdü, yorgunluktan bayık bakıyordu. "Kötü görünüyorum." dedi her türlü kusursuz görünen yüzüne karşı. "Ölüden bir farkım yok.. Yüzüm çökmüş."
Omzunu okşadım, yüzüne doğru eğilirken. "Maske yapmak ister misin, Felix'den isteyebilirim?"
"Evet." Sonra bana döndürdü vücudunu. "Beni yıkar mısın?"
"Yıkarım." Jeongin'i duşun içine getirip serumu askıya astım. "Sen bekle, Felix'i arayıp geliyorum.
"Tamam."
Maske için Felix'i aradıktan sonra, içerideki tabureyi alıp banyoya gittim ve Jeongin'i soyundurdum.
Günlerdir oldukça bitap haldeki bedenini güzelce temizlerken, o taburede oturmuş, serumlu kolunu zorlukla havada tutarken, kafasını duvara yaslayarak kısık gözleriyle beni izlemişti. İşim bitince havluyu bedenine sardım. Beraber odaya geçtiğimizde yatağına oturdu.
Felix de gelmişti o sırada. Kısa süren, uğraşsız bir hazırlanmadan sonra, Felix getirdiği bandı koluna taktı Jeongin'in, cenaze sahibi olduğunu gösteren siyah beyaz bir kumaştı.
Gözlerine baktım, dolu doluydu ama ağlamıyordu. Ailesi için güçlü görünmeye zorluyordu kendini.
O ağır ağır ilerlerken, serum askısının sapından sürükleyerek hemen yanından takip ettim. Felix de diğer yanındaydı.
Cenaze evine vardığımızda, Jeongin tek tek uğurladı hepsini, o kadar güçsüz duruyordu ki, her an bayılıp kalacak diye korkuyordum.
Elini yavaşça çerçeveye değdirdi. Aile tablolarıydı bu. Jeongin yoktu yalnızca. Fotoğrafı kolları arasına alıp sıkıca sarmaladı. Kafasını da dizlerine gömmüştü.
Onu rahat bırakmak adına ellemedim. Bir süre öylece ağladı. Ben gözlerimi bir an olsun ondan ayırmazken, Felix ve Changbin taziyeye gelenlerle ilgileniyordu.
Minho, Jisung, Chan ve Seungmin geldiğinde, omzunu okşayarak ona haber verdim. Seungmin hariç hepsi onunla kucaklaşarak başlağlığı dilemişti fakat Seungmin, kafası eğik bir şekilde kapının kenarında bekliyordu.
Kendini suçladığı ortadaydı, çünkü adkdaşının hayatını karartan kişi tam olarak öz ablasıydı.
Jeongin de onun kendini suçladığının farkında olmalıydı ki, "Seungmin." diye seslendi ona cılız sesiyle.
Seungmin kafasını kaldırıp Jeongin'e baktı. İkisinin de gözleri doluydu.
"Senin suçun yok, gel." dedi bu sefer Jeongin. En uzun cümlelerinden birini kurmuştu. Konuşmaya bile mecal bulamıyordu son günlerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DLMLU
أدب الهواةSavcı olmak, Jeongin'in yapmaması gereken bir şeydi. "Seni sevmeme izin verme." ㅡ -Hyunin -Yetişkin İçerik -Angst DEĞİL 〔Tw: Ölüm/ Cinayet/ Tehdit/ Yaralama/ Silah/ Cinsel İçerik/ Psikolojik Bozukluk ve Rahatsızıklar/ Rahatsız Edebilecek Olaylar〕 ...