Selam alekum
Yanlislikla erken kalktim okula gitmek icin evden ciomama yarim saat varken yazayim azicikfic pek ilgi gormiyo ya kotu mukine
ㅡ
28.04.24
Felix, "Neyi varmış?" diye sorduğunda, Hyunjin elindeki kağıtlalrı uzattı ona. "Klonezepam tüketmiş, neyseki vücudunun kaldıramayacağı dozda değil."
"O ne, uyuşturucu mu, kendisi almamıştır değil mi?"
"Hayır tabii ki Minho, uyuşturucu değil, bir çeşit sakinleştirici fakat; sarhoşluk, baş dönmeleri, mide bulantısı, görüş bozukluluğu gibi yan etkileri oluyor, fazla dozda alınırsa ölüme bile yol açıyor. Halk ağzıyla; barlarda, serserilerin yararlanmak istediği kişilerin içeceğine kattığı ilaçlardan. Kendinin aldığını sanmıyorum, zaten kanında az çıktı, bir iki saate uyanır ama yine de bugün biraz bitkin olur."
Hyunjin'in açıklaması içlerine su serpmişti. Ama yine de içlerinde bir yerde geçmek bilmeyen bir endişe vardı.
"Peki.." Diyerek kaşlarını çattı Jisung. "Nasıl tüketti onu?"
Felix, ona katıldığını belli edercesine başını salladı. "Evet, ayrıca enjekte mi edilmiş yoksa ağızdan mı almış?"
"Ağızdan almış."
"O zaman kesinlikle içeceğine katılmıştır." Bakışlarını Hyunjin'e çevirdi Minho. "Haksız mıyım, barlarda da böyle kullanıldığını söylemiştin."
Onayladı Hyunjin. "Bugün gezdiği yerlerin kamera görüntülerini inceleyin o zaman. Belki bir şeyler çıkar."
"Changbin de buraya geliyordu, o zaman ben onunla beraber gideyim, Jeongin size emanet. Bir şey olursa haber verin."
Felix oradan ayrıldıktan bir kaç saat sonra, Jeongin uyanmıştı. "Yine mi siktiğimin hastanesindeyim ben?" Diye homurdanırken, Minho girdi görüş açısına. "Sen niye geldin Busan'a?" dedi ona.
"Sevgilimi görmeye geldim."
"İyi. Diyip omuz silkti. "Ne zaman çıkıyorum?"
"Hyunjin gelsin, çıkarız, ifade vermen gerekiyor."
Jeongin, "Sen mi alacaksın ifademi?" Dediğinde onayladı. "Polisim ben, Seul ya da Busan farketmez." Jeongin umursamazca baş salladığında, Minho anlatması için yatağın yanına sandalye çekti.
"Alışveriş yaptıktan sonra, bir hotdog arabasından yemek yedim, ne olduysa ondan sonra oldu." Jeongin, en başından her şeyi detaylıca anlatırken, Minho önemli buğu kısımları not ediyordu.
Jeongin, cümlelerini sonlandırırken, düşündü Minho, ardından sordu: "Yaşlı kadın hakkında bilgi ver."
"Kıyafetleri boldu, kilosunu anlayamadım. Boylarımız.. sanki yakın gibiydi, ama.. Tam emin olamıyorum, topuk boyunu da hesaba katmalıyız, fakat totalde 1.75 civarı olmalı. Yüzü, sahteydi, lateks maske takmış olmalı.. Tam hatırlamıyorum ama o kişi gerçekten katildi, emin olabildiğim tek şey bu; bir piyon değil, gerçek katil."
Jeongin, hatırlamaya çalıştıkça kötü hissediyordu, Minho bunu farkedip "Zorlama kendini Jeongin. " dedi. "Sadece.. Onun katil olduğundan nasıl emin olabiliyorsun?"
"Gözleri.." Yutkundu Jeongin. "Gözleri nefretle bakıyordu, tıpkı önceki seferler gibi, yine aynı keskin, nefet dolu irislerle karşılaştım." O keskin gözler aklına geldiğinde, sıkıca gözlerini yumdu. Sanki-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DLMLU
FanfictionSavcı olmak, Jeongin'in yapmaması gereken bir şeydi. "Seni sevmeme izin verme." ㅡ -Hyunin -Yetişkin İçerik -Angst DEĞİL 〔Tw: Ölüm/ Cinayet/ Tehdit/ Yaralama/ Silah/ Cinsel İçerik/ Psikolojik Bozukluk ve Rahatsızıklar/ Rahatsız Edebilecek Olaylar〕 ...